2012-2013

2012-13
İtilmiş ve kakılmışlıkla geçen yıllardan sonra Davutpaşa 1926 camiası ilk kez 31 Mayıs 2012 tarihindeki genel kurul sonrası umutlandı. Kongre parlak geçmiş, yepyeni ve taze bir yüz İskender Keleş başkanlığa seçilmişti. Uyum Market zincirinin sahibi başkanın iş dünyasındaki başarısının yanında, Davutpaşa 1926 için bir şeyler yapmak istemesi güldürmüştü yüzleri. Alipaşa kedileri keyifle yalanıyordu cami avlusunun güneşe bakan bölümlerinde.
                                              
Keleş hedeflerini açıkladığında Davutpaşa’ya gönül bağlayan yiğitler de, yokluk içinde kıvranan ve ellerinden geleni yapmaya çabalayan teknik ekip ve topçular da neşeyle doğruldular. Kurumsallık istiyordu başkan, bir bina almak istiyor, bunu kulübe sunmak, dahası bir katı lokal olarak çalıştırıp düzenli gelir elde etmek istiyordu. Verel yönetiminin bir damla suya muhtaç ettiği oyuncuların malzeme sıkıntısı hemen giderilecek, kadro muhafaza edilecek, eksik bölgelere takviye yapılacak, kulübün hazin tesislerine tadilat hizmeti sunulacaktı. Daha iyisi Şam’da kayısıydı. Alipaşa kedileri keyifle yalanmalarını sürdürüyordu cami avlusunda.
               
Başkan Keleş’in iyi niyeti ve bir şeyler yapma arzusu yığınla yiğit Davutpaşalıyı yeniden kulübe çekmiş, Hadi Türkmen zamanında gelenekselleşen Perşembe toplantıları yeniden başlamıştı. Ama işte bu noktada patlayan bir iktidar mücadelesi her şeyi berbat edecekti. Davut Kılıç-Sıtkı Özcan ikilisiyle, Muharrem Önen-Cumhur Değer ikilisi arasında yaz aylarında çıkan kavgaydı bu. 
 
Kulübü 1998’den bu yana nerdeyse şapkadan tavşan çıkarırcasına yöneten ve Davutpaşa 1926 ile özdeşleşmiş Davut Kılıç ve sağ kolu Sıtkı Özcan kongreyle birlikte esen yeni rüzgarlardan mutluydu elbette. Keleş onca çekilen sıkıntı ve tasaya merhem olacak gibiydi. Bu nedenle Kılıç ve Özcan meydanı uzun süredir kulüpte gözükmemiş, Davutpaşa 1926 ile zerrece ilgilenmemiş Önen-Değer ikilisinin eline bırakmak istemeyeceklerdi elbette. İşin zahmetini onlar çekmişti, neden kaymağını başkaları yesindi ki!
 
Böylece kılıçlar çekildi. İki taraf arasında toplantılar sırasında büyük kavgalar çıktı, tatsızlıklar yaşandı. Araya giren bilge sesler bağırtıların arasında cılız kaldı. Böylece canlar sıkıldı, suratlar asıldı. Sıkılanlardan biri de başkan olmalıydı. Çünkü İskender Keleş hem şaşkınlık, hem de kızgınlıkla iplerin Kılıç-Özcan ikilisinin elinde olduğunu görmüş, başkanlık icraatını ancak onların istediği doğrultuda yapabileceğinin ayırdına varmıştı. Böylece önce kızının düğününü, sonra da başka kişisel nedenler göstererek Perşembe toplantılarından ayağınıkesti. Ortalıkta gözükmemeyi seçti.
 
Bir araya gelen Davutpaşalı yiğitler de bu kavga ortamına tahammül edememiş, onlar da başka yanlara çevirmişti çoktan bakışlarını. Böylece güz aylarına yaklaştığımızda durumumuz geçen seneden de kötüye gitmişti. Oyunculara verilen sözler yerine getirilememiş, birçok oyuncu başka kulüplere gitmiş, halı saha perişanlığın en koyusuna bürünmüş, tesisler daha bir eskimişti.
 
Ama daha da kötüsü, yoksulluğun en koyusuna alışmış olan kahraman çalıştırıcımız İbrahim Kuruç ile özverili topçular boş yere umutlanmış, çizilen pembe tablo nedeniyle beklentiler içine dalmışlardı. Bu bağlamda hayaller de pörtleyince katlanma gücü en dibe vurmuştu doğallıkla.
 
Davut Kılıç ve Sıtkı Özcan ikilisi çaresiz kalmıştı artık. Bütün yük, Fırat Aydınus’tan bu yana yetiştirdiğimiz en büyük değer gözüken İbrahim Kuruç’un omuzlarındaydı artık.
 
2012/13 mevsimi ikinci amatör küme maçları 2013 Mart sonunda başladı. Çalışkan Kuruç bu koşullarda çalışmaya başladı mevsim öncesinde. Arayışlarını sürdürdü, eksik yerlere oyuncular buldu. Yani mevsime oldukça yetersiz imkanlarla girildi.  Başına gelecekleri yaz aylarının sonlarında öngören kahraman antrenörümüz oyuncularıyla baş başa verdi, olanları anlattı. İş başa düşmüştü. Paçalar sıvandı, oyuncular ve Kuruç aralarında para topladı ve idmanlarda çalışacakları topları aldılar. 1001 Gece Masalları’nı anımsatan su hikayeleri de yine imece usulü halledildi bu arada. Çalışmalar Mimar Sinan’da başladı, Çukurbostan’da devam edildi. Hazırlık maçlarında birçok oyuncu denendi. Ama İbrahim Kuruç artık yorulduğu için ligin başlamasına az kala bıraktı takımı. Sıtkı Özcan ve Davut Kılıç antrenmanlara çıkmaya başladı.
 
Takım geçen yılki oyuncularla, U19’dakilerin bir kaynaşımıyla oluşturuldu. Önemli kayıplar iki yetenekli gençti, Roj İbrahim ile U19’un da yükünü çekenlerden Furkan Küçükoğlu. Emektarlardan  Burak Arslan da ayrılanlar arasındaydı. Buna karşın solbeke eskilerden Yusuf Özdamar, savunma ortasına deneyimli Resul alındı, gedikler kapatılmaya çalışıldı. Bir gittiler, bir gitmediler denilen kaptan Mehmet Halıcı, kaleci Altan Kartal, Gani Efe ve Serhat Çoban yine ailede kaldılar. 
 
Davutpaşa 1926, 2012-13 maçlarını ikinci amatör kümenin on takımlı sekizinci gurubunda oynadı. Rakipler Karlıtepe, Çankırı Maruf, Halkalı Çamlıkaltı, Şirintepe, Küçükköy Kültür, Abide-i Hürriyet, Altınok, Fatih Vatan Lisesi ve Esenyurt Gümüşhane’ydi.
 
İlk maçımızı 30 Mart 2013 Cumartesi  Namık Sevik Stadı’nda oynadık ve Kağıthane  temsilcisi Abide-i Hürriyet’i 2-1 yenmeyi başardık. Kadromuz kalede Altan, geri dörtlüde Serhat, Resul, İbrahim, Yusuf, orta sahada Talha, Yasin Emre, Gani, Yusuf Özdamar (Adem) ileri ikilide Mehmet Halıcı (Uğur), Osman biçimindeydi. Goller Yasin Emre (pen) ve Osman’dan geldi.  Sahanın yıldızı penaltı kurtararak üç puan almamızı sağlayan Altan’dı.
 
6 Nisan 2013 Pazar ilk dış saha maçımızı Yıldıztabya temsilcisi Karlıtepe ile yaptık ve 1-3 yenildik. Karşıtların sert ve kasıtlı oyununa hakemin göz yumması, faulle karışık atılan goller yenilgimizi hazırladı. Daha kötüsü sinirlerine hakim olamayan as oyuncumuz Osman’ın kırmızı kart görmesiydi. Tek golümüz Osman’dandı. Sahaya Altan, Serhat (K.Yasin), İbrahim, Resul, Yusuf, Emre Korkmaz (Adem), Gani, Yasin Emre, Talha, Uğur, Osman tertibiyle çıktık. Özellikle bek hattı ve orta saha oyuncularımızın kötü oynadığı karşılaşmada en göz dolduran oyuncu Talha oldu.    
 
Üçüncü karşılaşmamızı 13 Nisan 2013 Cumartesi günü Namık Sevik Stadı’nda Esenyurt Gümüşhane ile yaptık ve derli toplu bir oyunun ardından 4-1 galip geldik. Rakibin çok sert oyununa göz yuman hakemin edilgenliği tatsızdı. Kadromuz Altan, Serhat, İbrahim, Resul, Yusuf, Gani, Yasin Emre, Emre Korkmaz (Cemil), Mehmet Halıcı (Adem), Talha, Uğur biçimindeydi. Gollerin ikisi Mehmet Halıcı’dan, biri Talha’dan, biri Uğur’dan geldi.           
 
Dördüncü maçımızı 21 Nisan 2013 Pazar günü yaptık, karşıt Altınok’tu. Sabahın dokuzunda Namık Sevik’te oynadığımız karşılaşmada yine hakem pisliklerine boyun eğdik, kazanabileceğimiz üç puan yerine bir puanla yetindik, 3-3. Talha’nın saçma sapan biçimde kırmızı kart görmesiyle yaklaşık bir saati on kişi oynadık diyebiliriz. İkinci yarıda oyuna giren Yasin Emre de son beş dakikada sahadan çıkarılınca son dakikaları dokuz kişi oynamak zorunda kaldık. İlk yarıda çekingen oynamamıza karşın 2-0 öne geçmiştik ama Davut Kılıç takımın ikinci yarıda gösterdiği dirençten memnun olduğunu söyledi. 3-2 öndeyken hakemin yarattığı penaltıyla berabere kalmamız ise bayağı moral bozucuydu. Kalede Altan, geri dörtlü Serhat, Resul, İbrahim, Yusuf, orta saha Emre Korkmaz (Yasin Emre), Gani, Mehmet Halıcı, Yusuf Özdamar, ileri ikili Talha ve Uğur. Gollerimiz Emre, Yusuf Özdamar ve Uğur’dan.
                         
24 Nisan 2013 Çarşamba günü yaptığımız Fatih Vatan Lisesi karşılaşmasında 0-1 yenildik. Saat 14’te Mimar Sinan Stadı’nda oynadığımız karşılaşmaya kalede Altan, savunmada Yusuf, Cemil, Resul, K.Yasin, orta sahada Savaş (Serhat), Adem, Gani, Yusuf, ileri ikilide Uğur ve Osman kadrosuyla çıktık. Maç boyunca üstündük, ancak şanssız bir günümüzde olduğumuz için yakaladığımız fırsatları değerlendiremedik. Osman Kara’nın değerlendiremediklerinin yanında, son dakikada Uğur’un rakiplerini ipe dizdikten sonra topu boş kaleye sokamaması mağlubiyetimizi hazırladı. 85.dakikada Gani’nin gördüğü kırmızı kart tatsızdı. En başarılı topçular Adem ve Uğur’du.  
 
27 Nisan 2013 Cumartesi günü rakibimiz ligin güçlü takımı Halkalı Çamlıkaltı’ydı. Saat 14’te Namık Sevik Stadı’nda yaptığımız maça çıktığımızda puan cetvelinde sıramız altıncılıktı, karşıtlar ise üçüncülük koltuğuna kurulmuştu. Kadromuz kalede Altan (Levent), geri dörtlüde Yusuf, Resul, İbrahim, Yasin Güngör, orta sahada Emre Korkmaz (Adem), Yasin Emre, Mehmet Halıcı (Cemil), Yusuf Özdamar, ileri ikilide Uğur ve Osman’dan kuruluydu. Maç boyunca üstün bir oyun çıkaran takımımız General Kılıç’ın komutasında son dakikaya kadar ciddiyetini korudu, ayağa top oynamaya çalıştı. İlk yarıyı Osman’ın iki, Uğur’un bir golüyle 3-0 önde kapadık, ikinci yarıda Yasin Emre, Adem ve Mehmet Halıcı üç gol daha salladılar rakip filelere. General Kılıç, Uğur’un ilk yarıdaki golünün olağanüstü olduğunun altını çizerken, Yasin’in santradan savurduğu merminin Çamlıkaltı kalesine girmesinin de kendisini çok mutlu ettiğini belirtti. En iyi oyuncularımızın ise Uğur, Osman ve kalede önemli kurtarışlara imzasını atan Altan Kartal olduğunu söyledi.
 
5 Mayıs 2013 Pazar günü ilk üç için çekişen karşıtlardan, Kağıthane temsilcisi Şirintepe ile deplasmanda oynadık. Mehdi Sancak sahasındaki maç saat 16’da yapıldı. Sahadan 4-2 yengi ile ayrılan takımımız ikincilikteki yerini korurken çok önemli bir galibiyete imzasını attı. Sahaya kalede Altan, geri dörtlüde Yusuf (Serhat), Resul, İbrahim, Yasin Emre, orta sahada Talha, Gani, Mehmet Halıcı (Adem), Yusuf Özdamar (K.Yasin), ileri ikilide Osman ile Uğur’dan oluşan kadro ile mücadele ettik. Goller Talha, Osman ve Uğur’dan (2) geldi. İlk yarısı 2-2 kapanan karşılaşmada ikinci yarıda doldurt-boşalta dönen rakiplere karşı ayağa top yaparak maçı lehimize çevirdik. İkinci yarıda oyunun şeklini değiştiren Adem, Talha, rakibe göz açtırmayan Gani, sayısız kurtarışla takıma moral veren kaleci Altan, ikinci yarıda iki gol kaydeden Uğur ve golcü Osman en iyilerdi. Davut Kılıç ilk yarı iyi bir yönetim gösteren hakemin ikinci yarıda seyirci baskısıyla aleyhimize en az otuz faul çaldığını söyledi.
 
Başarılarımız Küçükköy Kültürspor maçı ile devam etti. 11 Mayıs 2013 Cumartesi günü Namık Sevik’te, saat 14’te yaptığımız karşılaşmayı 7-0 kazandık. İlk yarıyı 2-0 önde kapayan takımımızda kalede Altan, geri dörtlüde Emre Korkmaz (Serhat), Resul, Yasin Emre (Cemil), Yusuf Özdamar, orta sahada Talha, Gani, Adem, Mehmet Halıcı (Muhammet), ileri ikilide Osman Kara ve Uğur Güneş oynadı. Gollerin ikisi Uğur, üçü Osman, biri de Talha’dandı. Bir golü de karşıtlar kendi kalelerine yuvarladılar. General Kılıç, ayağa top yaparak, sıfırdan bilinçli paslar çıkararak, golcülerimizin becerisiyle kolay bir yengi aldığımızı söyledi. Takımda parlayanların başta Talha ve Uğur olmak üzere, Osman Kara ve Yusuf Özdamar olduğunu belirtti. Kaleci Altan’ın mükemmel formunun devam ettiğini, bek Yusuf’un sakatlığının sürdüğünü de sözlerine ekledi.
 
İlk yarının son karşılaşmasını 16 Mayıs 2013 tarihinde Bayrampaşa Belediye Stadı’nda, saat 17’de, sekizinci gurubun en güçlü takımı Çankırı Marufspor ile oynadık. Tüm maçlarını ezici üstünlükle kazanan ve sekiz maçta rakip filelere kırk gol gönderen Maruf karşısında çok iyi bir mücadele ortaya koymamıza karşın 1-3 yenildik. İlk yarısı 1-1 beraberlikle sonuçlanan karşılaşmada, hakem karşıtlardan bir oyuncu eksiltti. Eksiltti eksiltmesine de, her pozisyonda aleyhimize çaldığı düdüklerle bunu fazlasıyla telafi etti! Kırmızı kart gösterebileceği ikinci, üçüncü oyuncuların sertliklerine göz yumdu ve yenilgimizi hazırladı. Sahaya kalede Altan ve beşli savunmayla çıktık. Sağ kanatta Yusuf (Umut), savunmanın göbeğinde Cemil, Resul ve Yasin Emre, sol kanatta Yusuf Özdamar, orta sahada Talha, Adem, Gani (Muhammet) ve Uğur, ilerde de Osman Kara yer aldı. İlk yarıda Osman’ın kaydettiği golle öne geçtikten sonra, Osman’ın değerlendiremediği fırsat belki de maçın kırılma noktasıydı. Davut Kılıç disiplinli ve bilinçli top oynadığımızı söyledi. Kaleci Altan, Talha, Adem, Uğur ve Osman’ın başarılı olduklarını ekledi. 
 
19 Mayıs 2013 Pazar günü yaptığımız ikinci yarının açılış karşılaşmasında ikincilik için kapıştığımız Abide-i Hürriyet takımına deplasmanda, Seyrantepe sahasında 1-2 yenildik. Aynı hafta aldığımız ikinci yenilgiydi bu. Ama neyse rakipler de puan kaybedince üçüncülükteki yerimizi güç bela koruduk. Saat 14’te oldukça sıcak havada oynanan karşılaşmada on birimiz Altan, Serhat (Cemil), Yasin Emre, Resul, İbrahim, Yusuf Özdamar (Muhammet),  Adem (Emre Korkmaz), Mehmet Halıcı, Talha, Osman, Uğur biçimindeydi. İlk yarıyı 0-1 geride kapadığımız maçın ikinci yarısında bir gol daha yedik, sonlarda Osman’ın penaltı golü teselliden öte gidemedi. General Kılıç berbat bir oyun ortaya koyduğumuzu söyledi. İlk yarı tel tel döküldük, ikinci yarıda son yirmi dakikada silkindik, azıcık daha zaman olsa beraberliği kurtarabildik; biraz Altan, biraz da Mehmet Halıcı’nın varlık gösterebildi, dedi. General Kılıç son yirmi dakikada sahadan atılan Yasin Emre’nin tamamen acemice gördüğü kırmızı kart için yakınırken takımın Maruf maçının yorgunluğunu üstünden atamadığının da altını çizdi. 
 
25 Mayıs 2013 Cumartesi günü, Namık Sevik Stadı’nda, 14’de, çok sıcak bir havada oynadığımız maçta, Alibeyköy temsilcisi Karlıtepe’yi 6-0 yenerek önemli bir yengi aldık. Sahada kalede Altan, geri dörtlüde Umut (Cemil), İbrahim, Resul, Yusuf Özdamar (Yasin Güngör), orta sahada Adem, Gani ve Mehmet Halıcı, ileride de Talha, Osman ve Uğur kadrosuyla yer aldık. Netice bizi sevindirse de kopuk kopuk oynadık, çok gol pozisyonu verdik rakibe. Maçı kazanmamıza oldukça yardım eden bir unsur da, Necati Savuran’ın belirttiğine göre, Karlıtepe’nin asıl kalecisi kırmızı kart cezalısı olduğu için ileride oynayan bir topçunun file bekçisi olarak yer almasıydı. Bunun sonucu daha ilk dakikalarda müthiş acemice yenen, Talha’dan gelen gol Karlıtepe’nin moralini bozmasıydı. Talha 16. dakikada ikinci, Uğur da 18. dakikada üçüncü gollerimizi attı. 22.dakikada İbrahim’in çok gereksizce yaptığı penaltıyı günün yıldızı Altan Kartal sağına yatarak kurtardı. İlk yarı 3-0 kapandı. Karlıtepe ikinci yarı bayağı dirençli bir oyun oynadı, bizim orta sahanın da yorulmasıyla epey fırsat yakaladı. Ama Altan’ı geçemediler. Altan bu arada mükemmel oyununu Osman’a yapılan penaltıyı gole çevirerek daha bir yıldızladı, süsledi. Beşinci golümüzü sakatlığını atlatmış gözüken as oyuncumuz Mehmet Halıcı sağ ayağıyla kaydetti. Osman’ın aşırtması ile de durumu 6-0 yaptık. Altan sonlarda 10 numaralı oyuncunun attığı penaltıyı da kurtararak türbünlerdeki abilerini mutlu etti. Karlıtepe’nin maçı bir an bile bırakmaması çok olumluydu. Bizde en olumsuz olan şeylerden ikisi durum 5-0 iken, derli toplu bir maç çıkaran deneyimli solbekimiz Yusuf Özdamar ile savunmada, kaptırdığı gereksiz toplar dışında, olumlu işler yapan İbrahim’in sarı kart görmeleriydi. Bir de as oyuncumuz Osman Kara’nın maç boyunca çok sayıda ofsayta düşmesi, gol yollarında gereken yırtıcılıkta olmaması azıcık kaygı vericiydi. 
 
2 Haziran 2013 günü Esenyurt Gümüşhane ile oynamamız gereken karşılaşma karşıtların ligden çekilmesi nedeniyle 3-0 hükmen lehimize sonuçlandı, terlemeden üç puanı cebimize koymuş olduk.
 
8 Haziran 2013 günü, Namık Sevik Stadı’nda, saat 17’de çıktığımız maçta Altınok’a 0-2 yenilerek hem ilk üçe girme yolunda büyük bir fırsat teptik, hem de rakiplerimizi umutlandırdık. Sahaya kalede Altan, savunmada Serhat, Resul (Adem), İbrahim (Yasin Güngör), Yusuf Özdamar, orta sahada Yasin Emre, Gani, Mehmet Halıcı, ileri üçlüde Talha, Osman, Uğur kadrosuyla çıktık. İlk yarıda zaman zaman rakibe pozisyon versek de kalecimizin başarı oyunuyla ayakta durduk. Ama forvetin gol kaçırma yarışına girmesi tatsızdı. Talha üç, Osman ve Mehmet ikişer, Uğur da bir önemli fırsattan yararlanamadı. Kırkıncı dakikada Altınok köşe atışından gelen topa savunma müdahale edemeyince golünü kazandı. İlk yarı 0-1 aleyhimize kapandı. İkinci yarıda Osman ve Mehmet yine fırsatlardan yararlanamadı. Dakikalar geçtikçe yorulduk ve oyundan düştük. Altınok böylece ikinci golü kolayca buldu. Hatta farka gidecek pozisyonlarda neyse sahanın yıldız Altan geçit vermedi de averajımızı bozmadık. Kondisyonsuzluk antrenmanlarımızın iyi geçmediğini imlerken, kötü bir futbol ortaya koyduk. Altan, Gani ve kaçırdığı gollere karşın Talha iyilerdi.  
 
16 Haziran 2013 tarihli, Fatih Vatan Lisesi maçını Namık Sevik Stadı’nda saat 13’de oynadık. Aldığımız 7-1’lik farklı yengi, cumhuriyet tarihimizin en büyük utançlarından birini yaşadığımız ve Taksim Gezi direnişini bastırmak için büyük bir polis vahşeti ve insan/çevre/hayvan katliamına tanık olunan 15 Haziran gününün acılara boğulmuş Esekapı kedilerine bir damla teselli sundu. Doğrusunu isterseniz, çok da iyi oynamamamıza karşın, karşıtların aslardan yoksun genç ve deneyimsiz bir kadroyla sahaya çıkmaları oyuncularımıza güzel bir yengi sundu. Sahaya kalede Altan, savunmada İbrahim (Umut), Yasin Emre, Cemil, Yusuf Özdamar (Yasin Güngör), orta sahada Serhat, Mehmet Halıcı, Adem (Muhammet), Gani, ileride Uğur ve Osman Kara tertibiyle çıktık. İlk golü hemen oyunun başlarında çok uzaklardan yedik. Yasin Emre ile pozisyon hatası yapan Altan Kartal’ın bu ortak ikramından sonra bulduğumuz üç gol pozisyonunu da değerlendirerek ilk yarıyı 3-1 önde kapadık. Mehmet’in kafa, Uğur’un ayakla attığı gollerin ardından yine kaptan Mehmet’in zarif hareketlerle filelere gönderdiği üçüncü gol çok güzeldi. İkinci yarıda rakipler tamamen oyundan düştüğü için orta sahadan hücuma kolay çıkabildik ve dört gol bulduk. Mehmet, Osman, Uğur ve son saniyelerde Osman’ın attığı goller bize 7-1’lik galibiyeti getirdi. Ancak Osman, Uğur ve özellikle Gani’nin kaçırdığı fırsatlar tarihi farkı engelledi.
 
19 Haziran 2013 günü, saat 17’de, Küçük Çekmece İfa Stadı’nda yaptığımız ilk üç yarışında ölüm kalım savaşı niteliğindeki maçımızı Halkalı Çamlıkaltı karşısında 3-2 yengiyle kapadık ve Esekapı’nın sıcaktan, susuzluktan ve faşist baskılardan bunalmış kedilerini sevince boğduk. Davutpaşa’nın dirençli ve yiğit çapulcuları sahaya kalede Altan, savunmada Serhat, Yasin Emre, Cemil, Yusuf Özdamar, orta sahada Adem (Umut), Gani, Yasin Güngör, forvette Talha, Osman, Uğur Güneş tertibiyle dizildi. İlk yarıda yediğimiz tatsız bir golle 0-1 geriye düştük, devre bu sonuçla kapandı. İkinci yarı başlarında Osman Kara ve Uğur’un salladığı mermiler ile öne geçmemize karşın, pes etmeyen karşıtlar 2-2’yi yakaladı. Özellikle Osman’ın kaçırdığı goller nedeniyle General Kılıç’ın 10 yıl yaşlandığına tanık olunan bu dakikalarda ortaya çıkan Yusuf Özdamar köşe atışından gelen topu rakip filelere gönderince maçın neticesi belli oldu. Son dakikalarda rakibe gereksizce verdiğimiz frikikler General Kılıç’ın tansiyonunu fırlatsa da neyse başka gol olmadı. Böylece yüzler güldü, gönüller şenlendi. General Çamlıkaltı’ndaki birkaç çakalın varlığına karşın maçın temiz geçtiğini, seyircinin çirkefe yatmadığını belirtti. Ama maçın başlarında as oyuncumuz Osman’a gereksizce sarı kart gösteren hakem için iyi şeyler söylemedi.   
 
22 Haziran 2013 tarihinde, saat 15 sularında, Namık Sevik Stadı’nda çıktığımız Şirintepe karşılaşmasını 3-1 kazanırken göz dolduran bir oyun çıkaramadık, fırsatçı oyuncularımızın kişisel becerileriyle sonuca gittik. Havanın sıcak olması, orta sahanın dinamosu Gani Efe’nin sakatlığı, acar forvet Talha’nın yokluğu, orta sahada yer alan Yasin Emre ve Adem’in çok kötü günlerinde oluşları takımı çok düşürdü.  Ama önemli olan ilk üçe girmek için almamız gereken bir yengiydi ve bunu başardık. Genç topçuları kutlamak gerekiyor bu nedenle. Sahaya kalede Altan, savunmada İbrahim, Resul, Cemil (Yusuf), Yusuf Özdamar, orta sahada Yasin Emre, Serhat (Yasin Güngör), Adem (Muhammet), Mehmet Halıcı, forvette Uğur Güneş ve Osman şeklindeki kadroyla çıktık. Levent ve Ahmet’in maça gelmeyişleri nedeniyle Altan yedeksiz oynadı. Neyse ki bir sakatlık geçirmedi. İki yedek kalecimizi ciddiyete davet etmek teknik heyetin görevi olmalı. İlk yarıda çok zevksiz, tatsız tuzsuz bir top oynadık ama golcülerimiz gereken yerde sahneye çıkarak oyuna ağırlıklarını koydular. Mehmet Halıcı 18.dakikada perdeyi açtı. Osman 40 dakikada, Uğur’un soldan yaptığı ortayı mükemmel kontrol ederek ikiledi. 42. dakikada Uğur, Osman’ın şahane asistiyle gol farkını üçe çıkardı. Devre biterken savunmamızın ortak hatası nedeniyle karşıtlar Altan’ı aşırtma bir vuruşla avladılar ve devreyi 3-1 önde bitirdik. Bu yarıda Mehmet’in iki, Osman’ın da değerlendiremediği bir pozisyon mevcuttu. İkinci yarıda Şirintepe kondisyon eksikliği nedeniyle durdu, mücadele edemedi, çok etkisiz kaldı. Forvetlerimizin sayısız kez kaleciyle karşı karşıya gelmesine karşın topu bir türlü filelerle buluşturamaması akıl alır gibi değildi. Uğur üç, Mehmet, Osman ve Serhat birer fırsatı mirasyedi cömertliğiyle harcarken, Adem’in atamadığı gol ise akıl durduran cinstendi. Yokluklar içinde boğuşan ve onur mücadelesi yapan cefakar oyuncularımızın maç sonu sevinçleri elbette haklarıydı. Ama henüz ligin bitmediğini ve bizi 180 dakikalık çok zorlu mücadelelerin beklediğini hatırlayalım.    
 
Üçüncülük mücadelemizde hayati önem taşıyan Küçükköy Kültür maçımızı 30 Haziran 2013, Pazar günü Gazi Mahallesi’nde oynadık ve ligde sondan ikinci konumda bulunan zayıf karşıtlarımıza 0-2 yenildik. Kaybettiğimiz sadece karşılaşma değil, üçüncülük umutlarıydı aynı zamanda. Sahaya kalede Altan, savunmada Serhat, Resul, İbrahim, Yusuf (K.Yasin), orta sahada Yasin Emre, Adem, Mehmet Halıcı, ileride Talha, Osman, Uğur (Muhammet) tertibiyle çıktık. Küçükköy maç boyunca çok hırslı oynadı, sertliğini sahaya her an yansıtmayı bildi. Maç sonunda gösterdikleri sevinç, Altınok’lulardan destek görmüş olduklarını düşündürttü ama sevinmek haklarıydı elbette.  Yemeyenin malını yerlerdi çünkü. Maç boyunca etkisiz kaldık, uzaklardan savurduğumuz şutlarla şansımızı denedik, ama başarılı olamadık. Küçükköy savunması diri kalmayı başardı hep. General Kılıç maç yorumunda çok öfkeliydi. General kızgın açıklamasında, ilk yarının sonlarında İbrahim’in rakibe ikram ettiği topun oyuncularda yarattığı moral bozukluğunun önüne geçilememesinin, Yasin Emre’nin disiplinsiz davranışlarının yenilgiyi hazırladığını belirtti. Oysa maç doksan dakikaydı ve her zaman geri düşme olasılığı vardı futbolda. Yenen bir gol bu kadar moral bozmamalı, takım içindeki arkadaşlığı zedelememeliydi. Böyle dedi General. İkinci yarının hemen başında, ceza sahası dışından atılan şutta, önü kapalı olan Altan’ın yediği golden sonra ise sahada tansiyon arttı. Oyunun bitmesine yaklaşık yirmi beş dakika kala, bizden Osman, karşıtlardan iki oyuncunun sahadan atılmasının ardından saha daha da karıştı. Takımımız rakip oyuncu, yönetici ve taraftarlarca tehdit edildi. Neyse araya girenler oldu da, Malatyalılık, hemşoluk ekseninde sallanan yatışma ortamı içinde, sahadan dayak yemeden ayrıldık. Ama bu yenilgi oldukça acı geldi Esekapı kedilerine. Mırnavların kuytu köşelerde kurdukları düşler bozuldu ve birinci amatörde oynama hülyamız böylece tatsız bir Pazar günü sona erdi.   
 
Mevsimin son maçını lider Çankırı Maruf ile 4 Temmuz 2013 Perşembe günü, Namık Sevik Stadı’nda, saat 13’te oynadık. Maruf şampiyonluğunu çoktan ilan ettiği için, biz de üçüncülük hayallerinden bir önceki maçta uzaklaştığımız ve işimizi mucizelere bıraktığımız için aslında önem taşımayan bir karşılaşmaydı kağıt üstünde. Ama inişli çıkışlı bir mevsimi şampiyonu devirerek bitirmek hiç de fena olmazdı ve Esekapı’nın sevimli mırnavları bunu bekliyordu kavuniçi kahverenkli yiğitlerden. Ama olmadı 1-3 yenildik, ilk yarıdaki sonuç bir kez daha yinelendi böylece. Sahaya kalede Altan, savunmada Yusuf (Ferhat), Yasin Emre, Cemil, Yusuf Özdamar (Muhammet), orta sahada Gani (Yasin Güngör), Mehmet Halıcı, Adem, ileride Talha, Serhat, Uğur Güneş on biriyle çıktık. Yine çok kötü oynadığımız, güçsüz kaldığımız, aşırı top kaybı yaptığımız, pas trafiğini beceremediğimiz maçlardan biriydi. İlk yarıda rakibe çok pozisyon verdik ama Altan’ın inanılmaz şansı topun içeri girmesini engelledi. Bu devrede 24. dakikada Talha’nın karşı karşıya atamadığı gol canımızı sıktı epey. İkinci yarının hemen başında 47.dakikada Yusuf Özdamar’ın büyük hatası Maruf’u öne geçirdi. 58.dakikada sağdan Serhat’ın mükemmel pasıyla Mehmet Halıcı beraberliği sağladı. Bu yarıda rakibimizin hızı kesildiği için daha çok pozisyon yakaladık. Ancak iki kez Adem karşı karşıya meşin topu içeri sokamadı, Talha’nın mükemmel şutu ise direkten döndü. Bu kez sağbek Yusuf’un büyük hatasında Maruf 80.dakikada öne geçti. 83.dakikada da maçın sonucunu belirleyen gol geldi. Değerli çalıştırıcı Necati Şentürk’ün değerlendirmesi aslında mevsimin de bir özeti gibiydi. ‘’Futbolcular çok çok ağırlar, güçsüzler, beyinleriyle bedenleri arasındaki eşgüdüm zayıf, belli ki iyi çalışmamışlar bu yıl boyunca.’’             
 
Gelelim mevsim sonu puan çizelgesine. 18 maç sonunda Çankırı Maruf on yedi galibiyet ile 51 puan alarak birinci, Abide-i Hürriyet 39 puanla ikinci, Altınok 34 puanla üçüncü olarak bir üst lige yükseldi. On yengi, bir beraberlik, yedi de yenilgi alan, 52 gol atıp, 27 gol yiyen  Davutpaşa 1926 31 puanla dördüncü, Şirintepe 24 puanla beşinci, Karlıtepe 23 puanla altıncı, Halkalı Çamlıkaltı 23 puanla yedinci, Küçükköy Kültür 15 puanla sekizinci, Fatih Vatan Lisesi 14 puanla dokuzuncu, lig bitmeden havlu atan Esenyurt Gümüşhane de 4 puanla sonuncu oldu. 
 
Gelelim U19 takımımıza. U19 birinci kümede toplam 26 gurup bulunuyordu. Kahverengi kavuniçili ekibimiz altıncı gurupta yer aldı. Yeni Bosna, Irmakspor, Telsiz, Beştelsiz, İncirli, Göktürkspor ve İTÜ rakiplerimizdi. Şimdi sözü İbrahim Kuruç alsın ilk yarı maçlarımızı anlatsın. ‘’İlk yarıdaki ilk maçımız İTÜ ile oldu. Gurubun en zayıf takımı karşısında iyi oynamadık. Sadece ikinci yarının 20-25 dakikalık bölümünde hakim oynayıp üç gol bulduk. 3-1 yendik. Uğur ve Savaş attı iki golümüzü, üçüncüsünü hatırlamıyorum. İkinci maçı gurubun en güçlü takımı Yeni Bosna ile yaptık. Çok kötü oynadık, tel tel döküldük. O-5 kaybettik ama tarihi bir farktan kurtulduğumuz için de şanslıydık aslında. Üçüncü maçı Beştelsiz ile oynadık. 1-3 yenildik. Oysa yenebileceğimiz bir rakipti Beştelsiz. Bu karşılaşmada as oyuncumuz Uğur’un yokluğu belirleyici oldu ne yazık ki. Tek gol Adem’den geldi. Irmakspor maçını belki 0-5 kaybettik, kötü oynadık ama ikinci yarı onları yeneceğimizi iddia ediyorum. Rakip kalede yedi kez karşı karşıya pozisyon bulduk. Ama akıl almaz bir biçimde kaçırdık hepsini. Üç tane Uğur, iki tane Savaş, bir tane Yasin, bir de Adem boş kaleye topları sokamadılar. Kısmetsizliğimiz ve beceriksizliğimiz akıl alır gibi değildi. Sonra İncirli maçını 2-5 kaybettik. Ben işlerim nedeniyle gelememiştim sahaya. Hafta içinde oynamıştık. Necati Hoca’nın dediğine bakılırsa 2-1 önde oynadığımız süre içinde üstünmüşüz. Ama Uğur’un kaptırdığı topun gol olması, gol atalım derken rakip kaleye yüklenip savunmada açıklar vermemiz bu neticeyi getirmiş. Goller Yasin ve Savaş’tan. Telsiz maçını ise 1-6 kaybettik. Değerli oyuncumuz sol bek Ahmet’in sakatlığını ben maçın kırılma anı olarak görüyorum. İlk on-on beş dakika ciddi iyiydik. Birkaç gol de kaçırdık başlarda. Ama Ahmet sakatlanmasının ardından oyuna girdiğinde koşamadı, bir golü öyle yedik. Sonra Fatih feci bir gol daha yedi. Moral bozukluğu nedeniyle çözüldük. Savaş’a yapılan penaltıyı acemi hakemin vermemesi de tüy dikti. İkinci yarıda da Adem bir penaltı kaçırarak şanssızlıklar zincirine bir halka daha ekledi. Gelelim Göktürkspor ile olan maça. Bunu da 1-2 yitirdik. İlk yarının son karşılaşmasıydı. Yine kolayca kazanabileceğimiz bir maçtı bu. Ama yaşadığımız şanssızlıklar neticeye tesir etti. Oysa Savaş’ın attığı golle öne de geçmiştik. Ama kırılma anı yeni ve yetenekli oyuncumuz Talha’nın onuncu dakikada sahadan çıkmak zorunda kalışıydı. Rakipten sert bir darbe yiyen oyuncumuz can acısıyla küfür etti. Hakem de, Talha’nın sakatlığı geçtiğinde, eğer topçumuz oyuna devam ederse oyundan atacağını söyledi. Ben de mecburen Talha’yı çıkarıp, Muhammet’i soktum oyuna. Böylece karşılaşmanın gidişi tamamen değişti. Belki iyi oynamadık ama kolayca kazanabilirdik. Rakip iki pozisyona girdi, iki gol yaptı.
 
Ligin ikinci yarısı İTÜ maçı ile başladı. 5-2 yendik. Karşıtlarımız zayıf bir takımdı. Yine iyi oynamadan kazandığımız bir maç oldu. Golleri Uğur, Savaş ve Adem paylaştılar. Yeni Bosna gurubun en güçlü takımıydı, bizi 2-5 yenilgiye uğrattılar. Ama iyi mücadele ettiğimiz bir karşılaşma oldu bu. Uğur ve Savaş’tan geldi goller. 95-97 doğumlu topçularla mücadele ettiğimiz için hem güçlü, hem de 94-95 doğumlu karşıtlarla başa çıkamadık. Ama belki de mevsimin en iyi maçını oynadık. Beştelsiz’e karşı direnemedik, 1-4 yenildik. Bence mevsimin en kötü futbolunu oynadığımız maçtı. Oysa iyi de başlamıştık, ama sonunu getiremedik. Farklı geriye düştükten sonra karşıtlar dokuz kişi kaldı. Ama bunu da değerlendiremedik. İki top direkten geri geldi. Tek gol Harun’dandı. Güçlü Irmak karşısında da başarılı olamadık, 0-3 yenildik. Epey de gol kaçırdık.İncirli’yi 3-0 hükmen yendik. Adamlar yetkili birini getirmemişler başlarında. Daha doğrusu bir kimlik ihlali yapmışlar, anlaşıldığı için sahaya çıkmadan yenik sayıldılar.  4-1 galip geldiğimiz Telsiz maçı bizi sevindirdi oldukça. Takımı Davut Kılıç yönetti o maçta. Goller Talha, Savaş ve Uğur (2)’den geldi.Mevsimin son maçında ise istikrarsız Göktürk’ü 5-2 devirdik. Maça gidemediğim için çocukları Davut Kılıç yönetti. Üç gol Uğur’dan, iki gol de Savaş’tan. 
 
Böylece 14 maçın beşini yengiyle bitirdik, berabere kalmadık, dokuz yenilgi aldık. 28 gol attık, 44 gol yedik, 15 puan topladık. Sekiz takım arasında altıncı sırayı kaptık. İncirli ve İTÜ’yü altımıza aldık. Gurubumuzda ilk iki sırayı ise Yeni Bosna ve Irmak aldı.
 
 
Şimdi oyuncuları değerlendireyim. Kalede Fatih’ten çok umutluydum bu sene. 1994 doğumlu bu arkadaşımız geçen sene deneyimsiz olmasına karşın A takımda bile göz dolduran karşılaşmalar çıkarmıştı. Ama Fatih bu yıl beni çok üzdü, sürekli kötü oynadı. Yedeği Levent ise filiz lisanslı. Deneyimsiz olmasına karşın şans verdiğimizde iyi oyunlar çıkardı. Keşke daha çok oynatsaydık dedirtti. 
                 
Sağbek 1995 doğumlu Umut savunmanın en iyilerindendi. İstikrarlı oynadı. Filiz lisanslıydı o da. Gelişmeye çok uygun görüyorum kendisini. Yedeği Melih 1994 doğumlu, orta yetenekte. M.Ali de başka bir bekimiz, 1994’lü, onun da yeteneği orta. Solbek Ahmet’ten solaçık olarak da yararlanmayı düşünüyordum bu yıl. 1995 doğumlu. En iyilerdendi. Sakatlandığı için ilk yarının son iki maçı oynayamadı. İkinci yarıda da istifade edemedik kendisinden. Kayıptı. Hem Ahmet’in yerinde, hem de farklı mevkilerde kullandığım Ebubekir 1997 doğumlu ve çok kabiliyetli bir çocuk. Futbol okulumdan geliyor. Geleceğini parlak görüyorum. Savunmanın ortasındaki ikili İbrahim ve Cemil’di. İbrahim 95’li, sağlam ve gayretli. Cemil de 95’li. Kötü başladı bu ikili, haftalar geçtikçe iyiye gittiler. Ama ben onlardan daha iyi olmalarını bekliyorum, çünkü tecrübeleri yeterli.
 
Orta sahanın ortasındaki ikili ilk yarıda Adem ile Muhammet’ti. 1994 doğumlu Adem bu yıl daha da koydu geçen senenin üstüne. Takımın yıldızıydı diyebilirim. Hem savunmaya, hem de hücuma dönük, iyi niyetli ve çalışkan bir oyuncu. 1996 doğumlu Muhammet ise hazırlık maçlarında ve idmanlarda formda olmasına karşın maçlarda beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Kötü oyunlarının nedenini ne kendisi, ne de ben çözmedik. Özellikle çok top kaybı yaptı. Bunlar da bize pahalıya mal oldu. İkinci yarıda daha çok yedek kulübesinde kaldı.
 
Sağ kenarda 1995 doğumlu Harun’u kullandım. Kapasitesinin altında oynadı. Yetersiz kaldı. Hayal kırıklıklarımızdandı. Sol kanatta ise Yasin Güngör oynadı. Çok iyi niyetli bir oyuncu ama kanat oyuncusu özelliklerini taşımıyor ne yazık ki. Son maçta önliberoda gösterdiği başarı hepimizi sevindirdi. Geçenlerde İstanbul Büyük Belediye’den transfer ettiğimiz Talha için çok umutluydum. Beni yanıltmadı bu genç oyuncu. Orta sahada Adem ile birlikte takımın en iyilerinden biri oldu. Yetenekli bir çocuk. Hem hücum, hem de savunma yönü var. Adam geçiyor, toplara çok sert vuruyor.
 
Gelelim forvete. Geçen yılki gol makinamız Osman Kara’yı elbette arıyoruz. Ama Savaş’tan da memnunum. 1995 doğumlu. Futbola çok ara vermiş, temel eksiklikleri çok fazla. Ama oynadıkça açılıyor. Gol yollarında etkili. Pozisyon bilgisinin azlığı üzücü. Ama iyi niyetli biri. Gelecek için umut veriyor. Uğur Güneş 1996 doğumlu. Engin Verel’in çiftliğinde kaldığı için idmanlara gelemiyor. Maçtan maça görüyoruz onu aramızda. Yönetim yol parasını ayarlasa büyük kazanç olacak. Futbolcu doğmuş biri. Çok yetenekli. Çalışabilirse bir iki yıl içinde süper ligde bile oynar diyorum. Mehmet 1997 doğumlu, sağ kenar ve forvet. Zaman zaman ikinci yarıda oyuna girdi. İyice. Büyük Cemil 1994’lü, futbol okulumdan, o da forvet. Orta karar. Gökberk 1996’lı, bazen ikinci yarıda soktuk oyuna. Seneye iş yapar bence.
 
Ben her şeye karşın olumlu bakıyorum takımıma. Bu kadar yokluk içinde bile oyuncular ellerinden geleni yaptı, ciddiyetlerini yitirmediler. Kaybettikleri maçlardan sonra ağladılar, üzüldüler. Hepsinden memnunum bu nedenle. Var güçleriyle mücadele ettiler.Ben bundan sonra U19 için ter dökeceğim, çok yoruldum çünkü. Olanaksızlıklar beni üzdü, yıprattı. Çalışmak ve para kazanmak zorundayım aynı zamanda. Bu nedenle A takımı bu yıl bıraktım‘’.    
 
 
Şimdi sıra U11 takımımızda. İstanbul U-11 amatör küme maçları 2012-13 mevsiminde 22 gurup üzerinden oynandı. Davutpaşa U-11, 13. gurup takımları arasında yer aldı. Dokuz takımlı gurubumuzdaki rakiplerimiz Altınok, Altınyıldız, Fatih Yayla, Güzelhisar, İmes İstanbul Kastamonu, Kocamustafapaşa, Molla Aşkı ve İstanbul BBSKY’dü. Karşılaşmalar Mayıs üçüncü haftası başladı, Haziran ikinci haftası sona erdi. Davutpaşa U-11’ler maçlarını Balat Stadı’nda oynadı. Davutpaşa kahramanları arasında, henüz aramızda üçüncü yılını doldurmasına karşın büyük bir yer edinen İbrahim Kuruç takımı kendi Trabzon Futbol Okulu’ndan derledi, devşirdi, çalıştırdı, sahaya getirdi. Necati Savuran da bulduğu tek oyuncuyla (Alihan) antrenörümüze katkı sağladı.
 
U-11 maçları sekizer kişiyle oynandı, sadece yarı saha ve ufak kaleler kullanıldı. Karşılaşmaları tek hakem yönetti. Öğrencilerin okul yaşantılarına engel olmamak için sıkıştırılmış bir fikstür uygulandı. Kimi kez üst üste iki gün maçlar yapıldı. Tek devreli bir lig biçiminde gerçekleştirildi. Maçlar 25’er dakikalık iki yarıdan oluşuyor, her devre birer su molası veriliyor, devre araları yaklaşık 7-8 dakika sürüyordu.      
              
Kalede Berkay oynadı, Batuhan, Yusuf, Eren, Mustafa, Ahmet, Emre, Fahri, Kayra, Alihan, Hasan ve Rıdvan ortada ve forvette oynadı. Ahmet attığı gollerle göz doldurdu, Mustafa ise yıldız gibi parladı, gelecek için umut verdi. Oynadığımız sekiz maçın altısını kazandık, ikisini kaybettik, 27 gol attık, 21 gol yedik, 18 puan topladık ve gurubumuzda üçüncü olduk. Uzak ara birinci olan İstanbul Büyük Şehir’i saymazsak, rakiplerle çok iyi mücadele ettik. Şanssız kaybedilen Kocamustafapaşa maçı bizi ikincilikten etti.
 
Kahraman antrenörümüz İbrahim Kuruç mevsim sonu değerlendirmesinde kaleci Berkay, savunmacı Yusuf, orta saha Fahri ve forvetler Ahmet ve Mustafa’dan gelecek için çok şeyler beklediğini belirtti. Ayrıca ilk maç sonrası okulda kolunu kıran talihsiz yıldızımız Emre için de oldukça parlak sözler etti.