HAYDAR ERYENTÜR




Davutpaşa 1926 tarihine baktığımızda, içinden en çok yıldız çıkan kadronun 1967-68 yılındaki armada olduğunu görüyoruz. Türk futbol tarihinin en büyük yıldızlarından Alpaslan Eratlı, gururumuz Dev Kaleci Bediz Baysal, sol kanadın öfkeli ismi Selçuk Toker, Belçika temsilcimiz Ahmet Mıcık, Karagümrük efsanesi Zihni Aydın, röveşatalarıyla kutuplara bile nam salmış Rafet Vural, soluna uzanan bütün topları zahmetsizce toplamış olan Zeki Tüzalgan ve Turgut Yüksel, Hasan Bilgütay İbrahim Akan, Savaş Vardoğan ve bir dolu yiğidin daha tıka basa doldurduğu bu gençler. Haydar Eryentür işte bu takımın başındaki isimdi, çalıştırıcımızdı.
 
Eryentür eski bir futbolcuydu, ellili yıllarda Karagümrük forması giymişti. Bizden sonra 1968-69 mevsiminde, İbrahim Ekmekçi, Ender Dündar ve Ata gibi yıldızlara sahip Karagümrük’ü çalıştırmış. Kırmızı siyahlılar mevsim sonunda uzak ara ikinci ligden üçüncü lige düşmüştü. Eryentür’ün izini kaybediyor Alipaşa ve Esekapı kedileri!
 
Dev Kaleci Bediz Baysal eski çalıştırıcısı Eryentür’ü şöyle hatırlıyor. ‘’Haydar Abi aslında voleybol antrenörüydü. Fatih İtfaiyesinde çalışırdı, memur kadrosundaydı. İtfaiyecilere antrenman yaptırmak, onları diri tutmak için kadroya alınmıştı.
 
Haydar Abiyle Sümerspor sahasında çalışırdık. Yaptırdığı antrenmanlar aslında bugünkü idman teknikleriyle karşılaştırıldığında oldukça ilkeldi kuşkusuz. Ama dönemin çoğu çalıştırıcısı Haydar Abiden farksızdı. Yani ilkin ısınma hareketleriyle başlar. Sonra sahanın çevresini 8-10 kere dönerdik. Daha sonra forvetlere şut çektirerek kaleciler çalışırdı.
 
Oysa Müsellim Kesse geldiğinde, daha taktiksel çalışmalar yapmaya başlamıştık. Oyuncular sahada dizilir, karşı kaleye nasıl gidilecek, nasıl paylaşılacak, kim nerede, nasıl pozisyon alacak; bunlar öğretilirdi.
 
Haydar Abi iyi bir insandı. Bizlerle sıcak ilişkiler kurmayı severdi. Şakacı biriydi. Fatihli olduğu için takımda semtinde oturan Rafet ve Remzi Karaok ile arası daha da sıcaktı.’’
 
Ailemizin öfkeli abisi Selçuk Toker ise şöyle hatırlıyor Haydar Eryentür’ü. ‘’Haydar Eryentür’ü bizim takımın başına Müfit Değer getirmişti. Galiba ona da tavsiye eden Behçet Gördüğüm’dü. Başkan ile hoca oldukça iyi bir iletişim içindeydi tabi.
 
Haydar Hoca oyuncuları özellikle deplasmanlarda çok sıkardı. Sanki Barcelona takımı oyuncularıydık. Gözü sürekli üzerimizdeydi.
 
Sevmediğim bir yanı yönetime yakın olan oyuncuları kollaması, yakın olmayanları ezmesiydi. Bir başka olumsuz yanı da idman teknikleriydi. Sümerspor sahasının çevresinde beygir gibi koştururdu anlamsızca hepimizi.
 
O mevsimden aklımdan kalanlardan biri, soğuk havalarda idman yaptığımız Vefa Stadı’nın karşısında, antrenman sonrası yoğurt yediğimiz dükkan. Bu çok güzeldi.
 
Bir de Çorum maçı aklımda kalmış. Haydar Abinin kurduğu takıma itiraz etmiş, Rafet ile birlikte, yedek kalan Zihni’yi zorla onbire aldırmıştık!
 
Haydar Abinin taktik anlayışı yoktu. Oyunculara neler yapacağını söylemez, saha kenarından oyuna müdahale etmezdi. Bir anlamda, Saldım çayıra, mevlam kayıraydı.
 
1967-68 benim için biraz inişli çıkışlı bir yıl olmuş, son üç maça hocaya ve yönetime kızdığım için gelmemiştim!’’