ÖMER İPEK




ÖMER İPEK (1899? – 1969?)
 
Davutpaşa 1926 tarihine baktığımızda Ömer İpek’i efsanelerimizin en büyüğü olarak tanımlamak sanki olanaklı gözüküyor gözüme. Ömer İpek belki bugün unutulmuş bir isim ama tarihimizin ilk kırk beş senesinin nerdeyse her köşesinde onun bir izi var.
 
İlkin kurucularımıza bir göz attığımızda Ömer İpek’i girişkenler arasında  görüyoruz. Yıldırım Davutpaşa Spor Kulübü adıyla faaliyete geçtiğimiz günlerin en önemli mimarlarından biri o. Tabi kendisi gibi Davutpaşa Ortaokulu mezunları olan İsmail Eriş, Emin Kumraloğlu, Salih Küpçü, Ahmet Ertuğrul, Ali Rıza Öğüt, Ahmet Ozuoğlu ve Fehmi Unçile birlikte.
 
İpek’i sadece kurucu bir üye olarak tanımlamamak gerekiyor. Çünkü futbola da yatkın olan bu emsalsiz Davutpaşa yiğidi ilk kadrolarımızda da yer alıyor topçu kimliğiyle.
 
Ömer İpek dahası federe olduğumuz, yani tescil olup da liglere katıldığımız 1936 senesinden 1961 yılına kadar da aralıksız başkanlığımızı yaparak kırılması bugün imkansız gibi gözüken bir rekora da imzasını basmış.
 
İpek’in başkanlığı Ali Mithat Tümer’e bıraktığı 1961 yazından sonra da  aramızdan ayrılmadığının altını çizeyim. Hem Mithat Tümer (1961-63), hem de Müfit Değer (1963-72) yönetimlerinde de etkin görevler almış biri o. Takımına hizmete devam etmiş yaşadığı süre içinde. 
 
İpek has Alipaşalılardan biri. Yirminci yüzyılın hemen başında gözünü açıp da merhaba demişlerden biri. Hasan Baba tekstilci. Bir oğlan, iki de kız kardeşi var. Biraderlerden Nurettin de tekstilci.
 
Ömer İpek Alipaşa’nınYokuşçeşme diye adlandırılan, 1956 istimlakı öncesi nerdeyse bağ, bahçe ve bostandan oluşan denize doğru bakan mahallesinde oturmuş uzun süre. Aile evinde. Aile evinin bulunduğu yerde İpek’lerin fabrikası da bulunuyormuş. Adı İpekiş’miş fabrikanın.
 
Soyadlarına bakıldığında ailenin uğraştığı tekstil dalını kolayca ayrımsayabiliyoruz. İpek dokumalarmış uzmanlık alanları. Boyahaneleri de varmış. Dükkan ise Sultanhamam’da,Davutpaşa’dan Bahçekapı’ya inen yoldaymış.
 
İpek’in aile hayatı oldukça muntazammış, iki kızı olmuş evliliğinde. Davutpaşa’ya emeği geçenlerden Abdül Kınay’a vermiş birisini. Kınay ne yazık ki artık aramızda olmayanlardan biri.
 
Gözlerindeki görme kaybı İpek’in başkanlıktan ayrılmasına neden olmuş. Ama 1961 sonrası maçlarımıza yine de gelir, damadı Abdül Kınay’a maçları anlattırırmış. Dev kaleci Bediz Baysal kendisinin altmış sonlarında aramızdan ayrıldığını hatırlıyor.
 
İpek ile ilgili bir küçük ayrıntı da Demirel döneminin vazgeçilmezlerinden olan Cavit Çağlar’ın henüz bir üniversite öğrencisiyken, İpek’in dükkanındatezgahtarlık yaparak mesleğe giriş yapması, tekstil piyasasının inceliklerini öğrenmeye başlamış olması.
 
Boynuz kulağı geçiyor ama bu da başka bir öykünün konusu!
 
Bb: Ömer amcayı tanıdığım zaman 16 yaşımdaydım tonton biraz kilolu kalın gözlüklü birisi olarak anımsarım ilk başkanımdı benim .Sultanhamamda mağazası vardı bir iki dükkan yanında dayımda aynı işi yapıyorlardı ipek kumaş ve astar satıyorlardı bu bayramda yeğenime sordum bilgi alayım diye onu daha iyi tanıyan birisini bulup haber vereceğim dedi .Onun hatırladığına Ömer amca mağazada pek oturmazmış bütün esnafı dolaşır her gün onlarla şakalaşır sataşırmış bütün çarşı onu sever ve sayarmış allah rahmet eylesin ozamanlar Ömer ipek deyince Davutpaşa,Davutpaşa deyince Ömer İpek akla gelirdi .
Benim yaşıtlarım tarih ders kitapları deyince Emin Oktayı çok iyi hatırlar Davutpaşa tarihi denincede şimdi sevgili UĞUR ÜN gelecek akla teşekkürler kardeş iyiki bizimlesin arkeolog gibisin kazdıkça neler çıkartıyorsun