SERDAR NİĞBOLU





Alipaşa kedileri altmışlı yılların sonlarında Çukurbostan’a gelen ve yetmişli yılların ortalarına kadar yıldız ve genç takımlarımıza katkı sunan Serdar Niğbolu abilerini daha çok disiplinli ve yumuşak kalpli bir Davutpaşalı kimliğiyle sevip kıllı ve kirli bağırlarına basıyorlar.

 

Niğbolu 22 Mayıs 1955 Fatih, Şehremini doğumlu, ailemizin ikizler üyelerinden biri. Hayatının en kaygısız, en şen ilk on bir senesi bu semtte geçmiş. Sonra dört sene Fatih, Cumapazarı, on küsur sene Çukurbostan, Seyitömer Mahallesi’nde nefes alıp vermiş. 1982 sonrası tam 34 yıldır da Merter’de sürdürüyor yaşam mücadelesini.

 

Hasan Baba berbermiş, Sülbiye Anne ise ev hanımı. Ama kaderin kötü cilvesi diyelim, Güler Bacı da aynen ana baba gibi artık aramızda değiller.

 

İbrahim Alaaddin Gövsa İlkokulu, Şehremini Ortaokulu ve Lisesi Niğbolu’nun öğrenim gördüğü okullar. 1972 senesinde diplomasını alıp duvara çivilemiş.

 

Niğbolu’nun Davutpaşa 1926 ailesine katılışı 1969 senesinde. Hocaları deniyor ve beğeniyorlar bu uzun ve iri genci. Jünyör ve genç takımlarda beş altı yıl ter döküyor Niğbolu böylece.

 

Mevki sol bek. Orta halli bir yeteneğe sahip olduğunu söylüyor. Ama tatsızlık işte, Niğbolu idmanlarda hep Engin Verel’in karşısına düşüyor. Rıdvan hocası sürekli sertlik yapmasını, rakibini yaka paça yere indirmesini söylese de adaleli, güçlü Niğbolu’nun kabusu haline dönüşüyor her antrenmanda.

 

Çukurbostan ayrıca Niğbolu’nun farklı gayrıfedere takımlarla yaz turnuvalarında boy gösterdiği bir alana dönüşüyor seneler geçtikçe. Ama futbolda o yıllarda pek para olmaması, meslek kaygısını geliştiriyor ve Niğbolu fazla düşünmeye gerek duymadan tercihini yapıyor, ‘iş’ diyor ve futbol defterini erkenden dürüyor, sandığa kaldırıyor.   

 

1972 Niğbolu’nun hayata atıldığı ve çorba parasını kazanmaya başladığı seneyi de imliyor. Yer Çınar Oteli. 1975’e, askerlik dönemi gelene kadar burada emek veriyor. Sonra sırt çantasını hazırlayıp Eğridir Dağ Komando Okulu’nun kapısını çalıyor. Usta birliği ise Kıbrıs Girne Komando Birliği.

 

Niğbolu’nun askerlik sonrası iş yaşamı müthiş bir istikrar sergiliyor. 1977 senesinde girdiği İngiliz Hollanda ortak şirketi Unilever’de 1995 yılında emekli olana kadar hizmet veriyor çünkü. Sana yağı, Omo, Algida gibi ürünleri üreten firmanın Bakırköy’deki fabrikasında, Gayrettepe’deki genel müdürlüğünde yani farklı birimlerinde süren 18 sene, Niğbolu’nun hayattaki devamlılığının bir göstergesi. Ne mutlu ona!

 

Ama hayatın değişim kuralı ve zorunluğu Niğbolu’yu da sonunda etkilemiş olmalı ki 1997 senesinde gelen bir öneri iş hayatında bir rota değişikliğini gündeme getiriyor. Bir aile dostunun teklifiyle Merter’deki bir tekstil çarşısında müdürlük yapmaya başlıyor. 2013 yılına kadar.       

 

Niğbolu’nun evliliği 1979 senesinde. Kendisi gibi Unilever’den emekli olan Hülya hanım ile 37 senedir aynı yastığa sızlanmadan baş koyuyor. Bu mutlu birliktelikten olma Cenk 1980 doğumlu ve matematik mühendisi. Öğretmenlik yapıyor. 1984 doğumlu Berk ise bir tekstil firmasında çalışıyor.

 

Niğbolu kendisini ‘disiplinli biriyim’ diye tanımlıyor. Düzenli, ‘planlı projeli’ olduğunun altını çiziyor. Yumuşak kalpliliğinin ayırıcı özelliği olduğunu belirtiyor. Arkadaşlıkları önemsiyor, kırgınlıklardan itinayla uzak duruyor. Düzgün bir aile hayatını yıllardır koruduğunu, mazbut biri olduğunu da ekliyor.

 

Niğbolu’nun disiplinli yaşamında zararlı maddeler pek ağırlık tutmuyor. Cigarayı yirmi birinci yüzyıla giriş şerefine bırakmış, arada tek tük tüttürüyor. Gece hayatı yok, alkolle tanışmıyor. Eskiden Milliyet okurmuş, şimdilerde bilgisayar ve internetle arası iyi olduğu için farklı gazetelerin web sayfalarına göz gezdiriyor.

 

Niğbolu televizyonda spor izlencelerini yeğliyor, haberleri kaçırmıyor, tarihi olayların konu edildiği dizilere bakınıyor. Türk Sanat Müziği favorisi. Ehliyetini 1983’te almış, iki yıl öncesine kadar Wolswagen kullanıyormuş. Galatasaray taraftarı.

 

Niğbolu sinema meraklısı. Eşiyle birlikte hala salonlara gidiyor, yerli yabancı film ayırt etmiyor, özellikle de kış ayları. Yazları ise 1995 senesinden beri bir Didim Altınkum yerlisi. Çok seviyor bu tatil beldesini.

 

Niğbolu’nun ailemiz içinde en yakın olduğu kişi başarılı başkanımız İskender Keleş; çocukluk arkadaşı çünkü. Taner Karasan, Veli Öztürk ve Nihat Koç da sık sık görüştüğü kankaları.

 

Niğbolu onca iyimserliğine karşın sadece Türkiye’nin şu anki politik ve ekonomik durumunu olumsuz görenlerden.