SALİH DANACI

Çizdiği başarılı karakalemlerle Fındıkzade kedilerinin büyük beğenisini kazanan Salih Danacı kavuniçi kahverengi renklerin 2015 senesi içinde yeniden kazandığı bir üye. Ama Salih Danacı aslında eski bir Davutpaşalı.  Askerlik sırasında da kankaları ona zaten Davutpaşalı derlermiş yetmişlerin ilk yarısında.  
 
Danacı Davutpaşa’nın çok gergin olmayan, tam tersi sabırlı ve bilge yaylarından biri. 27 Kasım 1952 doğumlu. Rock gitarının itirazsız en büyüğü Jimi Hendrix ile çakışıyor doğum günü. Ama Danacı, 1970 yılında alkol ve uyuşturucu batağında hayata henüz 28 yaşında gözlerini yuman dahi gitarcının tam aksine spor ve disiplinin egemen olduğu tertemiz bir yaşam sürmüş olduğu için, 63 yaşında hala taze, hala dinç.
 
Danacı Davutpaşa ailesinin Eskişehir kökenli üyelerinden. Sabahat anne ev hanımıymış, 2012 yılında kaybettiğimiz Mehmet Ali baba ise yaman bir tekniker. Mehmet Ali baba mesleğini sürdürürken aynı zamanda hem Eskişehir Demirspor’da solaçık olarak top koşturmuş, hem de atletizm etkinliklerine katılmış. Çeşitli yoksunluk ve yoksulluklar içinde çıplak ayakla müsabakalarda yarışmış, başarılı dereceler almış.
 
Danacı Eskişehir İnkilap İlkokulu ve Birlik İlkokulu’nda ilköğrenimini görmüş, 1964 senesinde mezun olmuş. 1964 sonrası ailesi İstanbul’a yerleştiği için Eyüp Ebussuud Ortaokulu ve Pertevniyal Lisesi’nde devam etmiş orta öğrenimine. Ama altmışların ikinci yarısında yükselen öğrenci olayları genç Danacı’nın son sınıfta liseyi terk etmesine neden olmuş.
 
Danacı’nın hayat mektebine atılması aslında çok küçük yaşlarda. Eyüp ilçesinde cami önlerinde gazete ve su satmış, harçlığını çıkarmış. Büyüdükçe içinde bir ayaktopu sevgisi filizlenmiş. Eyüp’ün yıldız takımının formasını terletmiş birkaç sene. A takımda oynayan Mazlum ve Bilgin abilerine hayranlıkla bakmış. Aslında Pertevniyal Lisesi’nde de meşin topla haşır neşir olmuş. Sıra arkadaşı da ilerleyen yıllarda ilk Anadolu çetin cevizlerinden Boluspor’un kalesini koruyan İlker Çelik’miş.
 
Liseyi bırakan Danacı 1973 senesine kadar farklı işlerde çalışarak ailesine yük olmamış. Özellikle Beyazsaray’daki İstanbul Plak deneyimini gözleri parlayarak anlatıyor. Şahin Söğütoğlu’nun yetmişli yıllara damgasını vuran, Orhan Gencebay ve Erkin Koray gibi devleri katalogunda barındıran etiketi için emek vermiş Danacı. Seyyal Taner’li, Selami Şahin’li, İsmet Nedim’li plakları fabrikadan alıp, dükkanlara dağıtmak için paketlediğini iyicil duygularla hatırlıyor bugün.
 
1973-74 vatani hizmet yılları. Acemilik Kayseri’de. Paraşütçü hava tugayında. Danacı 1974 Kıbrıs Harekatı’na da katılmış. Birinci ve ikinci harekatta gösterdiği yararlıklar nedeniyle ‘gazi’ ünvanı da almış. Tezkeresi senenin son ayı Kıbrıs’tan.
 
1975 senesine hür amiral olarak giren Danacı, Gamak motor fabrikasında kalıphane baş ustasıyken ayrılıp, Topkapı’da kalıp imalatına girişen babasının teklifini kabul etmeyip bir elektrik mühendisinin yanında çalışmaya koyulmuş. Kaleminin yatkınlığı ona sayısız kroki, plan ve proje çizimine katkıda bulunmasına ön ayak olmuş.
 
Danacı’nın mahalle arkadaşlarından biri Davutpaşa’nın acar topçularından, Simonsen lakaplı Mehmet Çakıroğlu’ymuş. Birlikte bir yaz turnuvasına gelişlerini hatırlıyor 1975 yazında. Yavuz, Tahir, Enver Tuna gibi isimlerle. Böylece Çukurbostan’ın tozunu yutan Danacı’da futbol aşkı alevlenmiş. Ardından kendini Yayla’da bulmuş. Sene 1976. Çakıroğlu, İskender Keleş, Burhan ‘Efe’ Dalgıç, İlker Akbaş gibi hepsi Davutpaşa ailesiyle örtüşen parlak isimler varmış yanında. Üç sene formasını ıslatmış Yayla’nın. Bu arada atletizm etkinlikleri de sürmüş bireysel olarak. Ana dallar maraton ve yürüyüş.
 
Danacı santrformuş, 1.78 boyunda golcü bir forvet. Sağ ayağı güçlüymüş, süratli ve dayanıklıymış.   
 
1977 senesi çok önemli Danacı için. Çünkü Topkapı’ya, ortaklarından ayrılan babasının yanına gelişini imliyor bu sene. Kalıp imalat işi bugün hala devam ediyor büyük bir istikrarla. Tam 38 yıl olmuş. Maşallah demek boynumuzun borcu.
 
1977 senesi belki 1 Mayıs Katliamı, Yahya Demirel’in mobilya yolsuzluğu, İkinci Milliyetçi Cephenin kuruluşu, art arda gelen ve emekçi sınıfların belini büken devalüasyonlarla oldukça tatsız geçmişti ama Danacı’nın tarihine altın harflerle yazılıyor. Çünkü iş hayatının istikrara kavuşması dışında, Tülin hanım ile hayatların birleşmesi de bu sene gerçekleşiyor. Evliliğin iki meyvesi Timuçin (1978) ve Güvenç (1980). İlki babasıyla aynı işte, ikincisi ise makine mühendisi olarak hem askeriye, hem de sivilde çalışmış.
 
Danacı kendini ‘işine son derece bağlı, hem karşısındakine güven aşılayan, hem karşısındakine güven duyan, daha doğrusu güven duymak isteyen, disiplinli, spor aşığı biri’ olarak tanımlıyor.
 
Danacı’nın bir başka önemli başarısı 1986 yılında atletizmi insanlara sevdirmek amacıyla kurduğu Veteranlar  Kulübü.
 
Ama bunca faaliyetle yetinmeyen Danacı’nın 1989 senesinde içine atletizm hakemi olma ateşinin düştüğünü de ekleyeyim. Danacı adım adım ilerleyerek mesleğinin doruğuna tırmanıyor yıllar içinde. Uluslararası bir başhakem bugün. Birkaç sene öncesinde ülkemizde yapılan Dünya Salon Şampiyonası’nda başhakemlik görevi üstlenmesi kuşkusuz gurur verici. Uzmanlık alanı ise start hakemliği.
 
Danacı’nın lise yıllarında hayali ressam olmakmış. Güzel Sanatlar Akademi’sine girmeyi düşlermiş ama liseyi terk etmesi bu düşlere elveda demesine neden olmuş. Bugün düzenli yaptığı çizimlerle bu tutkusunu ifade edebiliyor. Genelde futbolcular ve spor adamlarını çiziyor. Tuttuğu takım olan ve altmış sonları ve yetmişlerin ilk yarısında ligde fırtına gibi esen kırmızı şimşekler, Eskişehirspor efsane takımının çizimleri elbette en çok ses getirenler. Ama 2015 Davutpaşa ailesinin birçok üyesinin karakalemleri de epey alkış toplamıştı aramızda.
 
Danacı’nın yeniden aramıza gelişi, uyumuyla cihana ses getiren başkanımız sevgili İskender Keleş’in feysbuk sayfasında yaptığı bir paylaşımla gerçekleşmiş. Bir Yaylaspor fotoğrafıymış bu. Kırk yıl sonra iki eski Yaylalı bir araya gelmiş, sanki arada hiç zaman akmamış gibi uyumlu bir iletişim yaşanmış. Danacı artık maçlarımızın değişmez seyircilerinden biri.
 
Danacı’nın hayatında iki değerli Davutpaşalı’nın da yeri büyük. İlki altmışlı yılların ilk yarısında savunmanın hat hattında sağlam futboluyla göz dolduran Nurettin Demirel. Tornacı olarak hayatını kazanan bu emekçi abisini hayırla anıyor Danacı. Aynı sitede çalışmışlar, mesleklerini yan yana icra etmişler yıllar boyu. 1977 senesinde birleşmiş ikilinin yolları. Nurettin Demirel’in hayali Hürriyet’in dedeler maraton yarışına katılmakmış. Danacı da onu verdiği idmanlarla hazırlamış. Ama ne yazık ki iki binli yıllarda kaybediyoruz  Nurettin abimizi. Salih Danacı kendisini çok temiz, saf, şahane biri olarak hatırlıyor. Demirel Manisa Spor Akademisi mezunuymuş. Uzun mesafeler koşarmış.
 
Danacı’nın ikinci Davutpaşalı abisi Turgut Yüksel. 1963-70 arası formamızı giyen ve kaptanlığımızı da yapan bu değerli topçu ile Veteranlar Kulübü’nde karşılaşmışlar. Yüksel oldukça iyi bir koşucuymuş. Veteranlarda Balkan rekorları kırmış, süratli bir atlet olarak da kendini kanıtlamış.
 
Ama Danacı’yı da sakın yabana atmayalım çünkü şu anda veteranlarda kendisine ait iki Türkiye rekoru var. Yürüyüş dalında.