1983-84


1983-84





1983 güz ve kışı emekçiler için, ifade özgürlüğünü savunanlar için pek neşeli geçmedi. 6 Kasım genel seçimler yapılmıştı. Anavatan Partisi 211 milletvekiliyle iktidar olurken Halkçı Parti 117, Evren’in destek olduğu MDP 71 vekil çıkarmıştı. Ama 24 Kasım gururumuzu okşuyordu. Ankara’nın hava kirliliğinde dünyanın üçüncü şehri olduğu açıklanmıştı. 6 Aralık MGK yönetimi sona ermişti. Alipaşa kedileri 1984 yılının daha iyi olması için dua ediyordu. 15 Ağustos 1984 başımızın en büyük belası kesilecek olan PKK eylemlerinin başlangıcını imliyordu. PKK Hakkari’ye bağlı Eruh ve Şemdinli ilçelerinde jandarma karakolları ve resmi dairelere ateş açarak ilk silahlı eylemi gerçekleştirmişti.               
 
1983 yazı takımımız amatör kümeye inmişti belki ama Alipaşa’da yine de tatsız ve umutsuz geçmedi günler. Havada bir yenilgi ve bozgun kokusu egemen değildi. Genel kurulda başkanlığa seçilen Hadi Türkmen umut veren kişiliğiyle beklentileri taze tutuyordu mahallemizde.
 
Hadi Türkmen semtin adamıydı, seviyordu Davutpaşa’yı, gönülden bağlıydı kavuniçi kahverengi renklere. Büyük bir iştahla başladı zaten çalışmaya. Başkanlığı sırasında Ulvi Yetergil’in altını çizdiği gibi disiplini getirdi takıma, güç dengelerini korudu, iktidar odaklarıyla iyi ilişkiler kurmaya çabaladı. Takımımız Hadi Türkmen yönetiminin ilk yılında İstanbul birinci amatör kümesinde yer aldı. Federasyon üçüncü lig konusunda oldukça kaypak davranıyor, kümeler sürekli içerik değiştiriyor, lig kaldırılıyor, sonra yeniden düzenleniyordu. Ertesi yıl, 1984-85 mevsimi yeniden kurulacak, Davutpaşa da yeniden profesyonel liglerde boy gösterecekti.
 
1983-84 mevsiminde takımımız sekiz guruplu İstanbul amatör kümenin H gurubunda mücadele etti. On takımdan oluşuyordu gurubumuz ve rakipler Sümerspor, Darüşşafaka, Sefaköy, Yeldeğirmeni, THY, Sultantepe, Feriköy, Küçükpazar ve Altınay’dı. Bu yıl takımımızı oldukça önemli bir isim çalıştırdı. Beşiktaş’ın şahane kalecisi ve altmışlı yılların ulusal takımında da file bekçiliği yapmış olan Necmi Mutlu’ydu bu. Çukurbostan’da son yıllar yaşanıyordu. İdman düzeni Salı ve Perşembe günleriydi.
 
Hadi Türkmen yönetime Orhan İren’in deftercilik işinde ortağı olan, semtin çocuğu Selçuk Alagöz’ü de aldı. Popçunun medyatik ilişkilerinden istifade etmeyi amaçlıyordu herhalde. Bu arada Nihat Bekçe de yönetimde dikkat çeken adlardan biriydi. Genel kaptan ise askerlikten gelme disiplinini anıtsal bir ahlak anlayışıyla örtüştüren Ulvi Yetergil’di.
 
Mevsimin ilk maçında, 3 Eylül 1983 Sümerspor’u devirdik, 2-1. 11 Eylül 1983 Sefaköy’ü ezdik. Mevsimin doruğuydu, 5-0.Goller Yalçın, Metin (2), Recep (2). Kadromuz şöyle. Mustafa, Adnan, Bülent, Mehmet, Tamer, Arif, Cem, Şenol, Ahmet (Yalçın), Metin, Recep. 20 Eylül 1983 THY’e yenildik, 0-1. 25 Eylül 1983 Feriköy karşısında neşeliyiz, 1-0.
 
1 Ekim 1983 hayal kırıklığı. Güçsüz Altınay’a üstünlük sağlayamıyoruz, 2-2. 9 Ekim 1983 yine suratlar asık. Zayıf  Darüşşafaka’ya da puan kaptırıyoruz, 0-0.15 Ekim 1983 mutsuzluğumuz sürüyor, Yeldeğirmeni’ne boyun eğiyoruz, 0-2. 23 Ekim 1983 nihayet gülüyoruz. Şampiyon Sultantepe’den puan çıkarıyoruz, 1-1. 29 Ekim 1983 Küçükpazar ile yenişemiyoruz, 0-0.
 
5 Kasım 1983, ikinci yarının ilk maçında Sümerspor ile golsüz berabere kalıyoruz, 0-0. Suat, Demir, Adnan, Tamer, Mehmet, Arif, Şenol, Cengiz, Yalçın, Metin, Recep. 12 Kasım 1983 Sefaköy ile puanlar paylaşılıyor, 1-1.20 Kasım 1983 THY ile berabere kalıyoruz, 1-1. 26 Kasım 1983 Feriköy ile dostça, 0-0.
 
10 Aralık 1983 ligin en çelimsiz takımı Darüşşafaka’yı güç bela yeniyoruz, 1-0. 18 Aralık 1983 Yeldeğirmeni karşısında yine eziğiz, 0-1. 24 Aralık 1983 güçlü Sultantepe’ye karşı ezilmiyoruz, 0-1. Yeni yıla yüzler gülcüklerle dolu giriyoruz, 1 Ocak 1984 Küçükpazar’ı tepeliyoruz, 1-0.
 
Gelelim Mutlu’nun 1983-84 mevsimindeki mutsuz Davutpaşa deneyimine. İstanbul birinci amatör kümedeyiz. Kadromuz güçlü ama istenen neticeler bir türlü gelmiyor. İlkin Sıtkı Özcan değerlendiriyor o günleri. ‘’Necmi Abi benim hayranlıkla izlediğim bir kaleciydi Beşiktaş kalesinde. Ama bizimle birlikte olduğunda Necmi Abi’yi aynı parlaklıkta göremedim. Donuk biriydi. Bizlerle iletişimi çok zayıftı. Ayrıca takımı tanımıyordu. Zamana ihtiyacı vardı. Her şey olumsuz gitti. Çukurbostan’da haftada iki kez idman yapıyor olmalıydık. Salı ve Perşembe günleri. Ama ayrıntılar silinmiş belleğimden.’’
 
Buna karşın Hüseyin Güngör çok canlı anılara sahip bu mevsimden. ‘’Necmi Abi çok mülayim, çok beyefendi bir çalıştırıcıydı. Antrenörlük yaptığı sene büyük karışıklıklar oldu. İyi sonuçlar alamamızın nedeni buydu. Ama o beyefendi ve asil duruşunu bozmayarak bu karışıklıklara müdahale etmedi, kavga çıkarmadı. Son damla bardağı taşırdığında ise efendice ayrıldı aramızdan.
 
Tatsız olan şey şuydu. Rıdvan Şumlulu ve yanından ayrılmayan ekürisi İsmail Demirsoy Necmi Abi’ye sürekli müdahale ediyorlardı.  Bu soyunma odasında takım tertibi yapmaktan, saha kenarında oyuncu değiştirmeye kadar uzanıyordu ne yazık ki. Daha da acı olanbaşkanımızın da, yönetim kurulu üyelerimizin de bu olan biteni görmezden gelmeleri, araya girmemeleriydi. İsyan eden sadece bendim. Bunu bugün hatırladıkça gülüyorum. Ben kimim ki! Alçak gönüllü bir futbolcuydum ve Necmi Abi’ye gücüm yettiğince sahip çıkıyor, Şumlulu-Demirsoy ikilisinin saldırılarında destek olmaya çalışıyordum antrenörüme. 
 
O sene çok formda olduğum için belki de takımın en çok koşan, mücadele eden oyuncusu kimliğindeydim. Ama Şumlulu beni ikinci yarıda ya da devre arasında değiştirmek ve burnumu sürtmek istiyordu. Birçok maçta ikinci yarıda sahadan çıkmayı reddettiğim için maçlar durur, benimle hakem ve kenar yönetimi arasında komik diyaloglar olurdu. Zaten Necmi Abi’ye İllallah dedirip de gitmesine neden olayın merkezinde yine ben vardım. Yine çok iyi oynadığım Anadoluhisarı sahasındaki bir maçın ilk kırk beş dakikası sonunda Rıdvan Şumlulu, Necmi Abi’yi hiçe sayıp soyunma odasında beni çıkartmaya kalkınca çıngar kopmuştu. Hadi Türkmen bu kez müdahale etmiş, Rıdvan Abi’yi kovmuştu soyunma odasından. Necmi Abi’nin sabrı kalmamıştı artık. Bir tek beni yanaklarımdan öptüğünü ve üzüntüyle ayrıldığını hatırlıyorum. Sonrasında takımı genç takım antrenörü Atilla Hoca çalıştırmıştı.
 
O günlerden kalan bir anım da Özcan Oal’la ilgili. Oal o senenin şampiyonu Sultantepe ile yaptığımız maçı yönetmişti. Çok iyi oynamış goller de kazanmıştık. Ama abuk subuk gerekçelerle hepsini iptal etmiş, rakip gol atana kadar maçı oynatmıştı. Abartmıyorum belki 120 dakika oynamıştık. Hava kararmıştı dahası. Semtten tanıyordum Özcan Abi’yi. Gidip uyarmış, Napıyorsun, demiştim. O da, Şampiyon mu olacaksınız ulan, konuşma atarım, diye terslemişti. Çok iyi bir kadromuz olmasına karşın başarılı olamamızın nedenleri işte bunlardı.’’         
 
Kaleyi Mustafa Filiz ve Suat Dalkılıç korudu 1983-84 mevsiminde.Savunmada altyapıdan gelen Adnan Güney sağbek ve stoperdi. Ahmet Yetişti genç takımdan gelmişti, şahane bir sağbekti. Vefa’dan aramıza katılan Bülent Özvatan, Eyüp’ten alınan Tamer, Mehmet Ecevit libero, Demir Önen stoperdi. Remzi Uz ve Yalçın Güzel solbekti.
 
Takımın karabatak gibi bir kaybolup bir görünen değerli adı Sıtkı Özcan orta sahanın ustasıydı. Genç takımdan gelen Cengiz de bu bölgenin oyuncusuydu. Suat, Hamdi, Çetin, Hasan Koyuncu, Hüseyin Güngör, Cem, Özcan Güngör, Arif Erener ve İbrahim öteki orta saha topçularıydı.
 
Forvette deneyimli adlardan Ergin Külçeli ve Metin Köroğlu santrfordu. Beşiktaş gençte yetişen Şenol sağaçıktı. Ertan Çokşen de sağ kanatta görev alıyordu. İskender Keleş solaçıktı. Bir başka solaçık Recep’ti, golcü bir forvetti.
 
Ama Hadi Türkmen açısından olumlu bir yıldı. Çünkü onun hedefi futbol federasyonu ve Fenerbahçe için staj yapmaktı. Ve Davutpaşa’da geçecek olan iki senesi bu hazırlık dönemi için Türkmen’e bayağı yüklü bir deneyim sunacaktı.
 
3 Şubat 1984 günü Milliyet’te çıkan ve Turgay Şeren imzalı yazı ilginç doğrusu. Türkmen burada, Çukurbostan’ı ışıklandıracaklarından sözediyor. Bize müsaade edilsin, her türlü maddi imkanlarımızı seferber edip Davutpaşa sahasının bulunduğu yeri bir spor kompleksine dönüştürmeye hazırız, diyor. Her türlü malzeme Avrupa’dan getirtilecek, diyor. 12 amatör kulüp ve 25 gayrıfedere sporcu topluluğunu barındırıyoruz burada diye ekliyor. Yüksekten atıyor tabii, çünkü bir şey çıkmıyor bu palavralardan.
 
Şubat 1984 sonlarında ise takımın 58.kuruluş yıldönümü kutlanıyor. Eski anılar tazeleniyor. Konuklar arasında Fatih kaymakamı Yavuz Mete, Cihat Arman, Şükrü Ersoy, Naci Özkaya, Özcan Oal, Halit Kıvanç gibi isimler göze çarpıyor. Başkan Hadi Türkmen, Gelecek yıllarda da bu beraberliğimizin sürmesini temenni ediyorum, diyor, misafirlere teşekkür ediyor. 
 
Mevsim boyunca asıl dikkati çeken genç takımımızın başarısı oluyor. Sekiz gurupta mücadele eden gençler liginde H gurubunda yer alıyoruz. Dokuz takımlı guruptaki rakipler Soğanlık, Kadırga, Altınay, Eyüp, Gürzafer, Maltepegenç, Tekel, Bakırköy.
 
7 Ocak 1984 Kadırga’yı topa tutuyoruz, 4-0. 15 Ocak 1984 Soğanlık’ı yeniyoruz, 2-1. Gollerin ikisi de Metin’den. Musa, Menderes, Yalçın, Ahmet, Yaşar, Metin, İbrahim, Cem, Seyfettin, Tufan, Metin. 21 Ocak 1984 Tekel ile yenişemiyoruz, 0-0.  9 Şubat 1984 Eyüp’e beklenmedik bir şekilde yeniliyoruz, 0-1. 12 Şubat 1984 Maltepegenç’i 3-0 ile eziyoruz. 26 Şubat 1984 Kadırga’yı kolay alt ediyoruz, 2-0.
 
3 Mart 1984 Soğanlık’ı mağlup ediyoruz, 2-0. 11 Mart 1984 Gürzafer karşısında zafer kazanaıyoruz, 5-1. 14 Mart 1984 güçlü Tekel’i pul gibi yapıştırıyoruz mindere,  4-1. 24 Mart 1984 Altınay ile yenişemiyoruz, 0-0. 15 Nisan 1984 Maltepegenç’i 1-0 yeniyoruz.Böylece İstanbul birinciliği için Tekel ile baraj maçlarına çıkıyoruz, bu kadarı yeterli.
 
14-16 yaş gurubu bir başka katıldığımız lig oluyor. Sekiz gurup var, biz altı takımlı G gurubundayız. Rakipler Örnekspor, Yeşilköy (0-2, 0-0), Çubuklu (0-4, ?), Çatalca, Feriköy (3-0).