1976-77









1976-77



Eylül ayında da devam ediyordu ülkede dalgalanmalar. Durulacak gibi değildi zaten. 22 Kasım 12 Mart’ın zulmüyle sağlığını kaybeden, büyük yazarımız Sevgi Soysal aramızdan hüzünlü bir şekilde ayrılmıştı. 24 Kasım iyice acılı bir gündü. Van depreminde 3840 ölü vardı. 11 Aralık olaylarla doluydu. Ankara Üniversitesi süresiz kapatılmış, Bebek Maksim Gazinosu yanmıştı. 
 
Söylemek bile fazla, 1977 de soğuk ve karanlık başlıyordu. 1 Mart hükümet devalüasyon yaparak ayaklarına kurşun sıkıyordu. 26 Nisan Ecevit’in seçim otobüsü Niksar’da kurşunlanmıştı. Ama tarihimizin en kanlı olaylarından biri 1 Mayıs kutlamalarında olacaktı ne yazık ki. 500 bini aşkın emekçinin katıldığı Taksim Meydanı’ndaki mitingde insanların üstüne ateş açılmış, 37 kişi hayatını kaybetmiş, sayısız kişi de yaralanmıştı. Daha da kötüsü olay örtbas edilmiş, hukuki süreç bir suskunlukla noktalanmıştı. 5 Haziran genel seçim sonuçları bir kaosa neden olacaktı. CHP 213, AP 189, MSP 24, MHP 16 milletvekili çıkarmıştı çünkü. 20 Temmuz AP, MHP ve MSP 2. MC hükümeti için anlaşmışlardı bile.          
 
Memleket çok karışıktı ama bizim çocuklar sakin bir mevsim geçireceklerdi neyse ki. Davutpaşa 1976-77 mevsiminde altı guruplu İstanbul birinci amatör kümesinin A gurubunda yer aldı. On bir takımdan oluşan gurupta Sirkeci, İETT, Okmeydanı, Eyüp, Dikilitaş, Yedikule, Tophane Tayfun, Aksaray, Bayrampaşa ve Zeyrek takımları yer aldılar yanımızda. Gurubu birinci bitiren takım Recep Tayyip Erdoğan’lı İETT olmuştu mevsim sonunda. Spor yazarlarının seçtiği mevsimin kadrosunda ise bizim Rensenbrik lakaplı başarılı solaçığımız Suha Kartallıoğlu yer alıyordu.   
 
Mevsim Eylül’ün ilk haftası yapılan karşılaşmalarla başladı, Ocak ortalarında bitti. Takımımız zaman zaman iyi mücadele etti, iyi neticeler aldı. Ama genelde istikrarsız sonuçlara imza attığımız  söylenebilir. Söz gelimi bizden kat be kat zayıf Aksaray maçlarının ikisini de kaybederek, averajımızın da kötülüğüyle ortaların altlarına indik. Oysa bu maçları yengiyle kapayabilsek üçüncülüğe kadar fırlayabilirdik kolayca.  
 
4 Eylül 1976 günü mevsimin ilk maçında güçsüz Aksaray’a 0-1 yenilerek Alipaşalıları şaşırtıyoruz. Süleyman, Hilmi, Süha, Ömer, Naci, Ali, Mustafa, Sıtkı, Ahmet, Hayrullah, Bülent. 12 Eylül 1976, ikinci maçımızda iddialı Sirkeci karşısında bozguna uğruyoruz, 1-5. Tek gol Süha’dan. Süleyman, Hayrullah, Ali, Naci, B.Ali, Sıtkı (Sermet),  Cumhur, Bülent, Cavit, Ahmet, Mustafa (Süha). 18 Eylül 1976, gurubun en güçsüz takımı Zeyrek’i 2-1 yenerek şeytanın bacağını kırıyoruz. Goller 9 ve 79.dakikalarda Süha’dan. Asım, Demir, Bülent, Ali, Cavit, Ahmet, Cumhur, Hayrullah, Sıtkı, Sermet, Suha.  27 Eylül 1976, Eyüp’e kötü boyun eğiyoruz, 1-4. Golümüz Ahmet’ten. Levent, Demir, Ali, Cavit, Bülent, Cumhur, Ahmet, Necip, Sermet, Suha (Cumhur), Mesut.
 
2 Ekim 1976, Bayrampaşa’yı Ahmet’in 15.dakikada attığı golle yeniyoruz, 1-0. Asım, Cumhur, Bülent, Ali, Cavit, Sıtkı, Özcan, Ahmet, Mecit, Aydın, Sermet. 10 Ekim 1976, Dikilitaş’a kaybediyoruz, 0-2. Ertesi hafta ise Yedikule ile yenişemiyoruz.  Recep Tayyip’in başarılı oyunuyla sürüklediği senenin şampiyonu İETT’ye farklı yenildikten sonra, 28.10.1976 günü Okmeydanı ile yenişemiyoruz, 0-0. Asım, Ekrem, Cavit, Ali, Cumhur, Necip, Ahmet, Sıtkı (Özcan), Aydın, Hayrullah, Mustafa (Süha). 
 
7 Kasım 1976, ilk yarının son maçında, Tophane Tayfun’u deviriyoruz, 1-0. 13 Kasım 1976, ikinci yarı başlıyor ve yine zayıf Aksaray karşısında eziliyoruz, 0-1. 20 Kasım 1976, şampiyonluğun kudretli takımı Sirkeci’ye boyun eğmemiz normal elbette, 1-2. Sirkeci 1-2. Levent, Cumhur, Ali, Cahit, Ekrem, Aydın, Ertuğrul, Necip, Sıtkı, Ahmet, Muammer. 27 Kasım 1976, güçsüz Zeyrek’i güç bela geçiyoruz, 1-0.
 
5 Aralık 1976, Eyüp’ü ağlatıyoruz, 1-0. Aralık ayı neşeli geçiyor. İlkin ligin zayıf ekibi Bayrampaşa’yı tepeliyoruz, 1-0; ardından 11 Aralık 1976 günü Dikilitaş’ı, 1-0.  18 Aralık 1976, Yedikule ile puanları paylaşıyoruz, 1-1. 26 Aralık 1976 şampiyon İETT karşısında yere seriliyoruz, 0-3. Asım, Ekrem, Cavit, Ali, Bülent, Sıtkı, Sermet, Necip, Ahmet, Aydın, Süha.
 
Yeni yıla beraberlikle giriyoruz. 1 Ocak 1977 Okmeydanı ile yenişemiyoruz, 1-1. 15 Ocak 1977 Tophane Tayfun’a 0-2 yenilerek mevsimi asık suratla kapıyoruz. 5 Ocak 1977 günü yaptığımız hazırlık maçında ise Fenerbahçe’ye 0-3 kaybediyoruz. Kaleci Levent rakip kaleyi koruyor doksan dakika boyunca.
 
Gençlerimiz ise İstanbul’daki iki guruptan A gurubunda yer alıyor. İstanbulspor, Anadolu, Beykoz, Fenerbahçe, Galata, İstanbulspor, Karagümrük, Taksim, Vefa, Eyüp ve Hasköy rakiplerimiz. Orta karar sonuçlar aldığımızı belirteyim.
 
Federasyon kış sonunda açıklıyor, Üçüncü Türkiye Ligi’ne yükselme maçlarına 20 takım katılacak diye. Mart ortasında başlıyor elemeler. Çift maçlı eleme esasına göre düzenleniyor terfi maçları. Bize ilk turda tanıdık bir rakip düşüyor: Eyüp. 16 Mart 1977 günkü ilk maçı 0-2 kaybediyoruz. Hakem Yalçın Darıcı 88.dakikada Ali’yi sahaya atınca bizimkiler yumrukluyorlar hakemi. Levent, Demir, Ali, Cavit, Bülent, Sıtkı, Muammer, Necip, Süha, Aydın, Ahmet. 23 Mart 1977 tarihindeki rövanşta da 1-3 eziğiz, tek gol Eyüplü Adnan’dan, kendi kalesine. Asım, Demir, Aydın, Cavit, Bülent, Sıtkı, Fevzi (Ahmet), Muammer, Süha, Mesut, Adnan. Muammer kırmızı kart görüyor bu kez de.    
 
Sıtkı Özcan mevsimi şöyle anlatıyor. ‘’Cevat Aksay başkanlığındaki yönetim yeni mevsime değişikliklerle girdi. İstanbul birinci amatör kümede, 1975-76 boyunca, Bakırköylü Ogan’ın teknik adamlığında oldukça başarısız bir mevsim geçiren takımın başına bu kez camiayı iyi bilen, güvenilir bir çalıştırıcı, Rıdvan Şumlulu getirildi. Genç ve enerjik bir ekip oluşturuldu ve bu ekip mevsim boyu iyi mücadele etti. Ve genç takımdan gelen oyuncuların çoğunluğu oluşturduğu takımımız ligi ortalarda bitirdi. Çok başımız ağrımadı.
 
Alışıldığı gibi Çukurbostan’da çalıştık, Salı ve Perşembe günleri yapıldı idmanlar. Ama doğrusunu söylemek gerekirse yönetim oyunculara karşı çok ilgisiz ve duyarsızdı. Söz gelimi başkanlığı sırasında, takım kaptanı olmama karşın başkanla iletişimim bir elin parmaklarından fazla olmamıştır.
 
Genel kaptan mevsim açılışında heybetli bedeniyle Çağatay Uygun’muş gibi gözüküyor ama Çağatay abiyle sadece semtte karşılaştığımı hatırlıyorum. Yani Rıdvan Şumlulu dışında kimseyi görmüyorduk biz maçlarda da, antrenmanlarda da. Rıdvan abinin yardımcısı İsmail Demirsoy’du ama her zaman gelmezdi o aramıza. Arada sırada uğrardı yalnızca. 
 
Bir de su yasağını hatırlıyorum. Su içmemiz yasaktı. Yani şişirir diye abilerimiz bize su yasağı koymuşlardı o günlerde. Sadece limon kemiriyorduk susuzluğumuzu gidermek için. Oysa üç forma ıslatırdım maç boyunca.
 
1976/77 mevsiminde dört tane çok klas, çok nitelikli oyuncu vardı içimizde. Ömer Ali İpekoğlu, Süha Kartallıoğlu, Necip Timurözü ve Ahmet Salı.
 
Kalecimiz Süleyman Bayrampaşa’dan gelmişti, düzgün bir kişilikti. Ama kısa boylu bir kaleciydi, aynen yedeği Asım gibi. Cımbız Ali genç takımdan gelmişti, sağ bekti, kemik gibi bir sağ bek. Yavuz Çelikspor’dan gelmişti, orta karar bir topçuydu. Genç takımdan gelen Vahit üniversite bitirmiş, bankacılık yapmıştı, yapışkan bir bekti. İş hayatı nedeniyle futbolu bırakmıştı erken yaşlarda. Solbek Bülent topu iyi bilen biriydi. İş hayatına atıldı, tekstilci oldu, ihracat işlerine girişti. Süha onun yanında çalışırdı. Ama Bülent genç yaşta, kalp krizi nedeniyle erken ayrıldı bu dünyadan. Stoperlerden Hacı genç takım kökenliydi, kesici oynardı, sert bir oyuncuydu. Yine genç takımdan Ömer Ali çok iyi bir futbolcuydu. Alibeyköy, İstanbulspor gibi takımlarda oynamış, hakemlik yapmıştı, tekniği de çok iyiydi. Atilla stoperdi, sert bir oyuncuydu. Numan solbekti, topu bilen bir oyuncuydu, teknikti.
 
Sıtkı Özcan defansa dönük, kesici, enerjikti. Necip Timurözü topu iyi kullanırdı. Cumhur Değer kontra topların tartışılmaz ustasıydı, topa mermi gibi vururdu. K.Cumhur savunmaya dönük bir orta saha oyuncusuydu, teknikti. Ahmet Salı topla yumuşaktı, kafası havada oynardı, oyunu iyi okurdu. Hayrullah coker oyunculardandı, genelde orta sahada görev alırdı. Genç dinamik koşan, markaj seven biriydi. Ataman ön liberoydu, enerjisi ve sertliğiyle dikkat çekerdi, kesiciydi. Özcan Kır orta sahada yumuşak, topu iyi kullanan, kendi kulvarında gidip gelen, çok yetenekli br gençti.
 
Sarı Mustafa sağ açıktı, bire birde adam geçer, iyi orta yapardı. Cavit şahane bir santrfordu. Boluspor, Altay, Malatya gibi birinci küme takımlarında oynadı ilerleyen yıllarda. Kafa toplarında çok güçlüydü. İki ayağını da kullanır, adam geçmesini bilir, doksan dakika oyun içinde kalırdı. Gerektiğinde santrhaf da oynardı. Sol açığımız Süha Kartallıoğlu yerli Rensenbrik’ti.
 
Mevsimin en ilginç olayı benim önderliğimde oyuncularımızın antrenör değişikliğine karşı yaptığımız eylemdi. Bir gün Çukurbostan’a idmana geldiğimizde Rıdvan Şumlulu’yu sahada görememiştik. Ortada tuhaf bir hava egemendi. Müsellim Kesse Çukurbostan’ın yukarısına tünemiş, etrafı kesiyordu. Soyunma odasına indiğimde Cevat Aksay başkanımızı gördüm orada. Bana Rıdvan abinin görevine son verdiklerini söyledi, gerekçe antrenörümüzün içkiye olan düşkünlüğüydü. Oysa Şumlulu yıllardır içimizdeydi ve büyük emek vermişti hepimize ve sayısız topçunun gelişmesinde büyük hizmet sunmuştu. Yani yıllardır çok iyi bir ilişki vardı aramızda. Bu nedenle ben hemen tepki gösterdim, karşı çıktım buna. Hocamızla devam etmek istediğimizi belirttim. Öteki topçuların da katılımıyla Müsellim’in takımın başına gelmesini böylece engelledik. Mevsim sonuna kadar Rıdvan abiyle devam ettik.