NİHAT KOÇ

 



 

Silivrikapı’nın koca kafalı tecrübeli  kedileri Nihat Koç abilerini özellikle yetmişlerin başından seksenlerin ortasına kadar farklı formalar ıslattığıÇukurbostan turnuva maçlarından hatırlıyor, Koç’un forvetin her yanında sergilediği  enerjik futbol ve gol yollarındaki becerisiyle takdir ediyorlar.
 
Koç 28 Haziran 1955 Süleymaniye doğumlu. Soyadı aldatmasın, ateş değil su burcu. Ailemizin yengeçlerinden biri.
 
Koç’un yaşamının ilk 22 senesi Kocamustafapaşa’da geçtikten sonra, Seyitömer Mahallesi, YediemirlerÇıkmaz’ına gelmiş ve Elif Apartmanı’nda büyük bir istikrarla sürdürmüş hayatını. İstikrar Koç için anahtar kavramlardan biri olarak gözüküyor. Kirli patili mırnavlar böyle diyor.
 
İbrahim Baba devlet memuruymuş, Nermin Anne ev hanımı. Mithat abisi de Üsküdar ilçesinin Gökspor isimli amatör kulübünde top koşturmuş bir zamanlar.
 
Sururi İlkokulu, Piri Reis Ortaokulu Koç’un ilim irfan gördüğü okullar. İlkinde Recep Tayyip Erdoğan isimli ayaktopuna epey istidatlı bir öğrenciyle aynı sınıfı olmasa da, aynı derslikleri, koridorları paylaşmış, kimbilir belki de karşılıklı futbol oynamış. Ama Koç hayatın dibine yolculuğu erken yaşlarda seçip diploma almadan terk etmiş öğrenimini. Yetmişlerin başı olmalı.
 
Koç hemen çalışmaya koyulmuş. Alan tekstilmiş çünkü Mithat abi de bu işlerle meşgulmüş o günlerde. İş yeri Zeytinburnu’ndaymış. Askerlik günleri gelip çatana kadar burada kazanmış çorba parasını.
 
Koç’un topçuluk yaşantısı Sirkeci’de başlamış. Sene 1972, genç takım forması sırtına yakışmış. 1973-74 mevsimi Altınok’ta, 1974-75 ise Yayla’da.    
 
Askerlik 1975 senesi. Acemilik birliği Erzincan topçu tugayıymış, büyük başkan İskender Keleş işe çıkmışlar birlikte içtimalara, birlikte aynı koğuşlarda uyumuşlar. Usta birliği ise Amasya olmuş. Burada da ağır abilerden Veli Öztürk ile bayağı kıvamlı geyikler yapılmış olmalı.
 
Sivil hayata döndüğünde Koç Yayla’da devam etmiş ayaktopu yaşantısına. 1980-81’de ikinci amatör takımlarından Güzelhisar formasını giymiş ve futbola son demiş. İş hayatının yoruculuğu, aile hayatının sorumluluk yükleyen zorluğu 26 yaşında paydos demesine neden olmuş.
 
Koç bir forvetmiş. İleri ucun üç yerinde de aynı beceriyle oynamış. Sağ ayağı daha iyiymiş, ama kafasını daha çok iş hayatında kullandığı için dönemin ağır, şekilsiz ve sağlıksız meşin toplarına vurmaya biraz sakınırmış. Koç’un ayırıcı özelliği süratiymiş, bir de tekniği. Üstelik de gol şansı büyükmüş. Bugün gülerek, Top beni nasılsa bulur, çarparak bile olsa ağlarla kucaklaşırdı, diye anlatıyor o eski günleri. Sarı ve kırmızı kartlara da küskünmüş. Sadece bir keresinde, bir Yayla maçında, olur olmaz her pozisyona ofsayt çalan yan hakeme, Yeter ulan, diye diklenince topçu yaşantısının tek sarı kartını görmüş.
 
Seksenlerin başında deri işine girmiş Koç. Zeytinburnu’ndaymış iş yeri. Ham deri mamul hale gelene kadar süren aşamaların, yani mezbahadan Rusların sırtına geçene kadarki sürecin denetmeniymiş. 1995 emeklilik yılı. Ama Çelikoğlu Dericilik bu istikrarlı ve çalışkan emekçisini yitirmemek için kendisine ısrar etmiş ve Koç’un çalışma hayatı aynı çatı altında 2007’e kadar sürmüş.
 
Hala aynı diriliğini koruyan Koç bu kez 2007 sonrası, yay makinaları ithal eden, İkitelli’deki TeknoserMakine’yasunmuş emeğini. 2012’deyse kırk yılı aşkın çalışma hayatına son vermiş.
 
Koç’un Sevgi Hanım ile dünya evine girişi 21 Temmuz 1980 tarihinde. Çiftin üç çocuğu olmuş. Punto Yayınları’nın muhasebe bölümünde çalışan Elif 1981 doğumlu;Fındıkzade’deki Yeditepe Hukuk Bürosu’nda yönetici asistanı olarak çalışan Duygu 1984; Aydın Üniversitesi, halkla ilişkiler ve tanıtım bölümünde okuyan Oğuzhan 1994 doğumlu.  
 
Koç kendisini, ‘’arkadaş canlısı, güler yüzlü, saman alevi gibi zaman zaman parlasa da asla kin tutmayan, insancıl biri’’ olarak tanımlıyor. Ehliyetini 1977 senesinde almış ama şu anda araba kullanmıyor, hobileri halı sahada top oynamak, maç izlemek, yürüyüş yapmak.
 
Koç kulağına hoş gelen her tınıya açık, bilgisayar kullanıyor, internette dolaşıyor, televizyonda genelde film ve spor izlencelerine bakınıyor, Sözcü okuru. Siyasi görüşlerini ise ‘babadan kalma sosyal demokrat’ diye özetliyor.
 
Koç’un Davutpaşa 1926 ailesiyle ilişkisi yetmişli yılların başlarında başlamış ve öylece devam etmiş. Belki takımımızın formasını ıslatmamış ama sayısız yazlık takımda, turnuva maçlarında Çukurbostan’a terini akıtmış. Dahası askerlik günlerinde İskender Keleş ve Veli Öztürk ile olan yakın arkadaşlıklar kahverengi kavuniçi renklere sevgisini koyulaştırmış.
 
Başkan Keleş ve Öztürk dışında Davutpaşa ailesinde en yakın arkadaşlıkları Serdar Niğbolu, Muhittin Boşat ve Necati Savuran ile.  Maçlarımıza düzenli geliyor ve geleceğimizi parlak görüyor.
 
Koç’un parlak görmediği ise ülkemizin  siyasal ve ekonomik vaziyetleri. Ama bu konuda pek konuşmak istemiyor, suratını asıp susmakla yetiniyor.