1982-83


1982-83





1982 Eylül ayında faşist yönetimden ve ASALA’dan beklenenler teker teker gerçekleşiyordu. 9 Kasım 12 Eylül Anayasası yürürlüğe girmiş, Kenan Evren cumhurbaşkanı ilan edilmişti. 1983 bir önceki yıldan daha aydınlık olacaktı diye umuyordu Alipaşa mırnavları. Ama avuçlarını yalıyordu. 6 Mart açıklanan resmi rakamlar ürkütücüydü çünkü. Son üç yılın fiyat artışları yüzde 250’ydi.         
 
Ülkedeki kaosa karşın Alipaşa tatlı bir heyecanla yüklüydü. 1982-83 mevsimine  büyük  bir heyecanla girişmişti. Geçen yıl takım çalışmış, didinmiş ikinci kümede kalmayı başarmıştı. Bakalım bu yıl neler olacaktı. Orhan İren ve Erol Türkmen ikilisi bu kez daha dikkatli olmayı, adımlarını daha sağlam atmayı tasarlıyor, bunu dile getiriyordu her koşulda. Yine de Alipaşa kedilerinin cami köşelerinde kaygıyla yalandıkları dikkatli gözlerden kaçmıyordu.
 
Söylemek bile fazla, Alipaşa’da yaz zorlu geçti. Yönetim bir yığın transfer daha yaptı. Takım yaz boz tahtasına dönmüştü. Ama yönetimin çalıştırıcı olarak seçtiği, Davut Kılıç’ın tanımlamasıyla ‘soğuk ve donuk’ Sefer Türker sonumuzu hazırlayacaktı. İşte kahpe felek yapacağını yapmış, yönetimin aklını çelmiş, yanlış ata oynatmıştı. Ve bu yıl ne yazık ki ikinci kümedeki son yılımız olacaktı. Düşüş o düşüş!
 
Oysa başlangıç çok aydınlık gözüküyor, yüzler gülüyordu. Mevsim açılışı neşeyle yapılmış, sıcak bir Temmuz günü, saat on birde yönetici ve futbolcular Küçükçekmece’ye giderek göl kıyısında gezinti yapmış, topluca burada afiyetle yemek yemiş, horon tepmişti. Dahası Davutpaşalılar Eyüp Sultan’a gelmiş, dua edip yeni sezon için güzel dileklerde bulunmuşlardı. Saat on sekizi gösterdiğinde  Çukurbostan’da ilk çalışmasını gerçekleştiren kavuniçi kahverengi cengaverler ertesi gün Küçükçekmece’de kampa girerek 1982-83 mevsimi için sıkı bir hazırlık devresi geçirmişlerdi.
 
As başkan Erol Türkmen’in açılış konuşması oldukça manalıydı. ‘’Küme düşmemek için mücadele edeceğiz. Şampiyonluğu önümüzdeki yıl düşünürüz. Ancak sürpriz takım da olabiliriz.’’  Bir çuval incirin içine edecek olan Sefer Türker ise, ‘’Zor günler geçirdik. Aynı hataya düşmeyeceğiz’’ diyordu bol keseden atarak.  Mevsim öncesi yapılan hazırlık maçında ise Karagümrük ile 0-0 berabere kalmıştık.
 
İlkin Muhittin Boşat’tan mevsim özeti: ‘’1982-83 sezonu başladı. Takımın başına eski Vefa kalecisi Sefer Türker geldi. Yine yeni transferler oldu. Eski Erzurumspor’lu Mehmet Ecevit’i getirdiler santrfor olarak. Takımda bayağı bir oyuncu oldu. Sezon başında gelen oyunculardan dolayı biz mahalleliler dışlanmış gibiydik. Ben Cerrahpaşa’daki işimle ilgileniyordum. Ecevit’e iki yüz elli bin lira gibi çok büyük bir transfer parası verildiği için, herkes direk oynayacak zannediyordu. Ama kilosu çok fazlaydı.
 
İlk maçta beni oynattılar.  Galata’yı 1-0 yendiğimiz maçta çok iyi oynamıştım. İkinci maçı Feriköy ile yaptık, 1-0 yenildik. Ben yine iyi oynamıştım. Ama kestiler takımdan, iki hafta oynatmadılar. Yedek kalmıştım. Vefa’ya yenildik. Tekrar oynamaya başladım iki hafta sonra. En son Lüleburgaz maçı vardı. Burada yenildik, 1-2. Bayağı sıkılmıştım futboldan, takımda forme giyememekten. Liseyi bitirdikten sonra Bursa İktisadi İlimler Akademisi’ni kazanmıştım yüksek bir puanla. Buna rağmen askere gitmeye karar verdim. Altı Aralık 1982.
 
Ben askerdeyken Sefer Türker bıraktı takımı, Şükrü Ersoy geldi. Yardımcısı da Orhan Yüce’ydi. Çok iyi bir çıkış yakaladı takım. Ben Denizli’de acemi birliğindeyim. Takımın durumunu kendi imkanlarımla takip ediyordum. Üsküdar Anadolu’yu falan yenmiştik. Bir müddet sonra tekrar düşüşe geçtik ve 1982-83 sezonu Davutpaşa ikinci kümeden düştü.’’
 
Davut Kılıç bu yılın topçularını anlatıyor. ‘’Kalecilerden İlhami Üsküdar Anadolu’dan gelmişti, iyi bir file bekçisiydi. Malatya’dan geri aldığımız Suat deneyimli bir oyuncuydu. Kasımpaşa’dan transfer edilen Ali ise vasattı.Süleyman sağ bekte taş gibiydi yine. Sol bekte de Alpaslan Eratlı’nın kardeşi Turgay oldukça göz doldurmuştu sezon boyu. Savunmanın göbeğinde Bandırma’dan gelen Adnan iyi bir stoperdi. Askerliğini yapıyordu o günlerde. Kayseri’den alınan Mehmet ise vasat bir stoperdi. Yeniden o yıl aramıza katılan Demir Önen Süleymaniye’den gelmişti. Altyapımızdan yetişmişti ama kardeşi Muharrem kadar yetenekli değildi elbette. Yeniden gelenlerden Mehmet Ecevit klastı ama kiloluydu. Stoper Celal Demirsoy camiadan Şalom İsmail’in kardeşiydi. İyi bir kesiciydi. Karagümrüklü Efe Burhan Dalgıç da işini bilen bir liberoydu. Alman Ahmet sol bekte bu mevsim de görev yapmıştı. Muhittin Boşat ise askerlik görevine gitmiş, az gözükmüştü aramızda.
 
Orta saha oyuncularından Çetin önceki yıllardan kalan ender topçulardandı. Cüneyt sol ayaklıydı, orta karardı. Hakan’ı ise Karagümrük’den transfer etmiştik. Top kullanmasını bilen bir oyuncuydu, aslardandı. Malatya’dan gelen Arif de semtimizin çocuğuydu. Yetenekliydi. Sefa Vefa’dan gelmişti, Siirtliydi, yedeklerdendi. Enver Tuna yıldızımızdı ama sakatlıklar belini bükmüştü. Verim alamamıştık pek. Deniz Karaman iyi niyetliydi, görev aldığında elinden geleni yapardı.  
 
Metin Köroğlu diri fiziğiyle yığınla takımın dikkatini çekmişti. Piç İsmail antrenör ile takışmasa iyi şeyler yapabilirdi ama hem Türker, hem de Ersoy ile papaz olmuş, mevsim bitmeden kadro dışı kalmıştı. Solaçıkta oynayan Dursun ise İskenderpaşa’dan gelmişti o mevsim. Çok başarılı bir oyuncuydu. İskenderun’a yolladık sonra onu. İki santrforumuz şahaneydi, çok kıral topçulardı. Halil’i o yıl Kadırga’dan, Asım’ı ise Lüleburgaz’dan almıştık. Yan yana çok iyi ve etkili oynarlardı.’’ 
 
Gelelim maçlarımıza. On altı takımlı bir ligdi. Şampiyon Karagümrük’e gücümüz yetmedi, 1-2 ve 0-2. İkinci Anadolu karşısında başarılıydık, 1-0 ve 1-2. Üçüncü Edirne’ye iki maçta da boyun eğdik, 1-2 ve 0-1. Dördüncü Lüleburgaz maçlarındaki oyunumuz iyiydi, 1-2 ve 2-2. Beşinci Galata’dan üç puan almasını bildik, 1-0 ve 1-1.  Altıncı Beykoz önünde de aslanlar gibiydik, 0-1 ve 2-0. Yedinci S.Sirkeci maçlarındaki yenilgiler bizi düşme potasına sürükledi, 0-1 ve 0-2. Sekizinci Vefa ile başabaştık, 0-2 ve 1-0.  Dokuzuncu Alibeyköy maçlarımızda gol sesi çıkmadı, 0-0 ve 0-0. Onuncu Tekirdağ ile de eşittik, 3-1 ve 1-3. On birinci İstanbulspor’a gücümüzü kabul ettirmiştik, 1-1 ve 1-0. On ikinci Beylerbeyi’yle de eşittik, 1-0 ve 1-2. On dördüncü Yedikule ile de öyle, 2-1 ve 1-2. On beşinci Feriköy ile de öyle, 1-2 ve 1-0. Eyüp ile de öyle, 1-2 ve 1-0.
 
On altılı gurupta düşen dört takımdan biri olmaktan kurtulamadık sonuçta. Otuz maçta on yengi, beş beraberlik, on beş de yenilgi aldık. 27 gol attık, 34 gol yedik, 25 puan topladık. Son iki maçımızda Beylerbeyi ve Anadolu’ya aynı sonuçla 1-2 yenilmesek, ya da son altı maçta sadece iki beraberlik almasak kolayca kalabilirdik kümede. Ama şanssızdık, iyi mücadele etmemize karşın alt kümeye yuvarlanmıştık sene sonunda.
 
1 Aralık 1982 tarihinde yaptığımız Federasyon kupası maçında Beykoz’a 1-3 yenildik. Tek golümüz Metin’den geldi. İlhami, Süleyman, Deniz, Orhan, Mehmet, Adnan(Murat), Hüsamettin, Dursun, Asım, Metin, Arif (Celal).