ŞÜKRÜ CİHAN
Alipaşa kedileri, Bahri Aybastı’nın başkanlık döneminde, 1987-89 yılları arası formamızı terleten başarılı liberomuz Şükrü Cihan’ı futboluyla olduğu kadar takım arkadaşı gençlere yapmış olduğu şefkat dolu abilikle de hatırlıyor.
Cihan 1 Aralık 1956 Bayrampaşa doğumlu. Yaşamının ilk 40 yılı bu gittikçe büyüyen, İkea, Forum, Praktiker, Carrefour gibi dev markalara ait binalarla, pıtrak gibi biten ve fiyatları bulutlara yükselen yeni ve korumalı konutlarla dolup taşan ilçede geçmiş. Sakarya’da yaşanan yedi yılın ardından da, on yıldır, bir başka gelişen ve şişkolaşan bir ilçede Beylikdüzü’nde nefes alıp veriyor.
Baba Gani serbest meslek erbabıymış, Anne Şehzade ise ev hanımı. Beş kardeşmişler, üçü erkek, ikisi kız. Enver Cihan milli bisikletçi, yetmişli yılların en yaman pedal çevirenlerinden biri hem de. Ailenin gurur kaynağı.
Şükrü Cihan ilkin Sakarya İlkokulu’nu, sonra Bayrampaşa Meslek Lisesi, teknik resim bölümünü bitirmiş. Diplomayı cebine yerleştirmesi 1973 senesi.
Futbola Alibeyköy Adalet’te başlamış, minik takımda. Altı yedi yıl mavi beyaz formayla haşır neşir olduktan sonra birinci amatörün kuvvetli armadası Bayrampaşa’ya gelmiş. Beş sene de burada top koşturmuş. Profesyonellik de bu günlerde.
Askerlik yılları 1976-78 arası. Acemi birliği İzmir, Bornova, usta birliği ise Ankara Cumhurbaşkanlığı Muhafız Gücü. Ankara amatör kümenin bu müthiş takımında iki yıl başarıyla forma giymiş, iki şampiyonluk kupası kaldırmış.
1978 ortalarında terhis olduktan sonra Cihan ayaktopuna devam etmiş elbette. Bayrampaşa, Kırklareli, Mersin İdmanyurdu, yeniden Bayrampaşa derken 1987 yazında Davutpaşa’da karar kılmış. Amatör kümede oynamaya başlayan genç takımımızın liberomevkisine yerleşmiş. İki sene aramızda hem top koşturmuş, hem de kadroyu dolduran genç ve tıfıl oyunculara kılavuzluk yapmış.
Cihan’ın futboldan 1989 yılında uzaklaşması iki dizinden de geçirdiği menisküs ameliyatları sonucunda.
Davut Kılıç eski talebesinin futbol biçemini şöyle anlatıyor. ‘’Şükrü’de sağ ayak da vardı, sol da. Öteki takımlarda orta sahada oynardı ama bizde onu liberomevkisine yerleştirdim ben. Orta sahada oynarken daha çok forvete yakındı. Gol de atardı arada sırada. Ama üstün olan yanı kafa toplarıydı. Bu nedenle savunmada yararlandım kendisinden. Boyu 1.79’du, zamanlaması da iyiydi. Daha çok enerjisiyle mücadele ederdi, ama tekniği de fazlasıyla yeterliydi. İdmanı severdi. Örnek bir profesyoneldi. Arkadaşları arasında birliği, beraberliği yarattığı için çoğu karşılaşmaya kaptan çıkarırdım onu. Suha, Harun ve Sinan ile birlikte takımın abilerinden biriydi. Sertliği asla rakibe olmadığı için hiç sarı ve kırmızı kart gördüğünü hatırlamıyorum.’’
General Kılıç öğrencisinin insani yanlarını ise şöyle betimliyor. ‘’Şükrü pırıl pırıl bir oğlandı. Beyefendi bir çocuktu. Her mevkide oynar, kendisine söylenen herşeyi yerine getirmek için yırtınırdı. Olumlu yanı çok üstündü, yıkıcılıktan eser yoktu kişiliğinde.’’
Cihan’ın iş hayatı 1989 yılında başladı. Kayınpederi turizmciydi. Aksaray’da aile büyüğünün yanına girdi, deneyim kazandı. Yıllar geçtikçe, işlerini büyüttü. 24 yıldır piyasada. Özellikle yurt dışıyla çalışıyor.
Cihan’ın dünya evine girişi ise 1980 senesinde. Nuran hanım ile kurulan birliktelik 33 yıldır mutlulukla yürüyor. Gülşah (1981) ve Dilşah (1990) şirin meyveleri bu evliliğin.
Cihan bugün gazete okumuyor,Fox’un sabah haberlerini izlemeyi yeğliyor. Eskiden sıkı bir solcuymuş. Şimdilerde maç seyretmeyi, denize girmeyi, yüzmeyi seviyor.
Televizyon kanalları arasında Rumeli Tv onun için büyük mana taşıyor. Çünkü Davutaşa ailesinin bir başka Yugoslavya kökenli üyesi o. Kosova memleketi. Müzikte en çok Türk Sanat Müziği tınılarını arıyor kulağı. Adnan Şenses en çok dinlediği ses. Ama memleket havalarını ona anımsatan Gültekinİpekel ve Bahattin Güler’e bir başka hazla kulak veriyor.
Cihan 16-17 yaşlarından beri araba kullanıyor. Çok usta bir şöför. İki binli yıllarda bir ara Romanya ile yurdumuz arasında otobüs şöförü olarak da çalışmış. Şu anki arabası Renault DaciaSanderoStepway.
Kendisini ‘’ağır biriyim, çok düşünür, az söylerim, yeri geldiğinde gerekeni yaparım, öfkeyle kalkıp zararla oturanlardan değilim; sinirli biri sayılırım aslında, ama denetlerim hep kendimi’’ sözcükleriyle tanımlıyor.
Mide röntgeni çekildiğinde içinden içki şişesi çıkan, 28 yaşında jübile yapmaya kalkan, İstanbul’un bütün bekar kızlarının, hatta evli dilberlerinin gözdesi Yusuf Tuna en sevdiği topçu. Alman orta saha oyuncusu Overath’ı da sevgiyle hatırlıyor.
Cihan,sosyal içiciyim, diyor ama cigara tiryakiliği biraz tehlikeli. Günde bir paketi buluyormuş tüttürdüğü. Aile hayatı çok önemli onun için. ‘’Adam gibi babayım, kızlar da babayı sever’’ diyor şirin şirin gülümseyerek.
Cihan bilinçli bir yurttaş, nükleer santrallar ve Hes’ler konusunda çok öfkeli, ateş püskürüyor. Davutpaşa günlerini hatırladığında ise yüz kasları gevşiyor. ‘’Belki parasızdık ama mutluluk içinde oynadık maçlarımızı, ortamımız çok kardeşçe ve insancıldı’’ diye belirtiyor. Harun Merter, SuhaKartallıoğlu ve Davut Kılıç hala görüştüğü camia kişileri.