ÖZER SARI

 





Alipaşa’nın bilge kedileri hayatı boyunca sayısız işte çalışan, onlarca meslek değiştiren çalışkan Özer Sarı abilerini aynı zamanda iyi bir sağbek olarak da hatırlıyorlar, asla unutmuyorlar.
 
Sarı 25 Aralık 1953 doğumlu, Davutpaşa ailesinin Erzincan kökenli üyelerinden. Erzincan Ilıç doğumlu olan Sarı’nın büyükleri 1954 senesinde İstanbul’a gelip yerleşmişler. Fatih sur içindeki mahalle altmış yıldır hiç değişmemiş. Yaman bir Fatihli var karşımızda.
 
Anne Türkan ev hanımı, baba Haydar ise bankacıymış. Üç kardeşten biri erkek, ikisi kızmış.
 
Sarı Oruç Gazi İlkokulu ve Vefa Lisesi’nde okuduktan sonra, Ankara Eğitim Enstitüsü elektrik bölümünden mezun olmuş.
 
Davutpaşa serüveni yetmişlerde başlamış. Rıdvan Şumlulu, İsmail Demirsoy ve Davut Kılıç yönetiminde jünyör ve genç takımlarımızda top tepmiş.
 
Sarı sağbek mevkisinde top koşturmuş. Sağ ayaklı bir topçuymuş. Hücuma çıkmasını severmiş, oldukça da sert oynarmış. Kırmızı kart epey görmüş bu nedenle. Evden istemezlermiş futbola bulaşmasını. Bu nedenle idmanlara kaçarak gelirmiş.
 
Davutpaşa günlerinden en çok Engin Verel’li anılarını dile getirmekten hoşlanıyor. İdmanlarda onu tutmaya çalışır ama bir türlü beceremezmiş. Bu nedenle milli topçuya bol bol tekme atarmış. Çift kaleler bittiğinde de Verel Sarı’yı yakalar, bir temiz pataklarmış. O günlerden Muharrem Önen, kaleci Dinçer ve Mehmet Çakıroğlu’nu da hatırlıyor hayırla.  
 
1980 senesi askerlik dönemi. Acemi birliği Ankara Polatlı, usta birliği ise İstanbul Hastal’mış. Asteğmen olarak tamamlamış postallı günlerini. Topçu taburunda. Terhis 1982.
 
İş hayatı çok erken başlamış Sarı’nın. Altmışların ortasında işportacılıkla bismillah demiş. Fotoğrafçılığı denemiş sonra. Düğün salonlarında, gazinolarda. Çiçekçilik askerlik öncesi son bulaştığı iş.
                       
Askerlik sonrası ise daha kalıcı bir mesleği yeğlemiş. Devlet memurluğunu seçmiş. İstanbul Üniversitesi’ne girmiş. Çapa’da radyoloji teknikerliği, tıbbi fotoğrafçılık, tomografi teknikerliği, Çapa hastanesinde çiçekçilik ile uğraşmış memurluğunyanında.
 
Saymakla bitecek gibi değil. Bahçelievler’de  marketçilik, Antalya’da sucuk ve salam fabrikası. Şimdilerde Beyazıt’ta, İstanbul Üniversitesi sosyal tesislerinde müdürlük yapıyor. Ayrıca Bakırköy Sağlık Ürünleri Fakültesi’nde spor sorumlusu.
 
Sarı dünya evine 1981 senesinde girmiş. Nebahat hanımla tam 24 yıl mutlu bir birlikteliği olmuş. Nebahat hanım Akbank ve HSBC’de müdürmüş. Ama ne yazık ki kanser illeti çifti birbirinden ayırmış 2004 yılında. Sarı bu ayrılığın kendisini  dağıttığını, çok mutsuz ettiğini dile getiriyor. Ece bu birlikteliğin ürünü, 1985 doğumlu. Avukat.
 
Sarı bugünkü topçulardan Selçuk İnan ve Gökhan Gönül’ü beğeniyor, okumayı seviyor. Edebiyat, teknik, tarih, ne bulursa okuyor. Bilim Teknik, Bütün Dünya, Bilim Ütopya. Şimdilerde baş ucunda 1976 Hayat dergileri yıllığı duruyormuş. 
 
Sarı Sözcü ve Sabah gazeteleri okuyor, televizyon kanallarında tartışma ve spor izlencelerini seyrediyor. Araba kullanıyor seksenlerden beri, WolswagenJetta’sı var. Müzikle arası iyi. Halk müziği ve Türk Sanat Müziği yeğlediği türler. Daha çok arabada dinliyor ama konserlere de gitmeyi ihmal etmiyor. Sabahat Akkiraz ve Muazzez Ersoy en çok sevdikleri.
 
Gece hayatı çok hızlı. Seksenlerden sonra merak sarmış gecenin dibine yaptığı yolculuklara.  Hala devam ediyor. Eskiden gazinolarmış, şimdi içkili restoranlar. Kumkapı ve Florya yeğledikleri mekanlar. Rakı ve viski başta olmak üzere alkolü seviyor. Cigara da tüttürüyor, MarlboroLight’mış tercihi.
 
Davutpaşa camiasında Engin Verel, Davut Kılıç, İskender Keleş ilişki içinde oldukları.
                     
Gezi direnişini takdirle karşılıyor. Gençlerin politikaya girmesi ülkenin geleceği açısından çok önemli diyor, ünivesiteli aydınlık gençlere güveniyor. Tepkisiz toplum olmaz, diye ekliyor. Olumlu eleştiriler toplumun itici güçtür, diyor.
 
Nükleer santrallar ve Hes’ler konusunda çok olumsuz düşünüyor. Dünyanın geleceği sudur, dünyanın geleceğini karartıyor bunlar diye feryat ediyor. Çevre katliamını kınıyor.
 
Erzincan memleketi ama kendisi için çok şey ifade etmiyor. Annesi arada gidip geliyormuş. Ama ata toprağı işte diyor. saygı duyuyor.
 
Sarı’nın yaşamı iniş ve çıkışlarla dolu. 1975 senesi büyük bir kaybı imliyor. Canı kadar sevdiği babasını gepegenç yitirmiş o sene bir trafik kazasında. Kendisine ilk rakıyı elleriyle içiren sevgili varlığını.
 
Nebahat hanımı kaybettikten sonra da, sanattan uzaklaştığını, sinemaya ve tiyatroya artık gitmediğini üzülerek söylüyor. Her şeyi bıraktım, diyor. artık her şeyi satıp yiyorum, diyor.