ENGİN VEREL

 









15 Eylül 1956 tarihinde dünyaya gelen Engin Verel’in bugün yaşı ellinin üstündeki, kavuniçi kahverengi renklere gönül bağlamış Alipaşa semti sakinleri arasında bir efsane olduğunu söylemek abartılı olmaz sanırım. Davutpaşalıların Verel’i bu kadar çok sevmelerinin altında üç neden yatıyor bence.  
 
Birincisi kuşkusuz Verel’in Davutpaşa tarihinin yetiştirmiş olduğu en iyi topçu olması. Alpaslan Eratlı’nın kendini Cerrahpaşalı olarak duyumsadığını, Hüseyin Çakıroğlu’nun gencecik yaşta kansere kurban gittiğini, Rafet Vural’ın farklı nedenlerle topa gerektiği kadar yoğunlaşamadığını, Muharrem Önen’in huysuzlukları yüzünden tırmanabileceği yerlere tırmanamadığını, Necati Balaban’ın grafikerlik ve reklamcılık işlerine gömüldüğünü göz önünde bulunduralım ve namuslu ve hukuka saygılı Ahmet Necdet Sezer’in hakkını Sezer’e, Verel’in hakkını da Verel’e sunalım öncelikle. Engin Davutpaşa’nın çıkardığı, Davutpaşalı diyebileceğimiz hem ulusal, hem de uluslararası başarılara imzasını atmış mükemmel bir topçuydu yetmişli ve seksenli yıllarda.
 
Nedenlerden ikincisi Alipaşa ahalisinin hala unutmadığı bir karşılaşma. 1972-73 mevsiminin son maçı bu, üçüncü ligdeyiz o günlerde. Şeref Stadı’nda, kırk derece sıcaklıkta yaptığımız ölüm kalım maçımız. Rakip İzmir Demirspor, yenen kurtuluyor, üçüncü ligde kalıyor; yenilen  ise amatör kümenin yolunu tutuyor. Engin Verel’in şahane golü Davutpaşa’yı ligde bırakıyor, Alipaşa semti davul zurna havalarıyla inliyor gecenin geç saatlerine kadar. Kadınlı erkek cemaat kutluyor bu mutlu olayı. Can Özyedierler böyle anlatıyor.
 
Üçüncü neden ise ekonomik. Engin Verel birçok Davutpaşalı topçunun aksine, kulüpten ayrılırken kasamıza büyük para kazandırmış biri. Verel 1973 yazında Galatasaray’ın yolunu tutuyor ve Davutpaşa bu transferden oldukça karlı çıkıyor.
 
Gelelim bu Davutpaşa efsanesinin ayaktopu öyküsüne. Davutpaşa gençte 1970 yılında başlıyor Engin, gelişmiş kas yapısı, top tekniği ve atletik özellikleriyle hemen göze giriyor; genç takımın ası oluyor. Rıdvan Şumlulu bu evladını A takımına teslim ediyor 1971-72 mevsiminde. Verel’in başarılı oyunu 1972-73 mevsiminde kendisini A takımının aslarından biri yapacaktır.
 
Verel 1973-75 arası Galatasaray’da forma ıslatıyor. Ama papaz her zaman pilav yemeyeceği için, 1970-73 arasında art arda üç şampiyonluk koparan sarı kırmızılılar teklemeye başlıyorlar Verel’in ayağının camiaya değmesiyle. İlk yıl 15, ikinci yıl 27 maç oynuyor genç oyuncu. İkincisinde iki de gol atıyor. Verel yıldız olmuştur daha 19 yaşında.
 
Ama gözü sarı lacivert formadadır Engin’in ve onu 1975 yazında Fenerbahçe’de görüyoruz. 1979 yılına kadar sürecek bu dört yıl boyunca Verel şahane mücadele ediyor. Toplam 15 golü karşıt filelere gönderiyor. Taraftarların gözbebeği oluyor.  
 
1979 yılı faşizmin yükseldiği yıllar ülkemizde, derin devletin aynı silahla hem sağ hem de sol militanlara cinayet işlettiği yıllar. Katliam ve cinayetlerin ardı arkası kesilmediği zor yıllar. Verel bu kaostan o yıllarda hem Almanya, hem de Avrupa’da fırtına gibi esen Hertha Berlin’in yolunu tutarak kurtuluyor. Gavuristan’a giden ilk topçularımızdan yani. Bir öncü. Bundesliga’da belki çok fazla şans bulamıyor ama diri fiziği ve yeteneklerinin yardımıyla bir yıl sonra onu Avrupa şampiyonluklarıyla yurdumuzda bile taraftar edinmiş efsane Anderlecht kulübünde izliyoruz.  Ama 1980-81 mevsimi bu kuzey Avrupa takımında epey sönük geçiyor.
 
Yine de yaşanan bu iki yıllık Avrupa deneyimi Verel’e çok şey kazandırmış olacak ki 1981-82 mevsiminde Fransa’nın Lilles ekibinde şaha kalkıyor başarılı topçu. Oynadığı 31 maçta 13 gol sallıyor, hayatının futbolunu oynuyor, senenin en iyi yabancı ayaktopçusu seçiliyor. 1982-83 mevsimi de aynı parlaklıkta olmasa da iyi geçiyor Verel için.
 
1974-82 arasında Verel toplam 26 kez A milli formayı giyiyor. Futbol yaşantısının  en başarılı yılları bunlar. Ama genç ulusal takımda toplam 2, ümit millilerde 1 gol atmasına karşın, A milli olarak perdeyi siftahsız kapaması ilginç.   
 
Sene 1983. Geldik Özal dönemine, göstermelik demokrasi ortamının yeniden kör topal oluşmasına. Verel Fenerbahçe’ye dönüyor. Ama 1983-86 arası oynadığı maçların pek şanlı olmadığını söylemek zorundayım. Üç sene boyunca oynanan topu topu 40 lig maçı, toplam bir gol. Belki sakatlıklar  belini büküyor, belki de bıkkınlık. Bilmiyorum. Bırakıyor 1986 yılında. Yaş 30.
 
Jübile 1987 yazında, Rizespor ile yapılan veda maçında. Onur Kayador da aynı maçta elveda diyor sarı lacivertli taraftarlara.