UTKU TUNA


Kimdir ?
 
 



Utku Tuna Davutpaşa 1926 tarihinin unutulmazlarından Enver Tuna’nın küçük oğlu ama onu bu şekilde tanımlamak, yani sadece bir efsanenin oğluna indirgemek, genç ve başarılı basketbol koçuna büyük haksızlık olacak kuşkusuz. Çünkü 2014-15 mevsiminde kategorisinde şampiyon olup kademe atlayan yıldız takımımızın da Emrah Tokatlıoğlu ile birlikte iki mimarından biri kendisi.
 
Tuna 13 Ağustos 1990 Bakırköy doğumlu. Ama yaşamının tamamı, 2014 senesindeki Porto serüveni ve Avrupa turunu saymazsak, Kocamustafapaşa sınırlarında geçmiş bir yiğit.
 
Baba Enver’i tanıtmaya gerek mi var mı bilmiyorum, topçuların şahıydı çünkü. Yıllardır Kızıl Elma’da Köroğlu Kasabı’ndan bakıyor bizlere. Anne Hacer ise ev hanımı. Utku’nun büyüğü 1987’li Umut ticaret erbabı, evlenip, hanımköy Bursa’ya yerleşti yakınlarda.
 
Utku’nun öğrenim hayatına bakalım şimdi. İlk ve orta Gazi İlkokulu’nda, sonra Tuncay Zapan Anadolu Meslek Lisesi’nde radyo/televizyon bölümünü bitiriyor. İki sene boyunca İstanbul Üniversitesi radyo/televizyon, ardından Gedik Üniversitesi’nin Pendik kampüsünde tam burslu spor yöneticiliği.
 
Basketbol Utku Tuna’nın hayatının tutkusu. Gazi’de tanışıyor parke ve potalarla. Yaşı henüz on. Sene 2000. İlkin orta, sonra lise takımında oynuyor. Sonra yeteneklerini Damlaspor’da sergiliyor. 2005-08 arasında uzanan üç senelik deneyimi boyunca yıldız ve genç takım formalarını ıslatıyor. Son oyuncu senesinde, yaşamının en önemli adlarından, kankası Emrah Tokatlıoğlu yapıyor koçluğunu. 
 
Utku Tuna 2009-11 arasını Spor A.Ş.’nin kurduğu belediye takımında geçiriyor. Gediz Üniversitesi basket takımındaki emeği ise bir sene sürüyor.
 
Tuna’nın antrenörlüğe gönül indirişi hayli erken yaşlarda. Çalıştırıcı kursuna katılıp diplomasını aldığı tarih 2010. Henüz 20 yaşında. Bu bağlamda ilk deneyimi ise İstanbul Üniversitesi Spor Kulübü’nde. Altyapıyı çalıştıran Emrah Tokatlıoğlu’nun yanında bismillah diyor.
 
Bir sonraki durak Hekimoğlu Alipaşa Okulu. Yine Tokatlıoğlu ile birlikte. 2011-13 arası burada ufaklıklara temel bilgileri verirken şenleniyor. 2011 senesi aynı zamanda Gazi İlköğretim Spor Okulu’nda hem okul, hem de spor takımında çalıştırıcı olarak varoluşunun başlangıcı. Tam dört sene boyunca devam ediyor bu çaba.
 
2014 senesi Tuna için bir dışa açılma, bir aydınlanmayı simgeliyor. Çünkü Erasmus bursuyla Portekiz’in Porto kentinde altı ay geçiriyor. Politeknico de Porto’da basket de oynuyor bu süre boyunca. Dönüşünde yaptığı uzun Avrupa turu da epey bilgi ve görgü biriktirmesine yardımcı oluyor. Tam 12 ülkeyi dolaşıyor çünkü.
 
2014-15 mevsiminde Utku Tuna-Emrah Tokatlıoğlu ikilisinin Davutpaşa 1926 ile doğrudan öpüştüğüne tanık oluyoruz. Çıkış noktası aslında çok doğal, çok mantıklı. Çünkü ikilinin elinde yığınla oyuncu var. Hekimoğlu Alipaşa’nın altyapısı, bir de Gazi İlkokulu’nun. Ama burada yetişen yetenekli oğlanlar farklı okullara ve farklı takımlara gidip çalıştırıcılarından uzak düşüyorlar. İki genç koç da kafa kafaya verip, bunları bir takım forması altında bir araya getirsek iyi olur, kararını alıyorlar. Davutpaşa hem liseden, hem de baba kulübü kimliğiyle ilk çalınan kapı oluyor. Uyumluların en uyumlusu İskender Keleş başkan da sevinerek karşılıyor bu öneriyi.
 
Utku Tuna basketbol koçu olarak kendini tanımlarken, Sert biri değilim, diyor. ‘’Daha çok bir abi gibi yaklaşmaya çalışıyorum gençlere. Konuşuyorum onlarla. İletişim kuruyorum. Basketbolu öğretmekten çok bu oyunu sevdirmek amacım.’’
 
Kankası Emrah Tokatlıoğlu arkadaşı Utku’yu şöyle tanımlıyor. ‘’Utku’nun ayrıcı özelliği yapması gereken şeyi, hiç uyarılmadan yapabilmesi. Görev bilinci, disiplini. İkimizin arasında telepatik bir iletişim olduğunu söyleyebilirim. Kafamdan geçenleri hemen anlar ve uygular çünkü. Çok çalışkan biridir. Çalıştığı ortama ayak uydurmasını da iyi becerir. Kiminle nasıl konuşacağını, hangi durumlarda nasıl tepki vereceğini iyi kestirir. Arkadaşımın en sevdiğim yanlarından biri sakin oluşudur. Onu tanımayan biri kızıp kızmadığını bile anlayamaz. O kadar soğukkanlıdır.’’
 
Utku Tuna sevdikleri arasında et yemekleri olduğunu söylüyor, sonra gülümseyerek ekliyor. Babamın kasap olması nedeniyle çok doğal bu, diyor. 2013 senesinden beri özellikle Çanakkale dolaylarında dalıyor. Sörf de yapıyor.
 
Gençken sert ve kanırtıcı rock tarzına yakınmış şimdilerde biraz durulmuş. Metalden daha geleneksel rock türüne geçiş yapmış. Pilli Bebek benzeri guruplara kulak veriyor.
 
Tuna vurmalı çalgılara bir yakınlık hissediyor. Bendir en çok sevdiği, çalmak için içinde kıpraşmalar uyandıran alet. Bir de hand-drum var tabi. Yumurta biçiminde, ufo’lara benzeyen metal bir çalgı bu da.  
 
Tuna bekar. Türkiye ekonomisinin kötüye gittiği düşüncesinde, şu anki hükümet kargaşasının bildiği tüm siyaset kuramlarıyla açıklanamayacak bir ucubiklik örneği olduğunu söylüyor. Işid ve benzeri oluşumlar için yorum bile yapmıyor, sadece yüzünü buruşturuyor, bütün hayvanları seviyor, doğaya ve çevreye çok saygılı.