21 Haziran 1989 tarihinde, sıcak bir yaz günü sabah ezanıyla birlikte dünyaya gelmişim. Annem ve babam ikisi de deri imalatıyla uğraşıyorlardı. Ancak ben henüz 1 yaşımı doldurmadan şiddetli geçimsizlik nedeniyle yollarını ayırmışlar. Boşanma sonrası annemle birlikte hayata tutunmaya çalıştık, çabaladık. Annemin üstümde emeği büyük. Özveriyle çalışarak didinerek beni bu yaşıma getirdi.
Futbola çok küçük yaşlarda Denizköşkler’de başladım. 3 sene burada ter döktükten sonra İstanbulspor A.Ş.’ye transfer oldum. 6 sene çeşitli kategorilerde yer alıp Paf takıma kadar yükseldim. Ancak 2002 AKP iktidarı sonrasında, Cem Uzan’ın üstüne gidilmesi, vergi borçlarının tahsili gibi olayların sonucunda başkanın mal varlığına el konması ve yurt dışına kaçması olayları patlak verince çok zor durumda kaldım. Birçok oyuncunun da durumu benden farklı değildi aslında. Ne başka bir yere gidebildik, ne de İstanbulspor’da daha iyi yerlere gelebildik.
Bir sonraki durağım Cerrahpaşaspor’du. 1 sene boyunca Ahmet Genç hocamla çalıştım. Ardından Deniz Atak hocam beni Batı Trakya’ya getirdi ve 2 sene Batı Trakya forması giydim.
Yeni rotam Vardarspor oldu. Bu kulüpte de 1 sene top koşturdum. Sonra yolum bir kez daha eski gözdem 2.amatör kümedeki Denizköşkler’e düştü. Burada oldukça mutlu bir şampiyonluk yaşadım.
Harekette bereket var deyip, Selvispor’a geldim ardından. 1 sene boyunca iyi maçlar çıkarmış, bayağı dikkat çekmiştim. Bu nedenle 2013 yılının yaz aylarında Osasuna ve Bologna’dan gelen cazip teklifler beni hiç şaşırtmadı. Ama dolar destelerini elimin tersiyle itip tercihimi kavuniçi kahverenkli aramadadan, Davutpaşa ailesinden yana kullandım.
Çok doğru yapmışım diyorum şu anda kendime çünkü 2013-14 mevsiminde şampiyon olduk, 2014-15 mevsiminde de süper amatöre yükselmeyi başardık. Dahası çok sevilesi insanlarla tanıştım bu ailede. Muhittin Boşat hocam başta geliyor tabi. Kulübü başarıyla, büyük bir uyum içinde yöneten İskender Keleş, hem spor alanındaki birikimi, hem de insani yönünün güçlülüğüyle aramızda İmparator lakabını anasının ak sütü gibi hak eden Deniz Atak’ı da anmazsam haksızlık etmiş olurum.
Ben bu yaklaşımla önümüzdeki yıllarda da Davutpaşa’da çok iyi işler yapılacağına inanıyorum. Tüm Davutpaşa ailesine sevgi ve saygılarımla.
