FERHAN POLAT
Esekapı kedileri 1965-67 yılları arasında, Oktay Mat-İbrahim Akan-Ferhan Polat’tan oluşan hiç değişmeyen haf hattının, Rocky’i bir yumrukta toz duman edebilecek, ringe serebilecek, Herkül gücündeki solhafı Polat’ı nesilden nesile geçen öykülerden tanıyor ve seviyorlar.
Davutpaşa 1926 tutkunları hiç kuşkusuz bu iki yılın önemini çok iyi biliyor. 1965-66 mevsimi, Ali Mortaş yönetiminde Mahalli Ligde ve Yükselme Gurubunda başarılı olup ikinci lige yükseldiğimiz, 1966-67 de tarihimizde ilk kez ikinci ligde oynadığımız seneler. Kadromuzun büyük yeteneklerle tıka basa dolu olduğu, en güçlü rakiplerle başa baş oynadığımız, zorlu mücadeleler verdiğimiz seneler.
Ferhan Polat 1945 İstanbul doğumlu. Altmışlı yılların amatörlerde şampiyonluk tahtına kurulmuş Cankurtaran takımının sağlam stoperiyken, Davutpaşa’ya transfer olmuş ama futbolu erken bırakmış bir yiğit.
Selçuk Toker Cankurtaran’da iki sene bir arada oynadığı yakın arkadaşını şöyle anlatıyor. ‘’Ferhan çok sevdiğim bir arkadaşımdı. Küçük Ayasofya’nın Akbıyık mahallesinde otururdu. Çok kuvvetli biriydi. Öncelikle bunu söylemek istiyorum. Hiç unutmadığım bir anımı hemen aktarayım. Cankurtaran takımı günleri. Ferhan’ın sürekli kullandığı motosiklet ile Anadoluhisarı Sahasına gidiyoruz. Beylerbeyi Sarayının altındaki köprü üstünde motor arızalandı. Ferhan koca motoru sırtına aldı, yürüye yürüye ulaştık hep birlikte stada!
Ama Ferhan’ın gücü sadece kaslarıyla, yumruklarıyla sınırlı değildi. Müthiş arkadaş canlısı, sağlam kişilikli bir sporcuydu aynı zamanda.
Boyu 1.80 filandı. İriliği nedeniyle hantal gibi gözükse de, aslında çok çevik bir stoperdi. Cankurtaran’da Muzaffer Abi ile birlikte savunmanın göbeğinde oynardı. Kafa toplarına çok hakimdi, ama yerden de kolayca çalım yemezdi.
Cankurtaran’daki şampiyonluk maçlarımızdan biri de Özcan Oal’lı, Fenerbahçe’nin ve ulusal takımın değişmezi Yılmaz Şen’li Yaylaspor ile oynamıştık. Ferhan’ın rakiplere soluk aldırmayışını, kalemize akın yapılamadığını hatırlıyorum şu anda!
Ferhan’ın transferine ben ön ayak olmuştum. Ben 1964-65’te gelmiştim Davutpaşa’ya. Başkan Müfit Değer’e söz etmiştim Ferhan’ın yeteneklerinden. Ferhan hem mahalli ligden terfi edişimizde, hem de ikinci ligdeki maçlarda bayağı başarılı oyunlar çıkarmıştı.
Ferhan varlıklı bir ailenin çocuğuydu. Ailenin Kapalıçarşı’da iki de dükkanı vardı. Biri, hala Nuruosmaniye Kapısının oralarda. Hediyelik eşya satıyorlardı. Son senelere kadar oradaydı Ferhan.
Ama biz ona Ferhat derdik. Aynen kaleci Ergin Ümit’e Engin dediğimiz gibi bu işte bir tuhaflık var. Oysa dönemin basınında, Fotospor yıllıklarında adı hep Ferhan diye geçiyor.’’