ABDÜL KINAY




‘’Abdül Kınay mert bir sporcu ve idareci olarak uzun seneler Davutpaşa’ya hizmet etmiş, Başkan Müfit Değer zamanında kulübün ikinci başkanlığını yapmış; 1972 yılında Değer başkanlığı Nejat Ayberk’e teslim edince de sadık bir taraftarımız olmuştur.
 
Emektar başkanlarımızdan Ömer İpek’in de damadı olan Abdül Kınay kulübe bağlı olanların en başında yer alır, hiçbir maçımızı kaçırmaz.’’
 
Bu satırlar Albay Mahir Yağızer’in ve 1963 senesinde yönetimi devralan ve kulübe çağdaş bir görünüm kazandıran Müfit Değer’in sağ kolu özelliğiyle Davutpaşa ailesinin büyük sevgisini kazanan Abdül Kınay için.
 
Şimdi de tarihimizin en yetenekli sol kanat oyuncusu Selçuk Toker abimiz alsın mikrofonu ve anlatsın Abdül Kınay’ı. ‘’İlkin yönetim kurulu üyesi ve ikinci başkanımız olan Abdül Kınay’ın bu özelliklerini bir tarafa bırakıp, insani yönünü anlatmakla başlayayım. Abdül Abi çok iyi bir insandı. Kayınpederi olan Ömer İpek’in dükkanında çalışırdı. Yeri Mahmutpaşa’daydı. Mısır Çarşısı’na yakındı. Müfit Başkan’ın dükkanı ise Kapalıçarşı’nın oralardaydı. Ben dükkanda genellikle tek başına görürdüm Abdül Abiyi. Floş ve ipek satarlardı.
 
Ömer İpek dükkana nadir uğrardı. Görme sorunu başlamıştı altmışlı yıllarda. Başkanlığı bu nedenle Müfit Değer’e bırakmış olmalıydı. Ama damadıyla hala maçlara gelirdi. Abdül abi anına oturur, sahada olan biteni canlı canlı anlatırdı kayınpederine.  
 
Abdül abi semtte çok sayılır ve sevilirdi. Sporla yakından ilgilenen, dahası futboldan anlayan, Müfit Başkana transfer edilmesi gereken oyuncular konusunda bilgi veren, liglerdeki iyi futbolculardan haberdar eden iyi bir kaynaktı aynı zamanda. Genel Kaptan Adil Özyedierler ile de yakın arkadaşlık içindeydi diye hatırlıyorum.
 
Dükkana sık sık gelenlerden biri Cavit Çağlar’dı. Henüz gençti, takımda da yedekti.
 
Abdül Abi iyi bir yönetici olduğu gibi, çok da başarılı bir esnaftı. Anadolu’dan gelen müşterilerle olan iletişimi mükemmeldi. Sözünü dinleten, istediğini yaptıran biriydi. Otuzlu yıllarda doğmuş olmalıydı.
 
Şakacı ve zekiydi. Halden de anlayan biriydi üstelik. Kadri Aytaç ile de çok iyi bir dostluğu vardı diye anımsıyorum.