TAHSİN ÖZYEDİERLER




TAHSİN ÖZYEDİERLER (192?- 1990)
 
Kulübümüze tarihi boyunca büyük hizmetler vermiş Özyedierler kardeşlerin en küçüğü Tahsin Özyedierler, Esekapı’da sadece kulüp sevgisi nedeniyle değil, yakışıklılığıyla ve sakinliğiyle de gönüllere taht kurmuştu.
 
Albay Mahir Yağızer bu önemli Davutpaşa 1926 yiğidini defterlerinde şöyle anlatıyor. ‘’Özyedierler’in en küçüğü Tahsin de aynen diğer kardeşleri gibi faal ve fahri çok hizmette bulundu. Askerliğini yapmakta olduğu günlerde bile, kulübün müşgül anlarında izin alarak geldi, başkasına ait lisansla maçlara çıkma cesaretini gösterdi. Koyu bir taraftar olarak bütün maçlarımızı takip eder.’’
 
Yönetim kurulu üyemiz Sayın Can Özyedierler amcasını şöyle hatırlıyor. ‘’Tahsin amcamı ilkin çok yakışıklı biri olarak anımsıyorum. Renkli gözleri, biçimli bedeni, özenli giyimi ile. Çok da sakin biriydi aynı zamanda.
 
Eşi Nezihe Hanım Bulgaristan göçmeniydi. Aileye devlet 1950 sonrası, o zamanki adıyla Taşlıtarla, bugünkü adıyla Gaziosmanpaşa’da bir yer vermişti. Çift evlenince buraya yerleşmişti. Üç çocukları oldu. Nevin, Saime ve Muharrem.
 
Tahsin amcam koyu bir Fenerbahçeliydi. Bununla ilgili aile içinde bir öykü sıkça anlatılırdı. Tahsin amcam çok yetenekli bir topçuymuş zamanında. Bu nedenle Beşiktaşlıların dikkatini çekmiş. Teklif yapmışlar kendisine, Gel seni bir deneyelim, diye. Ama sarı-lacivertli renklere tutkun olan amcam, Fenerbahçe aşkı nedeniyle bu, belki de hayatını değiştirebilecek olan teklifi geri çevirmiş.
 
Tahsin amcamın sanata karşı bir yakınlığı yoktu. En büyük zevki futbol ve kahvede arkadaşlarıyla takılmak, hoşkin oynamaktı.
 
Benim Tahsin amcama özel bir sevgim vardı. Belki çok kalabalık bir aile topluluğumuz vardı ama onun yeri farklıydı benim. Çünkü polis olan Adil amcam benzeri büyükler hep kürsüden konuşup, küçükleri pek önemsemezken, Tahsin amcam benimle bir eşitiymişim gibi iletişim kurar, arkadaşça davranırdı. Ayrıca ailenin toplandığı bayram günlerinde de yanağımı okşar, şeker verirdi.
 
Tahsin amcam mazbut biriydi, kötü alışkanlıkları yoktu. Bütün aile üyeleri gibi Türk Sanat Müziği tutkunuydu. Münir Nurettin şarkılarına bayılırdı.
 
Tahsin amcamın ölümü de sükûnet içinde olmuştu. Bir sabah kahvaltı hazırlayan Nezihe Teyzem eşine seslenmiş, cevap alamayınca yatak odasına gitmiş. Bir de ne görsün! Gece uykusunda son nefesini vermiş Tahsin Amcam.
 
Nur içinde yatsın.’’