1967-68

1967-68
1967 güzü çok tatsızdı. 17 Eylül günü Kayseri Stadı kana bulanmıştı Kayserispor ile Sivasspor arasındaki maçta. 40 ölü, çok sayıda yaralı vardı. 9 Ekim Arjantinli gerilla lideri Che Guevara Bolivya’da öldürülmüş, 1 Kasım Rum polisi Kıbrıs Türk toplumu lideri Rauf Denktaş’ı adaya gizlice girerken yakalamış ve tutuklamıştı. İlerleyen günlerde gerginlik iyice tırmanmış, Johnson savaştan kaçınılmasını önermişti arabulucu konumunda. 28 Kasım Türk jetleri ada üstünde uyarı uçuşu yapmış, 9 Aralık Ankara’da üniversite öğrencileri NATO’ya karşı direniş mitingi düzenlemişlerdi. 
 
1968 yılı hem dünyada, hem de bizde gürültülü geçti. 20 Şubat TİP milletvekilleri Çetin Altan ve Yunus Koçak Meclis’te AP’lilerin saldırısına uğradı. 5 Mayıs Fransa’da öğrenciler ABD’nin Vietnam’da alçakça giriştiği savaşı protesto etti, 30 bin öğrenci barikatlar kurarak Paris’te ayaklandı. 2 Haziran kısmi senato, muhtarlık ve belediye seçimleri olaylı geçti. 19 kişi öldü. 13 Haziran üniversitelerde reform yapılmasını isteyen Ankara ve İstanbul Üniversitesi öğrencileri fakülteleri işgal etti. 4 Temmuz işçiler Kazlıçeşme’deki Derby Lastik Fabrikası’nı işgal etti. İşgal beş gün sürdü. 15 Temmuz bir yıl aradan sonra yeniden İstanbul’a gelen 6.Filo üniversite öğrencileri tarafından protesto edildi. 17 Temmuz devrimci öğrenciler 6.Filo askerlerini Dolmabahçe rıhtımında denize döktü. Buna karşılık polis İTÜ Yurdu’nu bastı. Olaylarda 53 öğrenci ve 4 polis yaralandı. 24 Temmuz polisin İTÜ Yurdu’nu bastığı sırada dövdüğü gençlerden Vedat Demircioğlu sekiz gün komada kaldıktan sonra öldü.            
 
Davutpaşa 1926 cephesinde de hava oldukça hararetliydi. 1967/68 mevsimi ayaktopu tarihimize üçüncü ligin kurulduğu yıl olarak geçti. Orhan Şeref Apak federasyonu takımları biraz da coğrafi konumlarını göz önünde bulundurarak ikiye ayırmış, beyaz ve kırmızı guruplara tıkıştırmıştı.1966/7 mevsimini ikinci lig beyaz gurupta sonuncu bitirip alt lige yollanan Davutpaşa üçüncü ligin beyaz gurubunda mücadele etti, mevsim boyunca. Ama deplasmanlar uzun, yolculuklar zorluydu, rakipler de yeni lig görmenin coşkusuyla azgın, insafsız ve saldırgandı. Hakemler de aynen adalet dizgemiz gibi mazlumdan yana değildi, ezenin hakkını savunuyordu. İşimiz zordu sözün özü.
 
Müfit Değer ikinci kümedeki takımdan bazı asları göndererek işe koyuldu. Kaleci Sefa birinci kümenin yolunu tutarak Şekerspor ile anlaştı. Erol İme ve Oktay Mat ikinci kümenin güçlü ekibi Edirnespor, Babür Bentürk üçüncü kümenin güçlü armadası Nazillispor ile anlaştı. Mersin’in yolunu tutan Fikri Pehlivan, Karagümrük’e transfer olan Topkapılı İbrahim’in yanında Ferhan Polat ve Sarı Çetin de ayrılanlar arasındaydı.Gelenlere bakalım şimdi: Cerrahpaşa’dan sıska, uzun ve çelimsiz bir Alpaslan Eratlı, Karagümrük’ten Remzi Karaok, Sağmalcılar’dan Bedri Çapadiş, Beylerbeyi’nden Dilaver Şenyüz, İzmir Denizgücü’nden Savaş Vardoğan, Rami’den Yılmaz, amatör ligde golcülüğüyle dikkati çeken Adnan Çedan,  askerlik günleri sonrası yuvaya dönen Bediz Baysal, yine vatani hizmet sonrası serbest kalan Selim Baltepe, Cankurtaran’dan Selçuk Toker, genç takımdan takviye gelen Şükrü Dik ve Şinasi.
                           
Müfit Değer’in takımı İtfaiyeci namıyla anılan Haydar Eryentür’e teslim etmesi büyük fiyaskoydu kuşkusuz. Ama ne yapsın, başkan daha iyisini bulamamıştı.  Ahmet Mıcık’ın tanımlamasıyla, Haydar Eryüntür çok sönük ve etkisiz bir çalıştırıcıydı, sadece soyunma odasında, sahaya çıkacak onbiri okurdu. Oysa tarihimizin belki de en güçlü takımıydı bu. Alpaslan Eratlı’sıyla, Rafet Vural’ıyla, Necati Balaban’ıyla, İbrahim Akan’ıyla, Savaş Vardoğan’ıyla, Selçuk Toker’iyle, Ünal Dündar’ıyla, Zihni Aydın’ıyla, Ahmet Mıcık’ıyla. Böyle bir kadroyla lig sonunda elde ettiğimiz on altıncılık, yani sondan ikincilik inanılır gibi değildi.  Üçüncü lig beyaz gurupta belki takımların bölgelerine de dikkat edilmişti ama Ceyhan, Çorum, Tarsus, Elazığ, Hatay, İskenderun gibi uzak deplasmanlar yolculuk koşulları göz önünde bulundurulduğunda sinir bozucuydu.
 
Mevsime girmeden Vefa ile Vefa Stadı’nda yaptığımız hazırlık maçında 0-0 berabere kaldık. Üçüncü küme beyaz gurup maçları 1967 Ekim başında başladı. 1 Ekim 1967 günü yaptığımız ilk karşılaşmamız zorlu bir dış saha mücadelesiydi ve çirkef seyircisiyle bütünleşen Kırıkkale karşısındaydı. Rafet’in yıldızlaştığı doksan dakikada iyi oynamamıza karşın pisliklere boyun eğmek zorunda kaldık, 2-3. Gollerimiz 32.dakikada Zihni Aydın, 65.dakika Remzi Karaok’dandı. Zeki (Alaaddin), Bedri, Selçuk, Zihni, İbrahim, Rafet, Hasan (Ünal), Dilaver, Adnan, Remzi, Necati kadromuzdu. Son dakikalarda sabrı taşıp, çamur rakiplere dalan Rafet sahadan atılıyor, Zihni, Remzi ve Necati’nin de oyunları alkışı hakediyordu.
 
İkinci hafta, 8 Ekim 1967 günü kendi sahamızda Tekirdağspor ile oynadık. Gol yollarında becerili davranamamamız talihsiz bir yenilgi daha almamıza neden oldu, 0-1. Selçuk, İbrahim, Remzi, Dilaver ve Necati dikkati çeken topçularımızdı. Kadromuz Zeki, Bedri, Selçuk, Zihni, İbrahim, Dilaver, Necati, Hasan, Adnan, Ünal (Cezmi), Remzi şeklindeydi.
 
Üçüncü hafta maçımızı, 15 Ekim 1967 günü dış sahada ligin en güçlü ekiplerinden Nazilli’yle oynadık. Çok dirençli ve mücadeleci gözükmemize karşın diş geçiremedik, bizim eski kıral oyuncumuz Babür Bentürk ile iyice kuvvet kazanmış olan Ege temsilcisine, 0-1. Rafet Vural yine sahanın yıldızı olurken, Zihni, İbrahim ve Remzi de göz doldurdular. Alaaddin, Bedri, Zihni, Rafet, İbrahim, Dilaver, Adnan (Yılmaz), Hasan, Remzi, Selçuk (Eşref), Necati onbirimizdi.
           
Dördüncü hafta 22 Ekim 1967 tarihinde,  kendi sahamızda Çanakkalespor’u, bu kez orta sahada değil santrfor oynayan yıldızımız Rafet’in yedinci dakikada attığı golle 1-0 yendik. Rafet yine sahanın yıldızı olmasına karşın aynen Kırıkkale’de olduğu gibi sinirlerine hakim olamayarak ikinci yarının ortalarında sahadan atıldı. Yengimizde yaşlanmayan, paslanmayan kedi kaleci Alaaddin Zaimoğlu’nun da payı büyüktü. İbrahim Akan’ın savunmadaki gayreti, Remzi, Necati ve Ünal’ın çalışkanlıkları iki puanı almamıza yardımcı oldu. Alaaddin, Bedri, Zihni, Yılmaz, İbrahim, Dilaver, Hasan (Eşref), Ünal, Rafet, Remzi, Necati.
                                       
27 Ekim 1967 tarihli gazeteler Rafet Vural’ın Kırıkkale maçındaki sahadan atılması nedeniyle bir ay ceza aldığını yazıyor. Bu cezaya ek olarak İskenderun maçı da binince oldukça uzun süre aramızda olmuyor başarılı topçu.
 
Beşinci haftayı da evimizde ve mutlu geçirdik. 5 Kasım 1967 günü İskenderun’u 1-0 yenerken kalecimiz Alaaddin Zaimoğlu hem penaltı kurtararak, hem de sayısız kurtarışa imzasını atarak galibiyetin mimarı oldu. Golümüz 55.dakikada Selçuk Toker’den geldi. Deneyimli file bekçimiz dışında dikkati çekenler arasında Selçuk Toker, Yılmaz ve Necati Balaban’ı sayabiliriz. Alaaddin, Bedri, Zihni, Yılmaz, İbrahim, Dilaver, Eşref (Hasan), Ünal, Remzi (Adnan), Selçuk, Necati.
                             
Kendi evimizde iki hafta sürdüğümüz saltanata ligin kafa ekiplerinden Eskişehir Demirspor son verdi altıncı hafta, 19 Kasım 1967 günü, 0-1. Tutuk gözüktüğümüz, oyuna bir türlü ağırlık koyamadığımız karşılaşmada farkı Alaaddin Zaimoğlu’nun şahane oyunu önledi. Rafet’in yokluğunu çok hissettiğimiz maçta santrforda denenen güçlü kuvvetli Zihni Aydın ne yazık ki bekleneni veremedi. Kadromuz Alaaddin, Bedri, Turgut, Yılmaz, İbrahim, Dilaver, Şinasi (Eşref), Ünal (Selçuk), Zihni, Necati, Remzi şeklindeydi.
 
Yedinci hafta, 3 Aralık 1967 günü, Vefa Stadı’nda rakibimiz Hatayspor’du ve yenişemedik, 2-2. İlk yarıyı 0-2 geride kapamamıza karşın 47. ve 61. dakikalarda Yılmaz’ın golleriyle eşitliği sağlamayı bildik. Oysa galip gelmemiz işten bile değildi. Maçın son dakikasında, ceza sahasına gelen ortaya, Necati Balaban’ın vurduğu kafa türbünlere giderken, kale sahasında bomboş bekleyen Zihni Aydın saçını başını yoluyordu. Yılmaz sahanın yıldızıydı. Kadromuz Alaaddin (Zeki), Bedri, Zihni, Yılmaz, İbrahim, Dilaver, Eşref, Hasan, Adnan, Necati, Remzi (Selçuk).
                    
Kendi sahamızda üst üste yaptığımız beş maçlık dizinin sonuncusu, 17 Aralık 1967 günü şampiyon Düzcespor ileydi, 0-0.  Savunmaya dayalı sert oyunumuz bize tek puan kazandırırken Alipaşa’yı sevince boğuyordu. Kaleyi gole kapayan başarılı kaleci Alaaddin Zaimoğlu ve stoper İbrahim Akan sahanın en iyileriydi. Alaaddin (Zeki), Bedri, Selçuk, Zihni, İbrahim, Dilaver, Eşref, Hasan, Yılmaz, Remzi, Necati (Adnan).
              
Yeni senenin, özgürlük ve adalet şarkılarıyla çınlayan büyülü 1968’in ilk maçında, 7 Ocak 1968 günü, Alipaşa’da büyük sevinç yaratan Elazığ deplasmanında galip gelmeyi bildik, 2-1. Sert kış koşullarında, kırk saat süren ve birçok kaza ve arızayla karşılaşarak yaptığımız çetin yolculuğun ardından yorgun argın çıktığımız maç hala Esekapı kedilerinin dillerinde. Zihni Aydın otobüste nargile içen magandaları hatırladıkça hala sinirleniyor, tüyleri diken diken oluyor. Maç boyunca kar nedeniyle oyuncular önlerini zor görmüş, ilk yarıda faul bile yapmamasına karşın Selçuk Toker yan hakemin marifetiyle dışarı atılmış, penaltı golüyle de geri düşmüştük ama Eşref’in 71, Remzi’nin de 78.dakikalarda attığı gollerle iki puanı cebimize koymuştuk. Şansımızın burada payı büyüktü kuşkusuz. Özellikle de Remzi’nin ortasında Eşref Yetiş’in poposuna çarpan topun rakip ağları bulması müthiş sevindiriciydi. Dikkat çekici yanlardan biri de dokuz savunma ağırlıklı topçuyla mücadele etmiş olmamızdı. Savunmada harika oynayan İbrahim Akan ve orta sahanın hakimi Ünal Dündar alanın yıldızlarıydı. Ünal ışıltılı oyunuyla haftanın kare asına da seçiliyor, yine defansı sağlam tutan Turgut Yüksel, sağ kanatta ileri geri dinamo gibi çalışan Eşref Yetiş ve orta sahanın beyni Dilaver Şenyüz çok başarılıydı. Alaaddin, Bedri, Selçuk, Turgut, İbrahim, Dilaver, Eşref, Zihni, Yılmaz, Hasan, Remzi.
                                                                  
Onuncu hafta maçımız, 14 Ocak 1968 günü, iç sahada Konya İdman Yurdu ile ve bir hakem rezaletine daha tanık olunuyor, 0-1. Dünya efendisi Necati Balaban’ın bile çıldırdığı ve itirazları nedeniyle kırmızı kart gördüğü karşılaşmada takımımız sahadan puansız ayrılıyor. Suratlar iyice asılıyor, keyifler kaçıyor. Kalecimiz Alaaddin ve stoper İbrahim Akan en çok göz dolduran yiğitler. Alaaddin, Bedri, Turgut, Hasan, İbrahim, Dilaver, Eşref, Ünal, Zihni (Yılmaz), Necati, Remzi.
                                  
On birinci haftayı Tarsus İdman Yurdu deplasmanında geçiriyoruz, 21 Ocak 1968 günü oyunumuz iyi ama sonuç ne yazık ki beklentimiz doğrultusunda değil, 0-1. Stoper İbrahim Akan sahanın yıldızı ama forvetler yeterli beceriyi gösteremiyor. Turgut’un savunmada başarılı oynadığı maçta genç takımdan gelen çelimsiz Alpaslan Eratlı ilk kez formamızı giyiyor.  Solaçıkta epey tutuk gözüküyor Alpaslan, yerini genç takımın bir başka başarılı topçusuna, Şinasi’ye bırakıyor. Alaaddin, Bedri, Turgut, Zihni, İbrahim, Dilaver, Eşref, Hasan, Remzi, Ünal, Alpaslan (Şinasi).
 
On ikinci hafta maçımız, 4 Şubat 1968 günü, iç sahada Muğlaspor ile. Ali Sami Yen’in ay yüzeyini andıran ürkünç zemininde yaptığımız karşılaşmayı Selçuk’un 22, Necati’nin 50. dakikalarda attığı gollerle 2-1 önde kapıyoruz. İki önemli yenilik göze çarpıyor takımda. İlki İzmir Denizgücü’nde askerliği biten müthiş sağaçık Bıdık Savaş’ın aramıza katılması. İkincisi ise yine askerlik günleri sona eren Sarı Selim’in enerjik futboluyla orta sahaya can vermesi. Alaaddin (Zeki), Bedri, Turgut, Zihni, İbrahim, Selçuk, Savaş, Selim, Remzi, Ünal, Necati.    
 
On üçüncü hafta bir hakem rezaleti daha yaşıyor, 11 Şubat 1968 günü, dış sahada Çorumspor’a boyun eğiyoruz, 0-1. Mükemmel oynuyor, galibiyeti hakediyor ancak hakemin vermediği penaltılarımız nedeniyle hakkımız olan iki puana sahip olamıyoruz. Karşılaşmayı bugün öfkeyle hatırlayan sağaçık Savaş Vardoğan kendisine ceza sahasında yapılan faulleri anlatırken kelimenin tam anlamıyla kudurmuş bir boğadan farksız. Sağ kulvarda önüne çıkanları iskambil kartına çeviren Savaş ve stoper İbrahim sahanın yıldızları. Necati ve Remzi de etkili. Hakeme öfkelenen Turgut’un attığı yumruklar kırmızı kartla cezalandırılıyor. Zeki, Bedri, Turgut, Hasan, İbrahim, Dilaver, Eşref (Selim), Ünal, Savaş, Necati, Remzi.
 
On dördüncü hafta, 18 Şubat 1968 günü, kendi sahamızda Lüleburgaz’a bir puan kaptırırken pek başarılı olduğumuz söylenemez, 1-1. Tek gol aramızda çok kalmayan Sabri’den, yirminci dakikada. Bedri, Selim, Ünal ve Sabri en başarılı topçular. Alpaslan Eratlı’nın ikinci maçı bu, bu kez solbekte yer alıyor. Zeki, Bedri, Alpaslan, Selim, Zihni, Hasan, Savaş, Ünal, Sabri, Necati, Remzi (Şinasi).
 
On beşinci hafta, 25 Şubat 1968 günü, ezeli rakiplerden Beyoğluspor ile karşılaşıyor ve ezelden beri yenildiğimiz gibi yine boynu bükük terk ediyoruz sahayı sarı siyahlı armada karşısında, 0-1. Kötü oynadığımız maçlardan biri daha. Hasan Bilgütay dışında ayakta kalan bir yiğit gözükmüyor ortalarda. Ama maçın tarihi bir önemi var. Gencecik, on yedi yaşındaki yetenekli sol bekimiz Ahmet Mıcık’ın profesyonel liglerdeki ilk karşılaşması bu. Zeki, Bedri, Ahmet, Selim, Zihni, Hasan, Savaş, Hamdi, Sabri, Ünal, Cezmi (Haydar).
 
İlk yarıdaki son maçımızı, 3 Mart 1968 günü, zayıf Ceyhanspor karşısında Ali Sami Yen’in korkunç zemininde oynuyoruz, 1-1. Soğuk ve sahanın kötülüğü de etkisiz bir oyun çıkarmamıza neden oluyor. Tek golümüz 73.dakikada Hamdi Hacıarifkaptanoğlu’ndan geliyor. Tel tel dökülüyoruz takım halinde. Turgut, Rafet, Necati, Selçuk ve Dilaver gibi cezalı ya da sakat oyuncularımızın yokluğu çok hissediliyor. Zeki, Bedri, Alpaslan, Zihni, İbrahim, Hasan, Selim, Eşref, Hamdi, Ünal, Savaş.  
                
İlk yarı bittiğinde on altı maç yapmış, dört yengi, dört beraberlik almış, sekiz maçta ise yenilmişiz. Attığımız 12, yediğimiz 16 gol. Puanımız 12 olsa da, hiçbir karşılaşmada ezilmemiş, tek farklı yenilgiler dışında yenilgi yüzü görmemişiz. Üstelik de yenilgilerin nerdeyse tamamı hakem hataları nedeniyle gelmiş. Genç ve deneyimli oyuncular ellerinden geleni yapmış, oturmuş bir onbir olmamasına karşın en iddialı takımlara (Düzce, Nazilli, Eskişehir Demir, Kırıkkale) bile kafa tutmuş, kök söktürmüşüz.
 
Federasyon iki devre arasında bir tatil vermedi ve maçlara hemen başlandı. İkinci yarının ilk maçını 10 Mart 1968 günü, Kırıkkale karşısında Vefa Stadı’nda yaptık. On yedinci hafta maçımız başka bir talihsiz maçla hatırlanıyor Alipaşa’da. 1-2’lik yenilgimizde golümüzü aynen dış sahada olduğu gibi savunmacı Zihni Aydın atıyor. Kırıkkalelilerin sene sonunda Zihni’yi transfer etmelerine şaşırmamalı bu nedenle! Zihni Aydın bu maçta sahanın yıldızı. Yine sakat ve cezalıların çokluğu dikkat çekiyor. Ama oyunun en ilginç yanı İskenderun’daki askerliği sona ermiş olan dev kaleci Bediz Baysal’ın oyuna girişi ve yıllar sonra yeniden formasına kavuşması. Zeki (Bediz), Bedri, Alpaslan, Hasan, İbrahim, Zihni, Savaş, Eşref, Hamdi, Selim, Haydar (Remzi).
 
17 Mart 1968 tarihinde oynadığımız on sekizinci hafta dış saha maçımızda Tekirdağ’a bir kere daha aynı sonuçla yenildik, 0-1. Oysa daha iyi oynayan bizdik. Rakibin kasıtlı ve sert oyunuyla ilgili Selçuk Toker’in bayağı kötü anıları var bu maçla ilgili. Alaaddin, Selim, Hasan, İbrahim, Selçuk, Remzi ve Alpaslan alkışı hakeden oyun çıkarmışlar. Kadro Alaaddin, Selim, Turgut, Hasan, İbrahim, Selçuk, Savaş, Dilaver, Necati, Alpaslan, Remzi.
                     
On dokuzuncu maçımız Vefa Stadı’nda liderliği kovalayan Nazillispor ile, 24 Mart 1968 günü. Orhan Cebe’nin skandal yönetimiyle büyük olaylar yaşanan karşılaşmayı 0-2 kaybediyoruz. Bu tatsız maçla ilgili epey not var. İlki Davutpaşa’nın ligde ilk kez iki farklı kaybetmesi. İkincisi orta sahada görev yapan Alpaslan Eratlı’nın çıkardığı muhteşem oyunla gazetelerin spor sayfalarında ilk kez gözükmesi. Üçüncüsü maç sonunda deliren ve hakeme saha çevresinde turlar attıran İbrahim Akan’ın on iki maç ceza alması ve aramızdan son Ceyhan maçına kadar ayrılması. Dördüncüsü maça sonradan giren ve öfkeyle Cebe’ye Vefa Stadı’nın tozunu ve kumunu fırlatan emektar Eşref Yetiş’in altı ay müsabakalardan men edilmesi ve Nazilli maçının oyuncumuzun takımdaki son karşılaşması olması. Beşincisi Necati Balaban’ın da öfkesine yenilerek üç maç ceza alması. Altıncısı olayların adamı Rafet Vural’ın tam on dört hafta sonra takıma katılması ve santrforda berbat bir oyun sergilemesi. Kadro Alaaddin, Selim, Turgut, Hasan, İbrahim, Selçuk, Savaş, Dilaver, Rafet (Eşref), Alpaslan, Necati.
 
Yirminci hafta, 31 Mart 1968 günü, Çanakkale deplasmanı. Başarılı futbolumuz ne yazık ki yenilgiyi önleyemiyor, 1-2. Bediz Baysal bu mevsim ilk kez ilk onbirde yer buluyor kendisine. Rafet ilk Çanakkale maçında olduğu gibi sahanın yıldızı. Turgut, Dilaver ve Remzi de çok iyi oynuyor. Alpaslan ise santrfor mevkisini yadırgıyor. Tek golümüz on beşinci dakikada Savaş’tan. Bediz, Bedri, Turgut, Rafet, Zihni, Dilaver, Savaş, Hasan, Alpaslan, Selçuk, Remzi.
             
Yirmi birinci hafta, 6 Nisan 1968 tarihinde, İskenderun deplasmanında haksız bir yenilgi daha alıyoruz, 1-2. Oysa oyunumuz çok iyi. Golümüz Alpaslan Eratlı’dan. Alaaddin büyük bir incelikle yerini genç Bediz Baysal’a veriyor. Yöneticiler maç gecesi otel kapısına koyuyor sandalyelerini. Pavyonlarıyla ünlü kentte genç topçular gece turları yapmasınlar diye. Ama pavyonlara meraklı Rafet Vural ile kankası Selçuk Toker yatak çarşaflarını birbirine dolayarak pencereden atlıyorlar aşağı. Rafet bu arada ayağını burkuyor, burkulan ayak şişiyor. Pavyonda garsonlar et getirip  basıyorlar şişen yere. Neyse sabaha kadar iniyor şiş de, başarılı topçu sahaya çıkabiliyor. Dahası Rafet yine sahanın yıldızı konumunda. Takımda ikinci kez yer bulan Ahmet Mıcık, Turgut, Savaş ve Davutpaşa formasıyla ilk golünü atan Alpaslan iyi oynayanlar arasında. Bediz, Bedri, Ahmet, Rafet, Turgut, Selçuk, Selim, Savaş, Alpaslan, Dilaver, Remzi (Zihni).
                                
Yirmi ikinci hafta, 13 Nisan 1968 günü, dış saha maçında ilk kez üç farklı bir yenilgiyle karşılaşıyoruz, rakip güçlü Eskişehir Demirspor, 0-3. Turgut, Hasan, Alpaslan ve Remzi göz dolduranlar. Alaaddin, Bedri, Ahmet (Şükrü), Rafet, Turgut, Hasan, Selim, Savaş, Alpaslan, Dilaver, Remzi.
 
Yirmi üçüncü hafta deplasmanı ise Hatay’da, 21 Nisan 1968 günü. İyi oynuyor ama yeniliyoruz, 1-2. Golümüzü genç Şinasi 65.dakikada atıyor. Kaleci Zeki ve Rafet çok iyi oynuyor. Zeki, Şinasi, Hasan, Dilaver, Turgut, Selçuk, Selim, Rafet, Savaş, Necati (Alpaslan), Remzi.
 
Beşli deplasman dizisinin son durağı 28 Nisan 1968 tarihinde, şampiyon Düzce, 0-2. Beşte beş kaybediyoruz bu dizide. İyi mücadele ediyor ama rakibin azgın seyircisi karşısında yeniliyoruz. Maç boyunca sahaya yabancı maddeler yağıyor, doksan dakika sonunda ise tabanca çekiliyor. Selçuk Toker ve Rafet Vural gibi bizim vurucu tim mensupları tabancayı alıp polislere teslim etseler bile, güvenlik birimleri donuk gözlerle seyrediyorlar yükselen şiddeti, kayıtsız kalıyorlar. Mevsimin en kötü anılarıyla yüklü bu dış saha karşılaşması. İbrahim’in yokluğunda Rafet bu kez stoper oynuyor, hem de beceriyle. Genç takımdan Nevzat Açıkgöz’ün bu yıl ilk forma giyişi. Zeki, Hasan, Rafet, Selçuk ve Remzi iyi oynayanlar. Zeki, Şinasi, Hasan, Selim, Rafet, Selçuk, Savaş, Dilaver, Nevzat, Necati, Remzi.   
                   
Yirmi beşinci hafta maçımızı Elazığ ile 5 Mayıs 1968 günü Vefa Stadı’nda yapıyoruz, 2-2. Büyük olaylar çıkan maçlardan biri de bu. Hakem skandallarının en katmerlilerinden birine maruz kalıyoruz çünkü. Necati ve Savaş’ın golleriyle öne geçip, son on dakikaya iki farklı üstünlükle giriyoruz ama yanlı yönetim, es geçilen ofsaytlar, Remzi’nin kırmızı kart görmesiyle durum eşitleniyor. Selim, Turgut, Savaş, Selçuk, Rafet, Remzi, Necati çok iyi oynuyor. Kahroluyoruz.  Zeki, Şinasi (Bedri), Alpaslan, Selim, Turgut, Selçuk, Savaş, Dilaver, Rafet, Remzi, Necati.  
 
Yirmi altıncı hafta, 12 Mayıs 1968 tarihinde, Konya İdmanyurdu deplasmanı ve yine iyi oynuyor ve yine kıl payı mağlup oluyoruz, 0-1. Savunmada Turgut mükemmel bir maç çıkarıyor. Alaaddin, Zihni (Şinasi), Hasan, Selim, Turgut, Selçuk (Şükrü), Savaş, Rafet, Necati, Dilaver, Alpaslan.
 
Yirmi yedinci hafta, 19 Mayıs 1968 günü, evimizde Tarsus’u konuk ediyor, iki golle uğurluyoruz Güney’e, 2-0. Tam on dört haftadan sonra gelen yengi Alipaşa’yı sevince boğuyor. Dilaver 35, Savaş 60. dakikalarda atıyor gollerimizi. Selim, Savaş ve Dilaver sahanın en iyileri. Alaaddin, Şinasi, Hasan, Selim, Turgut, Selçuk, Savaş, Dilaver, Rafet, Alpaslan, Necati. 
 
31 Mayıs 1968 günü oynadığımız yirmi sekizinci hafta deplasmanında yüzlerimiz iyice gülüyor, Muğla’yı farklı yeniyoruz, 3-0. Kabak Cimbom’un eski kalecisi Bülent Gürbüz’ün başında patlıyor. Mükemmel oynadığımız maç sonrası rakip antrenör Gürbüz işinden oluyor. Gollerimiz 39.dakikada Necati, 66.dakikada Savaş, 83.dakikada Dilaver’den. Selim, Turgut, Savaş ve Necati yıldızlaşıyor. Dönüşte yenen bostan kebabı yengiye çeşni katıyor. Zeki, Şinasi, Hasan, Selim, Turgut (Şükrü), Selçuk, Savaş, Rafet, Necati, Dilaver, Alpaslan.  
               
Yirmi dokuzuncu hafta, 9 Haziran 1968 günü tam bir şok yaşıyoruz, yengiyle kapanan iki maç sonrası. Çorum’a evimizde 0-1 yeniliyoruz. İyi oynasak da kahpe feleğe dişimizi geçiremiyoruz. Savaş Vardoğan aynen Çorum’da olduğu gibi müthiş oynuyor. Alaaddin (Zeki), Şinasi (Bedri), Hasan, Selim, Zihni, Selçuk, Savaş, Dilaver, Necati, Alpaslan, Remzi.
 
Dış saha başarılarımızdan birini de 29. hafta ele ediyoruz. Tarih 16 Haziran 1968, rakip Lüleburgaz, 1-1. Golümüz 57.dakikada Remzi’den. Kaleci Alaaddin sahanın en iyisi, stoper Zihni Aydın da en iyiler arasında. Alaaddin, Bedri, Ahmet, Selim, Zihni, Hasan, Savaş, Dilaver, Remzi, Alpaslan, Necati.
                   
Mevsimin en başarısız karşılaşmalarını kuşkusuz bizden birkaç gömlek zayıf Beyoğluspor karşısında yapıyoruz. 23 Haziran 1968 günü oynadığımız 30. hafta maçımızda yine 0-1 mağlubuz. Etkisiz bir oyun çıkarıyoruz. Savunmanın yükünü çeken Zihni Aydın sahanın en iyisi. Alaaddin, Bedri, Ahmet, Selim, Zihni, Hasan, Savaş, Dilaver, Remzi, Necati, Alpaslan.
 
Ligin 32.hafta maçında dış sahada altımıza aldığımız Ceyhanspor ile oynuyoruz. Tarih 30 Haziran 1968. Çok sıcak havada, çok kavgalı geçen maç berabere bitiyor, 0-0. Uzun yolculukta sıcaktan pişen oyuncular kuyu başında durup serinliyor. Bir kova buz gibi suyu tıfıl Alpaslan Eratlı’nın kafasından aşağı geçiren Rafet ve Hasan’ın muzurluğu hala eskileri gülümseten bir ayrıntı. Stoper İbrahim on iki maç sonra aramızda. Selim, Rafet ve Alpaslan en iyiler. Alaaddin, Hasan, Turgut, Selim, İbrahim, Rafet, Savaş, Dilaver, Zihni, Alpaslan, Remzi.
 
Sene sonu bilançosuna baktığımızda takımımızın gücü ve çıkardığı oyunlarla puan cetvelindeki yerimiz arasında gerçekten de bir uçurum mevcut. İkinci yarıda ilk devreyi aratacak şanssızlıklarla mücade ediyoruz. 16 maç yapıyor, 2 yengi, 3 beraberlik, 11 yenilgi alıyoruz, attığımız 12, yediğimiz 22, ikinci yarıda topladığımız puan sayısı sadece 7.
                                               
Şimdi toplama bakalım 32 maç, 6 yengi, 7 beraberlik, 19 mağlubiyet, atılan 24, yenen 38, puan 19, yerimiz on altıncılık. Haksızlığın daniskası çünkü bırakın son sıraları oynadığımız top ligin çoğu takımından üstün.  
 
Gelelim genç takım maçlarımıza. 9 takımlı A gurubunda yer aldık, rakipler şunlardı; Feriköy (1-3, 1-4), Kasımpaşa (1-4, 1-0), Beylerbeyi (0-2, 2-1), Anadolu (5-0, 4-0), Galata (1-2, 1-1), Beşiktaş (0-3, 0-2), Fenerbahçe (0-1, 1-0), Yedikule (2-0, 3-1). Mevsim sonundaki yerimiz beşincilikti.