İLYAS ESEN





 

 



General Kılıç’ın, Olabileceği yere asla gelemedi,  çok yetenekliydi, ama asla olabileceği kadar olamadı, çünkü çok haşarıydı, kendisini defalarca baba şefkatiyle dövdüm ama bir türlü uslandıramadım, dediği İlyas Esen Davutpaşa tarihinin hem yetenekli, hem de yakışıklı santrforlarından biri. 23 Eylül 1974 doğumlu.
           
Şehremeni’de geçmiş hayatı, 39 yıllık köklü semtte. Baba Bahri camcı, anne Nimet ev hanımı, iki erkek bir kız kardeşler.
 
Öğrenim hayatı kısa sürmüş haşarı İlyas’ın, Uzun Yusuf İlkokulu ve Vedide Baha Pars Ortaokulu’nda yedi yıl dirsek eskittikten sonra orta ikiden ayrılmış ve hayatın ta dibine doğru yolculuğa çıkmış.
 
Altı yedi yıl matbaa işleriyle askere kadar çalışmış, Tozkoparan’daymış işyeri.
 
Davutpaşa’ya gelişi doksanların başında, Uzunyusuf’ta debelendiğimiz senelerde. 1994’e kadar 14-16, genç ve A takımı formalarını ıslatmış. 
 
1994 senesi geldiğinde askerliğin yolunu tutmuş. Acemi birliği Kayseri.Komandoymuş. Usta birliği ise Gökçeada. Bu süre içinde birlik içinde yapılan maçlarda boy göstermiş, gollerini sıralamış.
              
Terhis olduktan sonra Yeşildirek (1996-98) ve Çapa (1999-2000) takımlarında top koşturmuş. Ama parasız oynamaktan usandığı için erkenden bırakmış ayaktopunu.
 
Hayatını kazanmak için aile işine dönmüş. Camcılığa yani. 1996-2013 arası bu meslekle kazanmış hayatını. İş yeri Çukurbostan, Küçük Hamam’da.
 
Dünya evine girişi 2002, Maber hanım ile. Nisa (2005) bu birlikteliğin şirin meyvesi.
 
İlyas 1.88’lik boyu ve gösterişli bedeniyle santrfor mevkiinde forma giymiş. Sağ ayağı daha güçlüymüş. Kafa toplarında ise, Daha iyi olabilirdim, biçiminde özeleştiri yapıyor. Daha çok ayakla atmış gollerini. Tekniğiyle oynarmış, enerjisi biraz az gelirmiş. Kondisyon eksikliğini o günlerdeki gece hayatının yoğunluğuyla açıklıyor. Haylaza kaçıyormuş yani. İdmanları da hafif kaytarıyormuş. Hırslı bir oyuncu olmadığını belirtiyor gülümseyerek. Gücünün yettiğince didişiyormuş rakip savunmacılarla. Kart görmezmiş pek.
 
Kişiliğini tanımlarken, Çok iyi biriyim ama epey asabiyim, diyor. Agresifim, kolay parlar, ama çabuk sönerim. İnsan ilişkilerim iyidir, ama aşırı sosyal olduğum da söylenemez, diye ekliyor. Cömertim çok, bu nedenle sırtım bir türlü yerden kalkmıyor. Yeşili severim, hayvanları severim, özellikle köpekleri. 
                        
Esen’in aile ilişkileri sıcağa yakın, geniş bir aileye sahip. Davutpaşacamiasının  Makedonya Üsküp kökenli üyelerindenbiri. Baba Bahri 1959 yılında gelmiş Şehremeni’ye. Ama Balkan Türkleri arasında etkin olan dernek faaliyetlerine pek katılmıyor Esen.
 
İş dışında arkadaşlarla halı sahada maç yapmasını seviyor. İçki içmiyor ama cigara tüttürmekten hoşlanıyor. Yüzme de sevdiği sporlardan. Daha çok Silivri ve Şarköy’de denize giriyor. Araba kullanıyor. Temkinli bir sürücü olduğunu belirtiyor.
 
Santrforlardan Van Basten ve Hakan Şükür en çok beğendikleri. Gece hayatı çoktan bitmiş, ama 18-28 yaş aralığında Beyoğlu ve Aksaray semtlerinin kuytu karanlıklarında bayağı dolaşmış.
 
Müzikle arası iyi, Türk popu favorisi. Sezen Aksu, Kayahan ve Candan Erçetin en çok kulak verdikleri. Televizyon izlemeyi seviyor, özellikle dizileri. Eskiden Kurtlar Vadisi’ymiş favorisi ama artık havası kalmadığını, epey tavsadığını söylüyor dizinin. Pis Yedili de gözdeleri arasındaymış.
      
Eski Davutpaşalıkankaları Tarık, Birol, Cem, Ertan, Kasım, Metin, Murat Köksal, İbrahim hala görüştüğü topçular.
 
Nükleer santrallar ve Hes’ler konusunda hiçbir şey düşünmüyor, çünkü yeterince sorunu olduğunu söylüyor. Bunları düşünecek zamanı yokmuş. Gezi direnişini ise hoş görmüyor. Direnişçiler haklı bile olsalar, eyleme geçme biçimleriona göre yanlışmış.