AHMET BAYRAKLI
Alipaşa kedilerinin dikkatini, dinine derin duygularla bağlı oluşuyla çeken Ahmet Bayraklı 15 Ağustos 1965 Arapgir doğumlu. Aynen Davut Kılıç ve Kemal Sunal abileri gibi Malatyalı.
Bayraklı ve ailesi 1970 senesine kadar anayurtlarında yaşamış, sonra hep birlikte İstanbul’un yolunu tutmuş. Yerleştikleri semt Yedikule olmuş. Bayraklı 1985 yılına kadar bu semtin kaldırımlarını çiğnemiş. 1985’te bir zamanlar birilerinin Paris kentiyle benzeştirdiği Kocamustafapaşa’ya taşınmış. O gün bugündür orada.
Mediha annesi ev hanımı, rahmetli Salim babası ise işçiymiş. 1973 doğumlu erkek kardeş Mehmet’in de kısa bir topçuluk yaşamı olmuş, Cimbom’un miniklerinde ve Özel İdare’de.
Bayraklı Yedikule İlkokulu, Yedikule Ortaokulu ve Yedikule Lisesi’ni bitirmiş art arda. Lise diploması 1982 yazında çerçeveletilmiş. Eskişehir Anadolu Üniversitesi, İşletme bölümü ise 1992 yılında bitmiş. Açıköğretim mezunu.
Futbola başlangıç Beşiktaş altyapısında, sene 1976. Minikler takımında Adnan Dinçer’in gözetiminde olmuş ilk ayaktopu dersleri. 1977 senesi ise Yedikule’ye gelişiyle mana kazanıyor. Çalıştırıcısı Yılmaz Hoşgir. Burada lisansı çıkıyor, 1982’ye kadar genç ve A takımlarında ter döküyor.
Bayraklar’ın 1982-88 yılları arasında Bozkurt Mensucat’ta hem çalıştığını, hem de top oynadığını görüyoruz. Koç’a bağlı bu tekstil firmasının takımında oldukça başarılı günler görüyor. Hem ikinci, hem de birinci amatör kümede şampiyonluklar tadıyor.
1988 ile 1998 arası ise Şilespor’da geçiyor. Birinci amatörün bu güçlü takımına katkı koyarken, Bayraklı aynı zamanda Ticaret Bankası’nda da çalışıyor, Nuruosmaniye’de. Futbolu faal olarak 1994’de bırakıyor. Son dört yılı takıma sadece çalıştırıcı olarak katkı sunuyor.
Bayraklı’nın vatani hizmeti 1990-91 yıllarında. Kısa dönem. Bilecik ve Kütahya’da.
Bayraklı futbolcu yaşantısını sağbek ve orta sahanın sağında geçirmiş. Belki çok üstün bir oyuncu değilmiş ama dinamik, gayretli, takımı için her şeyini veren hırslı bir sporcuymuş. Disiplinliymiş hem de. Sağ ayağı daha güçlüymüş. Rakipten çok oyuna odaklandığı, kasıtlı hareketlerden kaçındığı için kart mart nedir bilmezmiş.
1998 sonrası hep çalıştırıcı kimliğinde izliyoruz Bayraklı’yı. Ercan Ötünçtimur onu yanına, Nişantaşı takımına yardımcı antrenör olarak alıyor. Ama çalışkan Ahmet’i bu yıllarda,Davutpaşa takımının miniklerinin hocası olarak da alkışlıyoruz geceleri. Uzunyusuf’ta geçen günlerden bugün Sertaç, Sencer, Tufan, Murat, Koray gibi yetenekli yavruları hatırlıyor. Bir de son maçta çok iyi oynamamıza karşın Kadırga’ya 0-1 yenilerek şampiyonluğu Yeşildirek’e kaptırışımızı.
Doksanların ortasında A takımımızı da çalıştırıyor Bayraklı. Davut Kılıç ona yardım ediyor, el birliğiyle bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Halil, kaleci Suat, Adnan Demirsoy, Tarık, İlyas, Murat, Ertan, adlarını anımsayamadığı Gürcü ikizler A takım kadrosundan belleğinde kalanlar.
Bayraklı’nın amatör kümelerde geçen çalıştırıcı yaşantısı sayısız takımla dopdolu. Yeşildirek, Halkalı Yenidoğan, Yedikule genç takımı, Kocamustafapaşa genç takımı gibi.
2001 yılı çok önemli onun için. Günay Kayalar’ın önayak oluşuyla Uzanlar’ın elinde yeniden, yıllar sonra birinci kümenin güçlü bir takımına dönüşen İstanbulspor’un minikler ve U14’ünü çalıştırıyor. Üç yıl sürüyor bu mesai.
2004 : Batı Trakya’da, birinci amatörden süper amatöre çıkış. Alınan iki şampiyonluk çalışkan çalıştırıcının başarı hanesine kaydoluyor.
2006 : Kocamustafapaşa alt yapısı ona emanet. Süper gençte oynayıp Türkiye dördüncülüğü alıyorlar.
2008 : Damlaspor ile birinci amatör kümede. Altyapı sorumlusu. Türkiye dördüncülüğü yeniden.
2010: Beylikdüzü ile Bal liginde. Altyapı sorumlusu, A takımı yardımcı hocası.
2011: Damlaspor’un U14’ü ile Türkiye şampiyonluğu.
2012: Bayrampaşa Tuna takımıyla Süper amatörde. Altyapı sorumlusu ve A takım yardımcısı.
Bayraklı’nın amatörce sürdürdüğü top yaşantısı dışında, hayatını kazandığı mesleklerine de göz atarsak 1982-8 arasını Bozkurt Mensucat, 1988-98 arasını Türk Ticaret Bankası, Kredi Kartlar bölümü, 1998-2001 arasını ise İhlas Finans Kredi Kartlar Müdürlüğü’nde geçirdiğini görüyoruz.
Bayraklı’nın dünya evine girişi 1996 yılında. İlkin desinatör olan, sonra ev hanımlığında karar kılan Beyhan hanımla 17 yıldır mutlu bir birliktelikleri var. Zeynep İrem (1999) ve Ömer Turan (2003) bu beraberliğin meyveleri.
Bayraklı kitap okumayı seviyor, hareketli filmleri izliyor, ağır ve sakin olması koşuluyla yerli ve yabancı müziklere kulak veriyor, 2009 model Clio HB kullanıyor, fırsat buldukça yüzüyor, ailesine yeterince zaman ayıramamaktan şikayet ediyor. Muhafazakar biri, Zaman, Akit ve Sabah gazeteleri okuyor, Kanal 7, Samanyolu kanallarını seyrediyor.
Gezi olaylarıyla ilgili, direnişçilerin sandık yoluyla iktidarı devirmelerinin daha doğru olacağı görüşünde. İsyanın ekonomiye olumsuz yansıyacağını, bunun da ülke genelinde tatsız gelişmeleri tetikleyeceğine inanıyor. Nükleer santrallara ve Hes’lere muhalif, bunların doğayı katlettiğini düşünüyor.
Kendisini çok duyarlı biri olarak tanımlıyor, bunu da olumsuz bir özellik olarak değerlendiriyor. Bu devrin adamı olmak için vurdumduymaz olmak gerekir, diye ekliyor. Esnek olamamasının zararını o çekiyormuş çünkü. İnsancıl biriyim, diyor. Cömertim, dürüstüm, diyor.