YAŞAR MERDOĞLU



 
 



Yaşar MerdoğluDavutpaşakulübünün  devasa Üsküp ailesinden geliyor. Dokuz yaşına kadar Aksaray’da yaşamış ama halis mulis bir Fındıkzade çocuğu aslında.
 
24 Haziran 1966 doğumlu, doğum günü pastasını Erkin Koray ile aynı gün kesiyor, mumlara nefesinin yettiğince aynı gün üflüyor. Ama o Türk müziğini dönüştürenlerden, çağdaş müzikle harmanlayanlardan biri değil. Daha alçakgönüllü kahramanlardan. Bizden biri. Merdoğlu’nun evrensel katkısı futbol ve ticaret alanlarında.
 
Merdoğlu’nun Üsküp kökenli babası Necati karyolacı, annesi Esma ise ev hanımı. Kardeşlerden on tanesi rahmetli olmuş, hüzünlü kısacık öykülerin talihsiz  kişileri. Sakıp ise adının da verdiği uğurla hayat mücadelesine devam ediyor.
 
Merdoğlu’nun atalarının Türkiye’ye geliş tarihi 1952. Dede çok inatçıymış. Azimli, iradeli ve güçlü. İlk gelenlerden biri olmayı kafasına koymuş ve gerçekleştirmiş bu düşünü.   
 
Merdoğlu köklerini, Arnavutları önemsiyor haklı olarak. Makedonya’yı, Üsküp’ü, Kosova’yı ulusların kaynaştığı, bir arada eridiği bir uzam olarak görüyor. Makdeonsözcüğünün karışık, salata gibi anlamlar taşıdığını söylüyor. Pomak’ı da var içinde, diyor, Bulgar’ı da. Saflık arayışının, ırkçılığın, kafatasçılığın çirkinliğini ve çağdışılığını vurguluyor.
 
Merdoğlu Aksaray Mahmudiye İlkokulu, Fatih İmam Hatip Lisesi’nde ilim irfan almış. Ama lise iki senesi epey tatsız. Okuldan atılayazmış veremediği bir iki ders yüzünden. Neyse ki karşısına Alaaddin’in lambasından fırlamışçasına çıkan, Karagümrük’ün altmış sonlarındaki harika sağaçığı, milli eğitim ordusunun çalışkan neferi Ata Özer yaşamını değiştirmiş. Özer henüz milli eğitim ordusuna katılmamış o günlerde. Ayvansaray’dakiOtakçılar Lisesi’nde müdürlük yapıyormuş. Merdoğlu’nun futbolunu nasılsa görmüş ve beğenmiş olduğu için lisesine almış bu sarı saçlı, dirençli genci. Böylece Merdoğluda lise iki ve lise üçü burada okuma olanağı bulmuş. 1985 Mayıs ayı mezuniyet tarihi.
 
Merdoğlulise sonrasında açık öğretime yazılmış ama ticari faaliyetler nedeniyle yapamamışyüksek öğrenimini.
 
Merdoğlu sol bekte başlamış ayaktopu yaşantısına, liberoolarak bitirmiş. 1978 senesi önemli onun için. Ailenin Cumapazarı’nda oturduğu yıllar. Mahalle takımlarının adı Gençlergücü’ymüş. Sol ayağıyla hemen dikkati çektiği için Merdoğlu takımın sol gerisindeymiş.Sürekli olarak daÇukurbostan’daki maçları izliyormuş o günlerde.
 
Bir gün nasılsa GençlergücüDavutpaşa’dan maç almış. Yedi gol yemişler ama Küçük Yaşar dikkatini çekmişDavutpaşalıların. Emektar Rıdvan Şumlulu teklif yapmış maç sonrası. İlkin pek aldırış etmeyen Merdoğlu, Kapalıçarşı’da dükkan komşusu olan Hayati Küçükçavdar’ın da teşvik ve itişiyle Davutpaşa’nın yolunu tutmuş daha sonra. Rıdvan Şumlulu abisinin elini öpmüş. Sene 1979. Jünyörlerde başlayan topçuluk yaşantısı.
 
Jünyörler iki sene, gençler dört sene sürmüş. Takım kaptanlığı da yapmış genç takımda. 1984-5 mevsimi Yeni Gayret, 1985-6 ise Zeytinburnu semtinin Yıldızspor takımında geçmiş. Üç sene oynamış burada. Sonra sakatlanıyor ve topu bırakıyor. Yaş 23.
 
1989 sonundan 1991 başlarına kadar askerlik günleri. Ankara Etimesgut, tankçı, acemilik. 15 ay boyunca ise Tekirdağ, Çerkezköy’de. Bölük komutanı ruh hastası yüzbaşı nedeniyle biraz sorunlu geçmiş bu dönem. Unutmak en iyisi.  
 
Merdoğlu’nun topçuluk yaşantısının belki de en kötü anısı İmam Hatip günlerinde. Bunu yaşamındaki bir kırılma anı olarak değerlendiriyor haklı olarak. Sene 1982, İstanbul genç karmasına seçiliyor Yaşar Merdoğlu. Cemil Turan’a çok benzeyen biçemiyle çok beğendiği, orta sahanın yıldızı Murat Uzunşimşek ile birlikte seçiliyor. Ama genç takım kampına katılması için lise müdürü izin vermiyor genç öğrencisine. İki günlük izni çok görüyor. Genç Yaşar kampa gidemediği için de, yetkililer bir daha milli takıma çağırmıyorlar kendisini. Böylece Merdoğluunutuluyor, yoksayılıyor. Pembe düşlerin sonu.
 
Merdoğlu olanca alçakgönüllüğüne karşın, Yalçın Güzel’in kaptanlığını yapmış olduğu 1982 senesindeki genç takımın, tüm Davutpaşa tarihinin en şahane, en güçlü, en kudretli takımı olduğunu söylüyor. Büyük bir güvenle haykırıyor bunu.  Sonra sayıyor takımı. Kalede Musa, sağbek Bilgin, solbek Yalçın Güzel, savunmanın göbeğinde Ahmet ve Yaşar Merdoğlu, orta saha Sarı Metin, Cem ve İbrahim, ileri üçlü Tufan, Uzun Metin ve Ali. Böyle diyor.
 
Merdoğlu’nunDavutpaşa günlerinden en hayırla andığı kişi Hadi Türkmen. Türkmen’in takımı milli takım kamplarına, Fener ve büyüklerin konuşlandığı otel ve tesislere götürmesini, birinci kümenin yıldızlarıyla kaynaştırma çabalarını unutamıyor. Büyük başkandı, diyor Türkmen için. 
 
 
Merdoğlu futbol biçemini şöyle tarif ediyor. ‘’Sağ bacak tahta, sol bacak kuvvetli. Kafa toplarını sevmiyor, çıkmıyordum. Libero oynadığımda stopere bırakıyordum. Stoper oynadığımda liberoya. Tekniğim iyiydi. Sertlik yapmazdım, aklımla oynardım.’’
 
Merdoğlu’nun unutamadığı maç anısı, Dolmabahçe stadında oynanan Beşiktaş ile Davutpaşa arasındaki karşılaşmadan. Karşısındaki Çapalı Kenan hızlı ve acar bir forvetmiş. Çok zorlamış Merdoğlu’nu. Kenan kapalı türbün önünden topu almış  giderken, Merdoğlu yerde kayarak, atağı kesmek istemiş. Ama topla birlikte Kenan da havalanmış, kenardaki panolara bindirmiş. Kapalı türbünlerdekonuşlanmış Beşiktaş seyirciler bu sert müdahaleye büyük tepki gösterip, Genç Yaşar’ı küfür sağanağına boğmuşlar. Genç Yaşar’ın saçları sapsarıymış o günlerde. Hakem bir hiddetle koşmuş yanına. Napıyorsun ulan Sarı, demiş. Merdoğlu atılacağını anlayınca işi kurnazlığa dökmüş. Hocam, bu lakaptan nefret ediyorum, allah aşkına bana Sarı demeyin. Kırmızı kart gösterin, ama Sarı demeyin, demiş. Hakemin hoşuna gitmiş, bu hazırcevaplık, ne kırmızı, ne de sarı kart göstermiş Merdoğlu’na.
 
Sahada uysaldım, saha dışında da uysalım, diyor Merdoğlu kendisi için. Ama Arnavutların ulusal özelliği inatçılık benimde yapımın en derininde yer etmiş; haksızlığa gelemiyorum, diye ekliyor.
Merdoğlu’nun iş yaşamı yoğun geçmiş, hala da aynı yoğunlukta. Yedi yaşından beri çalışıyor, 1973’den bu yana. Arnavut kökenli Türkiyelilerin çalışkanlığına somut ve parlak bir örnek.
 
1973’den bu yana, içinde ter döktüğü, Kapalıçarşı’daki emektar dükkan değişmemiş, uğraşılan işler farklılaşsa da. Karyolacılık, turistik eşya, büfecilik, hediyelikler, incik boncuk. Sabit adres Yorgancılar Çarşısı, Numara 47.
 
Baba Necati buraya 1952’de gelmiş, işçiymiş önceleri. 1960’da dükkanı kiralamış, tam 50 sene kira ödemiş. Böylece Guiness rekorlar kitabına geçecek bir vakaya imzasını atmış. Dükkanın mülkiyeti Merdoğlu’nuneline üç yıl önce geçebilmiş.
 
Merdoğlu Fenerli. Kombinesi var, maçlara gidiyor. Alkole düşman. Sigara içiyormuş bırakmış. Ama sigarayı bırakınca fındık, fıstık yemekten kilo almış, kolestrolu artmış.Dünya evine girişi ise 1992 senesinde. Nuran hanım ile. İki de kızı var. Esra ve Rabia.