MUHİTTİN ÇİÇEK



 

                                                





Kızıl Elma’daki Çiçek Fırın’ın leziz ekmek ve kurabiyelerinden tadan Fındıkzade sakinleri yakından tanıyor ve seviyor bu  güleryüzlü, iyicil kişilikli Karadenizli delikanlıyı; Muhittin Çiçek’i. Hem de çok seviyor. Aynen Davutpaşa’yı candan seven Alipaşa kedileri gibi.
 
İşte, çok sevilen bu Muhittin Çiçek oldukça anlamlı bir günde geldi dünyaya. Altı Ekim’di bu gün, İstanbul’un kurtuluşuydu. Yıllardan 1970’di. Yer Beykoz’du.
 
Bu bağlamda Çiçek, takımımızın savunmasında altmışlı yıllarda kaya sertliğinde bir işlev gören Oktay Mat ile benzeşiyor. İkili aynı gün pastalarının mumlarını üflediler, kremalı, çilekli ya da çukulatalı dilimleri mideye hüplettiler;dostların ve yakınların eşliğinde, alkışları arasında. Ama birbirlerinden haberleri yoktu ne yazık ki. Ayrıca Muhittin Çiçek’in Oktay abisi gibi İtalyan pabuçları, ecnebi gözlükleri olmadı, yabancı ülkelere de uzun gemi yolculuklarına çıkmadı.
 
Muhittin Çiçek küçük yaşlarda Beykoz’dan Fındıkzade yöresine geldi. Çapa İlköğretim Okulu, Eyüp İmam Hatip Lisesi’nde eğitim aldı, alfabeyi söktü, temel bilgilerini edindi. 1984 yılında ailesiyle gittiği bir piknikte ise hayatının seyrini değiştirecek bir olay yaşadı.
 
Talat abisi bu delişmen genci toputeperken gördüğünde çok beğendi. Arkadaşı Erdoğan Aslan Kasımpaşa kulübünün başkanıydı. Böylece Talat abi elinden tuttuğu genç Muhittin’i lacivert beyazlı kulübün kapısından içeri soktu. Genç Muhittin kulüp binasından içeri girdiğinde ilkin çok mutlu oldu. Duvarda gördüğü bir yazıyı okumuştu çünkü.  Temizlik imandan gelir, diyordu birinci satır. Ama ikinci satırı okuduğunda bu mutluluk şaşkınlığa dönüşecekti. Hasımlarınızı temizleyin, diyordu çünkü.
 
Çiçek Kasımpaşa’da başladı top koşturmaya, burada lisansını çıkardı. Tophane Tayfun’da bir yıl oynadıktan sonra 1992-93 mevsiminde Davutpaşa’ya transfer oldu.
             
Semtten arkadaşı Taner tuttu bu kez elinden. Yayla’da oynuyordu Taner, Davutpaşa’nın kardeş kulübüydü. 1992 yazında Davut Kılıç ile tanışmaya kahveye geldiler birlikte. Ve orada anlaştılar, el sıkıştılar.
 
Muhittin Çiçek’in ayağı uğurlu geldi kulübe. O yılı ikinci amatör kümede ikinci olduk ve birinci amatöre yükseldik.  Antrenör futbolcu Kemal Açmaz’ın yönetimindeydik o mevsim. Ama kaleci Muharrem Önen’le anlaşmazlığa giren Açmaz çareyi kaçmakta buldu ligler bitmeden. Davut Kılıç ve Sıtkı Özcan ikilisi çalıştırmıştı sonrasında.
 
Muhittin o yıldan kaleci Muharrem ve yedeği Tufan, sağaçık Taner, stoper Tarık, libero Ufuk, santrfor K.Tarık vesolbek Selçuk’u anımsıyor.
 
Davut Kılıç Çiçek’in oyun biçemini efsane Rensenbrik’e benzetiyor, hatta Süha Kartallıoğlu’na. Uzun bacaklı, teknik, süratli, iyi topa vuran biri genç oyuncu Muhittin. Sol kanatın tozunu attıran, röveşatalara kalkıp karşıt kalecileri ürküten bir solaçık. Gol şansı da yüksek bir solaçık üstelik.
                 
1994-95 senelerinde Muhittin Çiçek’i askerlik hizmetini yaparken buluyoruz. Acemi birliği Samsun, usta birliği Ardahan.
 
Dönüşte yeniden aramıza katılıyor Muhittin Çiçek. 1998 yılında ise futbolu bırakıyor. Fırın işletmeye başlıyor. Ticari faaliyetlere de girişiyor. Yanında kıral arkadaşı Taner.
 
2009 yılında kuruyor ailesini. Bir Rizeli için geç ama olsun. 2010 yılında kızı dünyaya geliyor. Bir çocuk bir Rizeli için çok az ama daha genç, gerisi gelir umuyorum.
 
Cigara ve içki gibi alışkanlıkları yok Çiçek’in. Rize’nin Çamlıkhemşin beldesi baba yurdu, çok seviyor yurdunu.En sevdiği yemek patates kızartması, bol limonlu salata ve Hemşin mıhlaması.