1975-76










1975-76

   
1975 sonbaharı güzel yurdumun her ayı, her günü karışıktı, karmakarışıktı hem de. 4 Eylül Bülent Ecevit’in seçim otobüsü taşlandı, 50 yaralı, 57 gözaltı vardı. 12 Eylül Birleşmiş Milletler’den çıkan haber şaşırtıcı değildi. İnsan Hakları Komisyonu Kıbrıs konusunda aleyhimize karar vermişti. 26 Ekim sayım günüydü ve sayımız 40 milyonu geçmişti. 1976 yılında arap saçından farksızdı Türkiye. 21 Temmuz AP, MHP ve MSP’den oluşan Milliyetçi Cephe hükümeti açıklanmıştı.
 
Alipaşa da özenmişti ülkenin genel durumuna. Burada da işler karışmıştı. 1974-75 mevsimini İstanbul birinci amatör kümesi F gurubunda başarıyla tamamlayan genç ve enerjik takımımız, Alipaşa kedilerini mutlu etmesine karşın Cevat Aksay başkanlığındaki yönetimi pek hoşnut etmemiş olmalıydı. Çünkü yönetim oldukça büyük değişikliklerle girdi mevsime. Rıdvan Şumlulu’nun elinden alınan A takım Bakırköylü Ogan’ın beceriksiz ellerine teslim edildi. Ogan da kendi adamlarını, Bakırköy kökenli topçularla inşa etti takımını. Ama bu aşı tutmadı ve Davutpaşa sonlarda sürünmeye, berbat oyunlar çıkarmaya haftalar geçtikçe devam etti. Ogan’ın çaresi İstanbul şampiyonluğuna oynayan başarılı genç takımdan oyuncular çalmak olmuştu sonunda. Hem de çalıştırıcı Davut Kılıç’tan izin bile almadan.
 
1975-76 mevsiminde altı guruplu İstanbul birinci amatör kümesinin on bir takımdan oluşan B gurubunda yer aldık. Rakipler Kadırga, Zeytinburnu, Pendik, Rami, Demirspor, Ortaköy, Feriköy, İstiklal, Aksaray ve Bayrampaşa’ydı. 
 
İlkin hazırlık maçları başlıyor, sezon hazırlıkları. Temmuz sonu-Ağustos başı, Çukurbostan’da yapılan futbol turnuvası önemli bazı oyuncularımızı sınamak açısından. Finalde Muharrem Önen, Şerif Çekiçler, Enver Tuna, İstanbulsporlu Müjdat gibi asların sürüklediği Karakaşspor Sırrıpaşa’yı 2-1 yenerek şampiyon oluyor. Çapa, Doğanspor, Eserspor, Fişekspor, 19 Mayıs gibi sıkı topçularla dolu takımlar katılıyor turnuvaya. 5 Ağustos 1975 günü A takımı, 11 Ağustos ise 32 kişilik kadrolu genç takım mevsimi sade bir törenle açıyor.  
 
Ogan Bakırköylü oyuncular getiriyor takıma. Ender, sol bek Bülent ve orta saha oyuncusu Mustafa bunlardan üçü.   Mevsim ak ile karanın yan yana oluşuyla geçiyor. A takımı çok başarısız, yenilgiler çorap söküğü gibi geliyor, zar zor kümede kalıyoruz. Genç takım ise seri galibiyetlerle İstanbul şampiyonluğuna yaklaşıyor. Ancak rakibimiz Fenerbahçe maçında karşımıza çıkan İsmail Hendek taraflı yönetimiyle birinciliğimize engel oluyor.
 
Mevsimin ilk karşılaşmasında, 30 Ağustos 1975 Aksaray’ı 2-0 yenerek ender yengilerden birini alıyoruz, goller İdris ve Mustafa’dan. Asım, Hilmi, Sabahattin, Coşkun, Ali, Mustafa, Hüseyin, Bülent, Zekeriya, İdris, Süha. 13 Eylül 1975 Bayrampaşa karşısında eziğiz, 1-4, tek gol Süha’dan. Asım, Hilmi, Bülent, Hacı, Coşkun (Basri), Hüseyin, Ercan, Zekeriya, Cavit (İdris), Mustafa, Süha. 21 Eylül 1975 Rami ile golsüz berabere kalıyoruz, 0-0. 27 Eylül 1975 Kadırga ile yenişemiyoruz, 1-1, golümüz Cavit’ten. Süleyman, İdris, Basri, Zekeriya, Hilmi, Hacı, Ercan, Mustafa (Hüseyin), Cavit, Bülent, Süha. 
 
5 Ekim 1975 Pendik ile berabere kalıyoruz, 1-1. 11 Ekim 1975 kuvvetli Feriköy’den bir puan çalıyoruz, 0-0. Süleyman, İdris, Hüseyin, Basri, Hilmi, Bayram, Mustafa, Bülent, Ercan, Cavit, Süha. 19 Ekim 1975 Ortaköy ile yenişemiyoruz, 2-2. 25 Ekim 1975 tarihi ile Aralık başı arasında sırasıyla Zeytinburnu, İstiklal, Demirspor ve Aksaray maçlarını oynuyor, 1 yengi, 3 yenilgi alıyoruz. Attığımız 3, yediğimiz 6, sadece 2 puan çıkarabiliyoruz 4 maçtan. 
 
7 Aralık 1975 Bayrampaşa ile berabere kalıyoruz, 1-1. 16 Aralık 1975 Rami’ye yeniliyoruz, 0-1. 21 Aralık 1975 Kadırga’yla puanları paylaşıyoruz, 1-1. 27 Aralık 1975 Pendik ile yenişemiyoruz, 0-0.
 
Yeni seneye iyi giriyoruz. 10 Ocak 1976 günü Ortaköy’ü 3-0 yeniyoruz ve küme düşme kabusundan uzaklaşıyoruz. Gollerin ikisi Cavit, biri Hüseyin Çakıroğlu’ndan. Süleyman, İdris, Ender, Hacı, Hilmi, Mustafa, Ercan, Hüseyin, Cavit, Bülent, Süha. 18 Ocak 1976 Zeytinburnu ile yenişemiyoruz, 0-0. Süleyman, İdris, Ender, Zekeriya, Hilmi, Hüseyin, Ercan, Mustafa, Cavit, Bülent, Süha.  21 Ocak 1976 güçlü Feriköy’e boyun eğiyoruz, Ender kendi kalemize atıyor maçın tek golünü, 0-1. Süleyman, İdris, Ender, Hacı, Hilmi, Hüseyin, Ercan (İlhami), Mustafa, Cavit, Zekeriya, Süha. 24 Ocak 1976 İstiklal ile puanları paylaşıyoruz, 1-1.1 Şubat 1976 şampiyon Demirspor’a kafa tutuyoruz ama nafile puan alamıyoruz, 0-1.
 
Özcan Kır başarılı genç takımın serüvenini anlatıyor şimdi. ‘’1975-76 mevsiminde Davutpaşa genç takımı bir patlama yaptı,  Fenerbahçe genç takımının ardından ligi ikinci bitirdik. Kadromuz şöyleydi. Kalecimiz Levent’ti, yedeği ise o günlerde efsane Hababam Sınıfı filminde oynayan Nejat. Sağ bek Ali, sol bek ise Vahit’ti. Savunmanın göbeğinde Demir Önen ile Ömer Ali İpekoğlu oynuyordu.
 
Orta sahada kesici ve savunmaya yakın oynayan Ataman’dı. Sağ bölgede Hüseyin Çakıroğlu, solda ise Özcan Ertuğrul Kır görev yapıyordu. İleri üçlüde sağda Sermet, santrforda Hasan Ali Karuç, solaçıkta Hayrullah oynuyordu. Yedeklerimiz ise Tayfun, Mesut Ecevit, Haluk, Adnan, K.Hüseyin ve Muhittin Boşat’tı.
 
A takımın da as oyuncularından Cavit zaman zaman yer alırdı takımda ama antrenör Bakırköylü Ogan izin vermezdi her zaman. Cavit daha sonra birçok iyi takımda top koşturdu. Malatya ve Karagümrük gibi. Ömer Ali Alibeyköy’de 1982 yılında gol kıralı oldu. Hüseyin Çakıroğlu Karabük, Antep ve Fenerbahçe’de yıldızlaştı, A milli formayı giydi. Demir Süleymaniye Sirkeci’ye transfer oldu.
 
1975/76 mevsiminde İstanbul profesyonel genç takımlar liginde ikinci olduk. Oynadığımız ilk beş maçta on puan topladık. On iki gol atıp hiç gol yemedik. Galata’yı 5-0 yenerek başlamıştık, bir gol bendendi. Taksim’i ise 2-0 ile geçmiştik.
 
Karagümrük’ü benim ve Hüseyin Çakıroğlu’nun golleriyle 2-0 devirmiştik. Eyüp Stadı’nda yapmıştık bu karşılaşmayı. Hüseyin’in golü çok ilginçti. Kaleciye bir geri pası atmışlardı. Ceza yayının orada kaleci ıska geçti. Hüseyin arkasını dönmüş santraya yürüyordu. Kendisini uyarınca, döndü, golü attı. Benim golüm ise çok güzeldi. Orta sahadan bir top almış, herkesi tek tek geçip topu filelere bırakmıştım. Karagümrük genç takımını o günlerde Lağım Osman çalıştırıyordu. Abim Nail Kır da türbünde maçı izliyordu. Ben golü attıktan sonra Osman abi Nail Kır’a döndü, Kardeşine doping mi yaptın diye seslendi. Bende güzel bir anı olarak kaldı bu. 
 
Güçlü İstanbulspor maçı ise 2-0 yengimizle sona erdi. Hasan ve Hayrullah’tan gelmişti gollerimiz. Eyüp Stadı’nda oynadığımız maç unutulmazdı benim için. Çok güçlü kadroları vardı çünkü. Fenerbahçe’de oynayan Özcan Kızıltan bile yedek kulübesindeydi. 
 
Beykoz karşısında ise sağ bek Ali’nin vuruşuyla 1-0 galip gelmiş, iki puanı hanemize yazmıştık. Cımbız Ali orta sahayı biraz geçmişti. Orta yapmak amacıyla vurdu topa. Top şandelden kaleye girdi. Paşabahçe Stadı’nda oynadığımız bu maç benim için şahaneydi. Pazar günkü maç öncesi ishal olmuştum. Maça geldiğimde rezil olacağım diye korkuyordum ama hayatımın en iyi karşılaşmalarından birini çıkardım orada. Grubun öteki takımları Fenerbahçe, Vefa ve Üsküdar Anadolu’ydu.
 
Altıncı maçımızı Ali Sami Yen’de Fenerbahçe ile yaptık. Kışın ortasında bir gündü. Hava çok soğuktu. Fener de güçlü bir ekipti, kaptanları daha sonra A takımının da değişmezi olan Cem Pamiroğlu’ydu. Maça iyi girdik, Mesut Ecevit’in golüyle öne geçtik. İlk yarının sonunda bir köşe atışı kullandı Fenerliler. Ben kafayla topu santraya doğru uzaklaştırdım. Topun düştüğü yerde biten sağbekleri oradan mermi gibi vurdu. 1-1. Abartmıyorum, yüz kere daha vursa kaleyi tutturması mucize olurdu. İkinci yarıya yine iyi başladık. K.Hüseyin  bir ara topuna daldı, kaleciyle karşı karşıya kaldı. Yan hakem ısrarla devam et diye işaret etmişti. Ama orta hakem İsmail Hendek ofsayt çaldı. Maçın doksanıncı dakikası ise çıldırtıcıydı. Rakip ceza sahasında bir kafa topunda yere düştüm ve kolum kırıldı. Ben yerde yatarken İsmail Hendek oyunu durdurmadı ve Fener atağı golle sonuçlandırdı. Böylece maçı 2-1 kaybettik. Maç bitiminde çok itiraz ettik ama sonuç değişmedi. Hava çok soğuktu o gün. İsmail Hendek’in sümüklerinin donduğunu görmüştüm. Hakikaten çok soğuktu. Bir başka şanssızlığımız da as oyuncumuz Cavit’in o gün sakat olması ve forma giyememesiydi.’’