SELÇUK ALAGÖZ




Altmışlı ve yetmişli yıllarda Türk Popu’na kız kardeşi Rana ile bayağı katkılarda bulunan, orkestrasından Cahit Berkay gibi devleri müziğimize armağan eden Selçuk Alagöz’ü has bir Fındıkzade delikanlısı olarak nitelendirmek hiç de yanlış olmaz sanıyorum. Alagöz ailesi uzun yıllar Kızıl Elma’da yaşamış çünkü. Ama Alagöz’ün Davutpaşa 1926 ile daha köklü bağlantıları olmuş seksenli yılların ilk yarısında, Orhan İren yönetimi sırasında. Yönetimde yer alıp, basın sözcülüğünü üstlenmiş kulübün çünkü.
 
Alagöz ailesi Malatya kökenli. Bahattin Baba Hekimoğlu Alipaşa İlkokulu’nun müdürüymüş zamanında, Hacer Anne ise ev hanımıymış. Selçuk’lar dört kardeş. Rana, Ali ve Nilüfer. 
 
Selçuk, müziğimizin okkalı babalarından Erkin Koray gibi Alman Lisesi'nden. Ardından İstanbul Üniversitesi'nde ekonomi bölümünde okumuş ve sonrasında turizm işletme mastırı yapmış.
 
Alagöz 1964 yılında Hürriyet gazetesinin düzenlediği "Altın Mikrofon" yarışması ile ismini duyurmuş. Kendi adını taşıyan orkestrası ve orkestranın solisti olan kız kardeşi Rana Alagöz ile birlikte müzik çalışmalarını sürdürmüş. Alagöz kardeşler 1967 yılında yapılan Altın Mikrofon'a aralarında Cahit Berkay ve Engin Yörükoğlu'nun da bulunduğu bir orkestra ile katılmışlar.
 
1970 yılında kardeşleri Rana ve Ali Alagöz ile beraber 3. Appollonia Uluslararası Müzik Festivali'nde Türkiye'yi temsil etmiş.
 
Selçuk’un evliliği 1971 senesinde Birsen Hanım ile. Sencer ve Barış bu birlikteliğin ürünleri.      
 
Alagöz ailesi 1972 yılında Kızıl Elma’dan çıkıp Kocamustafapaşa’ya gelmiş. Tebdil-i mekanda ferahlık var kuşkusuz. Kocaman bir apartmanın dört dairesini satın almışlar. Apartman bir aile yuvasına dönüşmüş, ismi de değişip Alagöz Apartmanı olmuş.
 
Selçuk Alagöz 23 adet 45'lik, 7 uzunçalar gerçekleştirmiş. Kardeşi Rana Alagöz ile beraber 4 adet altın plak sahibiymiş. Belleklerde kalan çalışmaları arasında Kemerin Naftaları, Kaleden İndir Beni, Bahçelere Geldi Bahar, Edremit Van'a Bakar, Malabadi Köprüsü ve "Deliyim Seviyorum" sayılabilirmiş, Vikipedya Abimiz öyle diyor.
 
1979 yılından itibaren kardeşleri Rana Alagöz, Ali Alagöz ve sonradan guruba dahil olan Nilüfer Alagöz ile beraber turistik şovlar düzenlemiş Selçuk Alagöz ve 80 dilde şarkı söyleyerek tarihe geçmiş.
 
Alagöz müzik yaşantısının yanı sıra vakıf ve dernek çalışmalarında faaliyetler göstermiş. Türk Kalp Vakfı icra kurulunda görev almış, POPSAV başkanlığı yanı sıra Müzik Yorumcuları Derneği (MÜYORBİR) kurucu başkanlığını yıllarca başarı ile yürütmüş. Ayrıca sigara ile savaşanlar derneğini kurmuş ve aktif pasif sigaranın tüm zararlarını tüm topluma anlatarak bu konuda bir öncü olmuş.
 
Alagöz’ün Davutpaşa 1926 ile olan sıcak ilişkisinin kökeninde Orhan İren ile olan dostluğu yatıyor. İkili 1972 yılında tanışmış. Orhan Başgan 1971-77 arasında, daha sonra Alagöz Apartmanı adını alacak olan evde yaşamış, Alagöz’ün kayınpeder ve kayınvaldesi de ordaymış. Tanışma orda olmuş, ilerlemiş.
 
Orhan İren Yıldız Defter A.Ş.’dehemen seksen başlarında yorgunluktan ve fazla işten başını kaşıyamaz duruma gelince, kişiliğini ve çalışkanlığını çok beğendiği Alagöz’e ortaklık teklif etmiş. İki kanka uyumla çalışmışlar böylece yıllarca. 1980-83 arası oldukça verimli geçmiş. Ama İren 1983 yılında tamamen inşaata odaklanınca ortaklık bozulmuşama  dostluk baki kalmış!
 
İren-Alagöz ortaklığı popçunun Davutpaşa 1926’nın yönetim kurulunda da yer almasına ön ayak olmuş haliyle. Basın sözcülüğünü yapmış Alagöz kulübün. Asbaşkanlığı Erol Türkmen, genel kaptanlığı Necati Balaban, muhasip üyeliği Bahri Aybastı, üyelikleri Hadi Türkmen, Tuncer Doğanca’nın yaptığı yönetimde iki yıl boyunca özveriyle çalışmış. Orhan Başgan öyle diyor. Topçulara paraysa para, şefkat ise şefkat vermiş, asla hasislik etmiş Selçuk Alagöz. Ben Orhan Başgan’ın yalancısıyım!
 
Orhan İren kankasını ‘hasta Fenerbahçeli, iyi karakterli, kültürlü, saygılı ve kibar bir arkadaştı’ diye tanımlıyor.