NURETTİN DEMİREL

 





NURETTİN DEMİREL (23 Mart 1944 – 15 Mart 2010)
 
Müfit Değer’in 1964-65 mevsiminde özene bezene yarattığı pırıl pırıl, capcanlı, gençlerle dolu, dinamik top oynayan takımımızın savunmasının ortasında Türker ile birlikte güzel bir ikili oluşturan stoperimiz Nurettin Demirel’i Esekapı kedileri hem usta bir tornacı, hem de mükemmel bir veteran atlet olarak hatırlıyorlar.
 
Demirel 23 Mart 1944 tarihinde doğmuş. Hayatının ilk altı senesi Tekirdağ’ın Kapaklı köyünde geçmiş. Ailesi 1950 senesinde İstanbul’a gelip, Samatya’ya yerleşmiş. Demirel 1970 sonrası Bahçelievler’de yaşamış; tam 40 sene, gözlerini yumana kadar.
 
Leman Anne ev hanımı, Mehmet Baba ise torna tesviye ustası. Nurettin Demirel’in biri artık aramızda olmayan (Güzin) iki kız kardeşi (öteki Kadriye), bir de abisi (Metin) var.
 
Demirel’in öğrenim hayatındaki en dikkat çekici yan Sultanahmet Meslek Lisesi’nin torna tesviye bölümünü bitirmiş olması. Çünkü hayatının odağında yer alan, varoluşunu temellendiren mesleğini burada kazanmış.
 
Demirel’in askerlik günleri Erzincan’da geçmiş, altmışların sonunda bir ömür boyu aynı yastığa baş koyacağı Mecbure Hanım ile evlenmiş. İki kızı doğmuş kahramanımızın; tekstil alanında çalışan Elif (21 Aralık 1978) ve Esra (23 Eylül 1972).
 
Demirel’in hayatı torna tesviye işleriyle epey yüklü. İlk dükkanında Metin abisiyle birlikteymiş. Topkapı’da Güven Sanayi Sitesi’ndeymiş bu atölye. Yetmişli yıllardan doksan ortalarına kadar ikili burada çalışmış birlikte. 1995’de ise yollar ayrılmış. Nurettin Baba bu kez Emin Usta ile Güngören’de yine torna işleri yapan bir atölye açmış. Bu ortaklık da 1998 senesine kadar devam etmiş.
 
1998 – 2010 arasını emeklilik günleri olarak adlandırabiliriz. Ama oldukça yoğun ve dinamik geçmiş bu günler. Çünkü Nurettin Demirel ailemizin iki değerli üyesiyle, yani bir yanında Turgut Yüksel, bir yanında Salih Danacı ile veteran atletlerin etkinliklerine sürekli katılmış durmuş. Kent içi ve kent dışı yarışlarında yorulmak bilmeden yarışmış hep. Uzun mesafeleri koşarmış sürekli, sağlam bir maratoncuymuş. Özellikle de Avrasya maratonuna düzenli katılırmış.
 
Hayırlı evlat Elif Demirel babasını hiperaktif biri olarak tanımlıyor. Yerinde duramayan, çok çalışkan biri diye. Aile içi ilişkilerini ise mükemmel diye tanımlıyor. Nurettin Baba’nın sesi pek çıkmaz, bağırıp çağırmazmış ama meseleleri soğukkanlılıkla çözümlemesini iyi bilirmiş.
 
Nurettin Baba’nın en sevdiği işler evdeki tamiratlarmış. Elektrik, elektronik, mekanik, marangozluk demeden bozuk gördüğü her şeye el atar, sabırla tamir edermiş. Dahası mutfak işlerinde de süpermiş. Yaptığı yemeklerin eşsiz tadı yiyenlerin damaklarında yapışır kalırmış. Elif Demirel öyle diyor gülümseyerek.
 
İyi de bir sürücüymüş Nurettin Baba. Renault 19’unun direksiyonunu temkinli ama büyük bir özgüvenle çevirirmiş. Hürriyet gazetesi okur, televizyonda spor izlencilerine ve eski kovboy filmlerine göz atarmış. Hayvanları ise aşkların en güzeliyle, yani uzaktan severmiş.
 
Nurettin Baba Fenerbahçe taraftarıymış. Siyasi görüşleri Bülent Ecevit çizgisindeymiş yani sakin bir sosyal demokratmış. Yüzmeyi çok sever ama bu spor, atletizme uygun bir kas yapısı oluşturmadığı için kulaç atmaktan kaçınırmış. Gece hayatı hiç yokmuş, içkiyi ağzına almazmış, tek tük içtiği cigaracılığı ise ağız tiryakiliğinden öte gitmezmiş. Arkadaş canlısıymış ve atletizm nedeniyle de oldukça geniş bir dost çevresi edinmişmiş. Elif Demirel kankalarının Turgut Yüksel, Salih Danacı, M.Ali Danacı, atlet Mustafa Kaşkaya ve Bekir Bey olduğunu söylüyor. 
 
Demirel’in aramızdan ayrılışı mide kanserinden 2010 senesinde. Bir kasık ağrısıyla başlayan rahatsızlığı mutsuz ama kaçınılmaz sona sürüklemiş kendisini.