ALİOU MOHAMADOU


Davutpaşa 1926’ya 2015-16 mevsimi boyunca büyük renk katacak olan hem yetenekli, hem de sevimli file bekçisi Aliou Mohamadou kavuniçi kahverenkli camiada şimdiden kendini sevdirmiş, kabul ettirmiş durumda. Cefakar Alipaşa kedileri yeni kalecimize ‘’İskender Keleş’in bir numaralı manevi oğlu’’ diye sesleniyorlar.
 
Aliou Mohamadou ya da Fındıkzade kedilerinin söyleyişiyle Muhammet Ali, Kamerunlu. Maroua kentinde 11 Eylül 1992 doğmuş. İkiz kulelerin yıkılışını dünya gözyaşlarıyla anarken, doğum gününü kutlaması Alpaslan Eratlı abisini anımsatıyor biraz (10 Kasım 1948 doğumlu Eratlı, pek neşeli bir gün sayılmaz o da!).
 
Muhammet Ali alçakgönüllü bir aileden geliyor. Beş erkek, beş de kız kardeşi var. Aile koşulları ona ortaokulu bitirdiğinde hayatını kazanmasını gerektirmiş.
 
Futbolla tanışması ise oldukça sıradan. Mahallede, sokak aralarında top koşturuyormuş ilkin. Sonra Sahel de Moroa isimli Kamerun’un güçlü ve şampiyon takımının altyapı seçmelerine katılmış ve beğenilmiş. Lisansını aldığında yaşı 11’miş. 18’ine kadar bu takımda file bekçiliği yapmış.
 
2011 senesi Ali için bir dönemeci imliyor. Çünkü rotayı Orta Afrika ülkelerinden Gabon’a çevirmiş. Transfer olduğu şampiyon kulübün adı UGB (Union Sportive de Bitom). İki yıl da burada geçmiş, sağa sola plonjonlarla, degajlarla.
 
2013 yazında Muhammet’i gözümüzün bebeği Gavur İzmir’imizde bizimle aynı havayı solurken görüyoruz. Reha Kapsal izlemiş, beğenmiş kendisini, kırmızı yeşilli kadroya dahil etmek istemiş. Ama yabancı kontenjanı çıkmış karşısına genç kalecinin, buna takılmış. Kötü kader diyelim. İzmir kulübünde birkaç ay antrenmanlara çıkmış, ama sonunda kös kös İstanbul için otobüs bileti almak zorunda kalmış. Muhammet Ali artık bizim aramızda, yani yaşlı, yorgun ve çürümüş Konstantinopolis kentinde!
 
2014-15 mevsiminde Muhammet Ali BAL liginin çetin cevizlerinden Çıksalın kalesini devralıyor. Mevsim boyu iyi maçlar çıkarıyor, takımıyla iyi bir uyum yakalıyor. Üst sıralarda bitiriyor ligi Çıksalın.
 
Muhammet 1.88 boyunda. İyi refleksleri olduğunu söylüyor. Korkusuz bir kaleciymiş, topu oyuna sokuşu ve oyunu okuyuşunun gelişkinliğiyle övünüyor gülümseyerek.
 
Muhammet’in amacı ilkin geldiği ve ortamını çok sevgi dolu bulduğu Davutpaşa ailesine faydalı olmak, burada iyi sonuçlara imza atmak. Sonra ise futbolunu profesyonel mecraya taşıyarak, hayatını düzgün biçimde kazanmak.
 
Beğendiği kaleciler arasında Samsunspor ve İstanbulspor formalarını giyen Kamerunlu Alioum Boukar ve Chelsea’de oynayan Belçikalı Courtois’yı sayıyor.
 
Muhammet Ali futboldan başka sporla uğraşmıyor, müzik onun için hiç önem taşımıyor, ama edebiyatı seviyor.
 
Muhammet Ali televizyon seyretmiyor. Hayvanları sevdiğini söylüyor, özellikle de kedileri. Afrika’nın yığınla ülkesine yolculuklar yapmış, sayısız ülke gezmiş ama Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarında gördüğü bildiği tek ülke Türkiye.  
 
Davutpaşa ailesinde, manevi babası sevgili başkanımız dışında, Muhittin Boşat hocamızı çok seviyor. Tabi generalimiz Davut Kılıç’ı da. Zaten kulübe geldiğinde birlikte namaz kılıyorlar Paşa ile. Unutmadan söyleyeyim çok dindar biri Muhammet Ali. Gündelik yaşamının önemli bir kısmını ibadet ederek geçiriyor.
 
Muhammet Ali bekar ama çok sevdiği bir kız arkadaşı var. Kız Gabonlu. Mevsim bitiminde manevi babası İskender Keleş’in katkısıyla dünya evine girmeyi düşlüyor. Ben hayırseverlerin en irilerinden Vedat Arda’nın da elinden gelen iyiliği esirgemeyeceğinden eminim Muhammet’ten!