AHMET HAMDİ SAYAR




Ahmet Hamdi Sayar ismi, günümüz Esekapı ve Fındıkzade tıfıl kedileri için pek bir şey çağrıştırmasa da, hatta büyük golcü Babür Bentürk abimiz dışında tüm Davutpaşa 1926 ailesi için bile esrarengiz bir ad olsa da; Avukat Sayar ellili, altmışlı ve yetmişli yıllarda Alipaşa semtinde efsaneleşmiş biriydi. Hem bir süre İsmet İnönü’nün avukatlığını, hem de İstanbul Barosu genel sekreterliği görevini üstlenen saygın hukuk adamı, kulübümüzün en karanlık günlerinde, 1961-63 yılları arasında, çökmüş, enkaza dönüşmüş camiaya sahip çıkıp başkanlık yapmıştı.
 
AHS, 25 Aralık 1924 günü Tekirdağ’da doğdu. Yenibey Mustafa Dede, Tekirdağ Malkara eşrafındandı, Halime Nine ev hanımı. Emrullah Sıtkı Baba bankacıydı, Osmanlı Bankası’nda yıllarca çalışmıştı. Şerife Anne ise ev hanımıydı.
 
AHS’ın çocukluk yılları Tekirdağ Süleymanpaşa ilçesinde, Turgut Mahallesinde geçti. İlköğrenimini Tekirdağ, Namık Kemal İlkokulu’nda gördü. Küçük AHS’ın ortaokul dönemi geldiğinde, aile İstanbul’a yerleşti, sene 1936; Beşiktaş, Serencebey yokuşuna.
 
AHS bu dönemde başladığı Kabataş Lisesini 1943yılında bitirdi.
 
1943 yılında Ahmet Hamdi’nin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydını yaptırınca Sayar ailesi Beşiktaş’tan Esekapı’ya taşındı.
 
AHS yükseköğrenimini, 1943 yılında başladığı, 1947 yılında diplomasını aldığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yaptı.
 
AHS’ın avukatlık staj yılları 1947-48 yılları arasında oldu; 1948 aynı zamanda İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olarak ruhsatname almasını imliyor. AHS’ın avukatlık faaliyeti 1948-1998 yılları arasında sürdü; dolu dolutam elli sene.
 
AHS’ınEsekapı ikameti 1965’te bitti. Aile Etyemez’e geçmişti artık. On iki yıl burada yaşandı. 1977’de ise son bir yer değiştirme görüldü. AHS,Erenköy, Suadiye sahilindeki Kantarcı Mahallesinde, Nihat Kızıltan Sokak, Taç apartmanına taşınmıştı.   
 
AHS’ın dünya evine girişi 1957 yılında Mükerrem Hanım ile oldu. Bu birliktelikten 1958 yılında dünyaya gelen Mustafa şu anda İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Eski Çağ Tarihi Anabilim Dalında deneyimli bir profesör. Yaşamının önemli bir kısmı Köln ve Viyana üniversitelerinde kendini bilime adamış bir bilge. 1965 doğumlu Ayşegül ise 14 yıllık bir avukatlık deneyimi sonrası noterlik yapmakta.
 
AHS avukatlığı boyunca genelde Tekirdağ kökenli hemşerileriyle ilişkili davalar üstlendi. Uzmanlık alanı arazi davalarıydı.
 
AHS balıkçılığa meraklıydı, Samatya’da boş zamanlarında balık tutup, iş gerginliğinden uzaklaşırdı. Ve çok büyük kitap kurduydu. Hem mesleki, hem de yazınsal betiklerle tıka basa yüklüydü kütüphanesi. Bu devasa kitaplık, Küçük Mustafa’ya da ilim irfan yolunda, ışık tutmuş olmalıydı. AHS özellikle şiir tutkunuydu.
 
Marmara adası AHS ve ailesinin yazları uğrak yeriydi. Küçük Mustafa’nın üç yaşında kulaç atmayı öğrendiği yer de burasıydı. AHS’ınkankaları arasında, henüz Kabataş Lisesi’nde arkadaş olduğu iki avukatı sayayım öncelikle: Aydın Kazancı ve Ali MufahharHatusil. Bir de arkeoloji bölümü mezunu olmakla birlikte, ellili ve altmışlı yıllarda Türkiye’de komedyen olarak büyük ün yapan Celal Şahin vardı.
 
AHS nerdeyse bütün eski kuşak Davutpaşa 1926 ailesi üyeleri gibi Türk Sanat Müziği aşığıydı. Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Behiye Aksoy ve Münir Nurettin Selçuk gibi sanatçıları dinlerken kendinden geçerdi. Türkiye’nin ilk beyin cerrahlarından olan Dr. Hami Dilek’in Suadiye’deki evinin bahçesinde, yakınlardaki Lalezar Gazinosundan gelen Zeki Müren ve Behiye Aksoy dinletileri eski başkanımızın içini gece vakti huzur ve neşeyle doldururdu.
 
Sayar ailesi müziğe çok yakındı zaten; Şerife Nine de eline udunu alır sık sık  kulağının pasını silkelerdi aile üyelerinin. Uzun uzun söyleşiler ve birlikte yapılan fasıllar izlerdi Şerife Ninenin ud taksimlerini. Mutlu günlerdi.
 
AHS çok disiplinli bir avukattı, sosyal biriydi. Çok zeki olduğu için, her yeri geldiğinde, taşı yerine oturtmakta mahirdi. Espirileri, hicivleriyle nam salmıştı çevresinde.
 
AHS İsmet İnönü’nün avukatlığını yıllarca yaptı. Siyasal görüşleri de İsmet Paşa doğrultusunda, ortanın solundaydı.
 
Gelelim AHS’ınDavutpaşa 1926 ile olan ilişkisine. AHS sporu seven biriydi. Gençliğinde Tekirdağ’ın amatör kulüplerinde top koşturmuşluğu vardı. 1959 yılında Ömer İpek otuz yıldır sürdürdüğü başkanlığı bırakıp da kulübümüzde bir başkanlık krizi oluştuğunda, Esekapı semtinde, gelen ricaları kıramamış ve kabul etmişti başkan olmayı. 1961-63 yılları arasında, sahipsiz kalan, büyük maddi zorluklar yaşayan kulübümüze elinden geldiğince yararlık göstermişti, onca iş yoğunluğu arasında. Yönetim kurulundaki arkadaşları ise Müfit Değer, Ömer İpek, Osman Işık, Behçet Gördüğüm, Kemal Başarır ve NihatSırdar’dı.
 
AHS’ın meslek hayatını gölgeleyen, yaşamını sonlandıran süreci başlatan rahatsızlığa tıpta Meningeom adı veriliyor. Bunu iyi huylu, beyin zarı tümörü diye Türkçeleştirebiliriz. 1986 yılında beliren ve evre evreAHS’ı ölüme götüren bu kütle, saygın avukatı beş kez neşter altına yatmaya zorlamıştı. Ta ki 2005 senesinde 81 yaşında kirli ve günahlarla dolu gezegenimize elveda diyene kadar!