HÜLYA AZAMAK

Fındıkzade’nin çilekeş kedileri altyapılarımızın iki sağlam topçusu Muhammet Efe ve Muhsin Mert’in kavuniçi-kahverengi renklere yıllarca hizmet etmesini, bu iki değerli gencin de aynen Bediz Baysal, Babür Bentürk, Necati Balaban ve Zeki Tüzalgan abileri gibi Davutpaşa 1926’nın unutulmazları arasında yer almasını çok istiyorlar. Fındıkzade’nin çilekeş ve emekçi kedileri bu nedenle bu iki gencimizi yetiştiren Hülya Azamak anneye de büyük saygı ve sevgi besliyorlar.

 

Hülya Azamak Alamancı bir ailenin kızı. 12 Ekim 1972 Berlin doğumlu. 2017 Aralık ayında kaybettiğimiz Rizeli Fevzi Baba altmışların ikinci yarısında gitmiş Almanya’ya, Berlin’e yerleşmiş. 20 yıla yakın bir Almanya serüveni olmuş. Münevver Anne ise hayatta, Rize’nin Pazar ilçesinde yaşıyor şimdilerde, çay toplayarak sağlıklı bir yaşam sürdürüyor. Hülya Azamak’ın biri yaşça kendisinden büyük, biri de küçük iki erkek kardeşi var.

 

Hülya Azamak 12 sene Berlin’de yaşamış, ilkokulu orada bitirmiş (Weding Grundschulle).  Çocukluk günlerini büyük bir mutlulukla hatırlıyor. Prinz Eugen Strasse’de geçen yıllar dostluk, dayanışma içindeymiş bu Türk mahallesinde.

 

Ama 1984’te aile yurda dönüş yapıp da Hülya Azamak Bahçelievler Ortaokulu’na başladığında hava biraz bulutlanmış. Çünkü Azamak uyum sorunu çekmiş. Bu nedenle öğrenimi bırakmış, biçki-dikiş ve çiçekçilik kurslarına giderek hayata hazırlanmayı, beceriler kazanmayı seçmiş.

Serbest meslek sahibi Mustafa Azamak ile hayatın birleşmesi 1995 senesinde. Çiftin üç çocuğu var: Beyza Nur (1996), Muhammet Efe (2003), Muhsin Mert (2005).

 

Hülya Azamak’ın kavuniçi-kahverengi renklerle tanışması elbette iki afacan oğlu aracılığıyla. Yetenekli gençler Emre Dalgıç hocalarının karşısında çıkıp da beğenilince Hülya Anne de futbol dünyasına karışmış böylece.

 

Hülya Azamak Davutpaşa 1926 kulübünü seviyor, altyapı maçlarıyla ilgili de hep olumlu şeyler söylüyor ama federasyonun düşüncesizce, duyarsızca gençlerin maçlarını sabahın köründe oynatmasına çok bozuluyor. Zaten çocuklar hep erken kalkıyor, hiç değilse sabahın beşinde, altısında kalkmasalar hafta sonlarında diye haklı olarak şikayet ediyor.

 

Muhsin Mert ve Efe’nin geleceğiyle ilgili sorulan sorulara ise, Bunu kendileri bilir, onlar yarınlarıyla ilgili konularda kendileri karar verecekler, diye yanıt veriyor. Ben çocuklarımın başarılı ve saygılı bireyler olmalarını istiyorum sadece, diye ekliyor.

 

Hülya Azamak kendini sessiz, sakin, hiç parlamayan, yalanı sevmeyen, çalışkan biri olarak tanımlıyor, sinema sanatını sevse de filmleri televizyondan seyrediyor, hayvanları ise onlara dokunamadığı için aşkların en güzeliyle yani uzaktan seviyor. Müzikte tercihi ise arabesk, Orhan Gencebay ve Cengiz Kurtoğlu en sevdikleri.

 

Hülya Azamak anababa memleketi Rize’yi çok güzel ve yaşanası buluyor ama yolculuk etmekte zorlandığı için sık sık gidemiyor bu güzel Karadeniz iline ama ne yazık ki Türkiye ekonomisi için aynı güzel şeyleri söyleyemiyor, zor günler yaşadığımızın altını çiziyor.