SEFER TÜRKER




SEFER TÜRKER (1931 – 2013)
 
Sefer Türker altmışlı yıllarda Türkiye birinci ligindeki sayısı maşallah iki elin parmaklarıyla sayılmayacak kadar çok iyi kalecilerden biriydi. Türker’in Davutpaşa 1926 ile antrenör olarak kesişmesi ise 1982-83 mevsiminde, takımımızın ikinci lig saltanatı yaşadığı seneye denk düşüyor.
 
Türker 1931 Usturumca doğumlu. Makedonya’nın güneydoğusunda bir kent burası. Aile ellili yıllarda İstanbul’a gelmiş olmalı, Türker’in Alipaşa’da oturduğunu söylüyor abilerimiz.
 
Türker’i profesyonel liglerde ilk kez Şekerhilal’in kalesini korurken görüyoruz 1959-61 arası. Başarılı kaleciliği ligin güçlü ekibi, İzmir temsilcisi Altınordu’nun dikkatini çekiyor ve yeşil kırmızılı takıma geliyor Türker. 4 yıl dikkat çekici biçimde kalesini gole kapıyor. 1965-67 arasını İstanbul’un Zeki’li, Bekir’li, Güray’lı Vefa’sında geçirdikten sonra, son durağı Balıkesirspor’a gidiyor. 1970 yılında şalteri indirene kadar kırmızı beyazlı formanın file bekçiliğini üstleniyor.
 
Dev kaleci Bediz Baysal meslektaşını şöyle değerlendiriyor. ‘’Sefer Abi beğendiğim kalecilerdendi. Ama şanssız biriydi, bunun altını çizmem gerekiyor. Çünkü altmışlı yıllarda liglerde müthiş kaleciler vardı. İstanbulsporlu Sabih ve Arap Yılmaz, Beşiktaşlı Özcan Arkoç, Necmi ve Sabri, Beykozlu Sıtkı, Adaletli Ömer, Galatasaraylı Turgay Şeren ve Bülent Gürbüz, Fenerbahçeli Şükrü Ersoy gibi. Bu nedenle Sefer eğer bugün yaşasa, ligimizdeki tüm takımların kaleciliğini yapabilirdi; bunu kesinlikle söyleyebilirim.
 
Sefer Türker’in iyi bir kaleci fiziği vardı. 1.78 filandı boyu. Atletik bir görünüme sahipti. Onda en hoşuma giden şey durağan bir kaleci olmamasıydı. Ceza sahası içinde dolaşır, toplara çıkar, on sekizine hakim olmayı becerirdi. Refleksleri son derece gelişmişti. Rakip forvetlerle karşı karşıya kaldığı zamanlarda da beceriyle gol önlemesini bilirdi.
 
Sefer Türker’i saha dışında da görmüş ve sevmiştim. Babacan biriydi çünkü. Balıkesir’de ona Baba Sefer derlermiş zaten. Düzgün bir kişilikti.’’
 
Muhittin Boşat hocamız 1982-83 mevsimindeki antrenörünü şöyle hatırlıyor. ‘’İkinciligdeki ikinci yılımıza umutla girmişti yönetim. Bu nedenle parlak bir isim aradılar sanıyorum. Ve iyi bir kalecilik yaşantısına sahip olan Sefer Türker’i buldular.
 
Sefer Abi’yi getirenler Takoz Burhan, Hayati Küçükçavdar, Reşat Bakikuşağı filan olmalı. Çünkü Sefer Abi Makedon kökenliydi, Alipaşalıydı ve bu abilerimizin arkadaşıydı. Yönetim kuruluna abilerce teklif edilmiş ve Orhan İren-Erol Türkmen ikilisinden onay alınmış olmalıydı.
 
Sefer Türker bize geldiğinde boştaydı, birkaç yıldır takım çalıştırmıyordu. Benim gözlemim olumluydu kişisel bağlamda. Çünkü Sefer Abi son derece ciddi, aklı başında, oturaklı biriydi. Ama antrenmanlarda bıkkınlık getirinceye kadar koşular yaptırırdı bize.
 
Belki çağdaş idmanlardı yaptırmak istedikleri ama biz fizik yeterlilik olarak bunları uygulayacak eğitimi almamıştık. Bu nedenle hocamızın oyuncularla kurduğu iletişimi pek parlak olarak nitelendiremeyeceğim.
 
Sefer Türker yönetiminde iyi başlasak da (Cihat Erbil’in çalıştırdığı, transferde bol para harcamış iddialı Galata’yı Vefa Stadı’nda 1-0 yenmiştik), gerisini iyi getirememiştik. Bu nedenle Sefer Abi ilk yarı bitimine kadar bile dayanamamış yerini Şükrü Ersoy’a bırakmıştı. Yardımcısı ise Nedim Baloğlu’ydu.
 
Sefer Türker’in ayrılmasındaki bir başka neden de inatçı kişiliğiydi. Kendi bildiğini yapmak istiyordu ama yönetim dışarıdan bayağı karışıyor, özellikle de takım kadrolarına müdahale ediyordu.’’