UĞUR GÜNEŞ



Kimdir ?
 
 





Esekapı’nın cesur yürekli çapulcu kedileri, her ne kadar değerli Enver Tuna ve Cumhur Değer abileri, ‘‘Çukurbostan gitti, Davutpaşa bitti’’, desin, Fırat Aydınus’tan bu yana ulusal bir değer yetiştiremediğimiz için dert yansınlar, son beş yılın takımlarında yer alan Uğur Güneş gibi yetenekli gençlerin varlığıyla, Davutpaşa1926 yeniden değerli oyuncular yetiştiren bir kulübe dönüştüğünü haykırıyor. 
 
Uğur Güneş bu değerli gençlerin en dikkat çekenlerinden biri kuşkusuz. Golcülüğüyle özellikle U19’un 2011-12, 2012-13 ve 2014-15 mevsimi maçlarında beğenisini kazandı Esekapı mırnavlarının. Buna A takımının 2012-13 maçlarını da ekleyebilirim.
 
Uğur Güneş 11 Ocak 1996 doğumlu. Zeytinburnu’nun Yeniyol mahallesinde yaşamış uzun yıllar. Anne Zeynep ev hanımı, baba Abdullah eskiden matbaacıymış, şimdilerde Çatalca’da Engin Verel’in çiftliğinde çalışıyor. Uğur’un dört kardeşi var, biri kız, üçü erkek. Erken yaşlarda aramızdan ayrılan Selçuk topa çok yetenekli bir oğlanmış, Sedat ise Zeytinburnu’nun Yeşil Ilgaz takımında forma giymiş.
 
Uğur, Ayhan Şahenk İlkokulu, Kazım Özal Ortaokulu, Çırpıcı Ortaokulu, Saniye Sezgin Elmas Lisesi’nde ilim irfan aldıktan sonra, en sonunda Sudi Özkan Meslek Lisesi’nin saraciye bölümünde karar kılmış. Şu anda çoktan bitirmiş olmalı okulunu.
 
Güneş yedi yaşında başlamış top koşturmaya. Kum sahada ileri geri yaparken, Yeşil Ilgaz yöneticileri görmüşleronu, beğenmişler, miniminik takıma davet etmişler. Uğur dört yıl burada oynamış. Sonra semtinin takımı Zeytinburnu teknik adamlarının dikkatini çekmiş, Uğur Kiremitçi ve Uğur Balcı hocalarından temel bilgiler edinmiş, 14-16 takımının iki sene boyunca ası olmuş.
 
2010 yılında Davut Kılıç’ın gayretiyle kavuniçi kahverengi renklerle kucaklaşmış Uğur Güneş. İlkin minik takımda forma giymiş, ardından U19’un vazgeçilmezi kimliğini kazanmış. 2012 yılında zaman zaman A takımında denenmiş, 2013 senesinde ise hem U19, hem de A takımı maçlarında klasını konuşturmuş.
 
Uğur futbol biçemini ve kişisel özelliklerini şöyle anlatıyor. ‘’Maçlara hep dua ile başlarım. Sol ayağım çok iyi, sağ da fena değil. Boyum 1.73 ama sıçrama yeteneğim ve zamanlamam epey gelişmiş olduğu için hem hava toplarına egemenim, hem de gol atabiliyorum. Toplara sert vurabilmem en iyi özelliklerimden biri. Köşe atışlarını zaman zaman ben kullanıyorum. U19’da serbest atışlar da benimdi. Daha çok tekniğimle, zekamla oynuyorum. Fizik kondisyonum ne yazık ki istenen düzeyde değil. Bunun nedeni Çatalca’da çiftlikte yaşamam. Yaşadığım yerin antrenman sahasına uzaklığı idmanlara gelmemi engelliyor. Hafta arasında ne yazık ki kendi olanaklarımla hazırlanıyor, arkadaşlarımla bir arada olamıyorum. Bu da güç, dayanıklılık ve devamlılık bağlamında beni geriletiyor.
 
Sinirli bir yapım var biraz, hırçın olduğumu söylüyorlar. Ama sabırlı biriyim, kolayca kavgaya girişmiyorum. Çatalca’dan Fındıkzade’ye, ya da Vatan Caddesi’ne filan gelmek gerçekten de bir ölüm. İlkin motorla köy içine geliyorum, oradan otobüs ile Tüyap’a, oradan metrobüs ile Topkapı’ya, oradan da yürü babam yürü. İki saatten fazla sürüyor. Dönüşü de katarsak dört saat. Şehirlerarasından daha yorucu.
 
Davutpaşagünlerimde, maçlar olduğunda sevgili kankamMami’de kalıyorum bu işkenceyi çekmemek için. Mami dışında, Yasin Güngör ve Talha Üzüm en iyi anlaştığım takım arkadaşlarımdı.
 
Kendimi tanımlamak gerekirse, çok iyi bir çocuğum diyebilirim. Biraz sinirliyim ama yardımseverim, şaka yapmaktan hoşlanırım, saygılıyım. Dolaşmayı severim, doğaya tutkunum. Bu nedenle Çatalca bana çok uygun bir belde.’’
 
Uğur Güneş bilgisayar ve internet konusunda biraz çekimser nedense. Okul yaşamına da çok sıcak bakmıyor. Bunun nedeni çevresindeki arkadaşların söz gelimi kankasıMami gibi sıcak ve candan olmaması.
 
Müziklerden arabeski yeğliyor, Müslüm Gürses ve Yıldız Tilbe en çok dinledikleri. Araba kullanmayı seviyor, ama hız yapmıyor, genç ama temkinli.
 
Örnek aldığı futbolcular teknik olarak Messi, hız olarak da Ronaldo. Takım arkadaşlarından en çok Talha’yı yetenekli buluyordu aramızdayken.
 
Davutpaşa deneyimi sırasında gözlemlediği en olumlu şeyin oyuncular arasındaki kardeşlik ve bütünlük havası olduğunu vurguluyor. İlk takıma geldiğinde, idmanlara katılamaması nedeniyle biraz sorun yaşasa da İbrahimKuruç hocasını da çok sevmiş. Şimdi de Deniz Atak hocasından yığınla şey öğreniyor, hem saha içi, hem saha dışı.
         
Takımdaki yokluklara karşın yakınmamış, yüzünü asmamış, somurtmamış. Çok genç yaşına karşın ‘tevekkül’ kavramıyla tanışık sanki. Susuzluk, formasızlık nedeniyle çekilen çilelerin İskender Keleş başkan olduktan sonra bitmesinden çok mutlu olmuş.
 
Uğur Güneş televizyon seyretmiyor pek, arada bakındığında ise spor izlencelerini ve dizileri yeğliyor. Arka Sokaklar en çok beğendiğiymiş.Gelecekte gerçekleştirmek istediği en güçlü düşü, ailesini daha iyi koşullarda yaşatabilmek, onlara daha iyi olanaklar sunmak. Siyasi konulara ise yadırgı epey. Çinlilere, hatta Yunanlılara olduğu kadar yadırgı.
 
Taksim direnişi için, ‘’direnişçiler sadece  kendilerine zarar verecek’’ diye düşünüyordu. Kız arkadaşının adı Aslı’ydı bir zamanlar.Şu anda da o mu bilmiyorum. Aslı’nın tatlı tatlı gülümsemesi içini ısıtıyormuş bir aralar. 
 
U19 günlerinin değerlendirmesini yaptığında, Başarılıydık, diyor. Yeterli hazırlık yapılamaması, su ve forma sorunu yaşanması tatsızdı. Ama ikinci ligde de, birinci ligde de iyi futbol oynadıklarını, güçleri oranında iyi mücadele ettiklerini söylüyor. Talha, Umut, İbrahim, Adem, Cemil ve Ahmet’in ileride iyi topçular olacağından umutlu.
 
Yer aldığı 2012-13 A takımında ise inişler ve çıkışlar yaşandı, diyor. İskender Keleş yönetiminin iş başına gelmesiyle birlikte takıma gösterilen ilgiden çok memnun olduğunu söylüyor. Hep böyle olmalı, diyor. 2013 senesindeki kankalardanGani’nin hırsını, Altan’ın omevsimki formunu, Talha’nın becerisini alkışlıyor. Moralli olduklarında kimsenin bileklerini bükemediğini, ama moralsiz olduklarındaysaher zaman yenilgiye mahkum kaldıklarını itiraf ediyor.